BAHARDA KAN RENGİ!

Bahar yeşildir, kırmızı değil!

Bahar neşedir, üzüntü değil!

Bahar Can’dır, kan değil!

Baharımızı kana çevirdiler, sevincimizi yasa dönüştürdüler, hayatımızı zindana çevirdiler...

Nevroz yeniden doğuştur, Ölüm değil! Can’ı, Can’larımızı götürdüler...

Yedi düvel bize karşı birleşti barışımızı savaşa dönüştürdüler...

Gençlerimizi, çocuklarımızı uçuruma sürüklediler, yaşadılar yaşatmadılar, yediler yedirmediler...

Bizi bizden kopardılar. Çalıştılar, çabaladılar; oğulları ve kızları anne ve babalardan ayırdılar...

Bahar yeşildir, kırmızı değil!

Bahar neşedir, üzüntü değil!

Bahar Can’dır, kan değil!

Bahar Güneş’tir bulut değil!

Güneş’in renklerini soldurdular. Kara bulutları baharda getirdiler...

Gökkuşağı gibiydik, renk bırakmadılar. Yeşil dedik siyah dediler, mavi dedik beyaz dediler...

Ya siyahsın ya beyaz dediler. Gökkuşağı renklerini bu baharda insanlara yasak ettiler...

Kuşların ve güvercinlerin seslerini bize yasak ettiler, tilki ve kurtları başımıza musallat ettiler...

Yemeğimize kan doğradılar, bütün akbabaları başımıza topladılar. Ölmeden bizleri toprağa gömdüler...

Soldan geldiler, Sağdan geldiler; Batı’dan geldiler, Kuzey’den geldiler ne yapıp ettiler bizi bize düşman ettiler...

Gözlerimizi kapattılar, kulaklarımızı sağır ettiler bizi bilmez ettiler, bizi bizlere karşı kullandılar...

Baharımızı Kışa çevirdiler; yeşilimizi sararttılar, çiçeğimizi soldurdular; gençliğimizi ihtiyarlığa tebdil ettiler...

Dimdik ayaktaydık süründürdüler, Güçlüydük zayıf düşürdüler, doğruyduk yanlış yaptırdılar, “Nereden nereye” diye söylettiler...

Her iniş bir çıkıştır, her kışın sonu bir bahardır, her üzüntünün sonu neşedir bilemediler...

Sevgimizi nefrete dönüştürdüler, kardeşi kardeşe düşman ettiler; öldürdüler sırtımızdan vurdular sonra da karşımıza geçip güldüler...

Bir o yana bir öbür yana döndüler, yüzlerini Batı’ya sırtlarını bize çevirdiler, ihaneti öğrendiler...

Bahar yeşildir, kırmızı değil!

Bahar neşedir, üzüntü değil!

Bahar Can’dır, kan değil!

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ