- 26-07-2017 20:56
- 106
-Mış gibi geçiyor ömrümüz.
Mutlumuş gibi yapmak,
Sağlıklıymış gibi davranmak,
Seviyormuş
Ya da hiç sevmiyormuş gibi,
Haddin fazla kazanıyor
Ya da hiç kazanmıyormuş gibi görünmek…
Demem o ki -mış gibi yaparak geçiyor hayat.
Basın Bayramı da öyle işte…
Çok iyi, çok başarılı, çok özgür ve demokrat, çok kazanıyor ve değer görüyor (mişiz, mışız, müşüz, muşuz, müşüz vs...) gibi bir bayram…
Sansürün kaldırılışının bilmem kaçıncı yıl dönümü(ymüş)…
O yüzden 24 Temmuz tarihi, Basın Bayramı ilan edilmiş…
Bayram var ama bayram gibi bir çalışma ortamı yok.
Sansür yok ama yazdıklarından ötürü yargılanmak var.
Var-Yok dengesizliği, çetin bir kural hayatta.
Filozofların bu dengeyi neden araştırmadığını veya fizik kuralı olarak incelenmediğini de sormuşumdur hep.
Her neyse,
Demem o ki -mış gibi bir Basın Bayramı.
İhale ilanları ile mahkûm edilip, eli kolu bağlanan bir basın,
Bir KHK ile kapatılabilen bir basın,
Her düşündüğünü yazamayan bir basın,
Yazdıklarından ötürü yargılanan bir basın,
Ya hiç değer görmeyen
Ya da olması gerekenden daha fazla değer gören bir basın,
Belki hak ettiğinden daha fazla kazanan
Belki de tüm emekleri yol sayılıp, kazancı elinden alınan basın,
Ya da tam tersi,
Yani;
Yazamayan bir basın,
Okuyamayan ve okutamayan bir basın,
Sorgulayamayan bir basın,
Hatta maşa olan bir basın,
Oysa;
Bağımsız,
Ekonomik gücünü eline almış bir basın olmalı diyoruz…