- 22-07-2024 16:17
- 2524
Batman’da hırsızlık olaylarının önü bir türlü alınamıyor.
Hırsızlar işlerinde engel tanımıyor.
Gece gündüz onlar için fark etmez.
Evde, işyerinde, kamusal alanda, toplu taşımada, camide, her yerde mesleklerini icra edebilirler.
Geçen gün çocukları ile İstanbul’a gitmek için şehir içi dolmuşa binen bir anne de hırsızlardan nasibini aldı.
Haberi olmadan çantasındaki cüzdanını alan hırsız, kayıplara karıştı.
Cüzdandaki parası ve kimlikler kaybolunca anne, otogarda mahsur kaldı.
Geçici kimlik kartı çıkarılarak yardımseverlerin katkıları ile son anda otobüse yetişip yola çıktı.
Hemen hemen her gün buna benzer hırsızlık vakaları yaşanıyor şehrimizde.
Sadece vatandaş mağdur olmuyor, kurumlar da mağdur oluyor.
Örneğin mazgallar, logar kapakları çalınıyor.
Camilerin klimaları, muslukları hatta halıları bile çalınıyor.
Evlerden beyaz eşyalar, telefon ve bilgisayarlar çalınıyor.
Şehrimizde hırsızlık vakalarının yaygın ve çoğunlukta olmasının birçok nedeni var elbette.
Sosyal bir yaradır, hırsızlık.
Bunun ekonomik, siyasi, ahlaki birçok boyutu var.
Uyuşturucu kullanımı bile bir etkendir.
Öncelikle hırsızlığı her açıdan analiz etmek gerekir.
Buna göre sosyal ekonomik tedbirler geliştirmek gerekir.
Hırsızlık vakaları yaşandığı zaman genelde mağdur kişi suçlanır.
Hırsızlığa karşı neden bireysel olarak tedbir almadın diye….
Oysa asıl suçlu belli.
Hırsızlığın asla haklı bir mazeret ve gerekçesi olamaz.
Bir kişi niyet etmişse siz ne kadar da tedbir alırsanız alın, mutlaka bir yolunu bulup eylemin gerçekleştirir.
Ancak hırsızlığa karşı caydırıcılığı artıracak yol ve yöntemler alınırsa hırsızlık vakalarında ciddi azalma yaşanabilir.
Hırsızlar çaldıkları eşyaları genelde ikinci el diye gidip satıyor.
Kimi esnaf da bilerek veya bilmeyerek çalıntı malları alıyor.
Hatta başka bir iddiaya göre göz göre çalıntı malları alıyorlar.
Oysa yasaya göre, çalıntı mal satın alan, satan, devreden veya yanına emanet olarak alan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis ve on bin liraya kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
Anlayacağınız hırsızlık malını bulunduran da satan da alan da hırsız kadar suçludur.
Spotçu, hurdacı ve kuyumculara bunu tebliğ etmek gerekir.
Diğer bir önlem olarak da 2. el mal ve malzeme alan kim olursa olsun, kamera takma zorunluluğu, alacağı eşyayı kimden ve ne zaman aldığına dair kayıt alması gerekir.
Özellikle hurdacıları mercek altına almak lazım.
Hırsızlar, belediyenin logar kapaklarından tutun, Telekom ve DEDAŞ’ın hatları ve trafolarına kadar ne bulsalar çalıp hurda olarak satmaktadır.
Bu çalıntı malların üzerinde kurumların logorları bulunmasına rağmen satın alanlar var.
Ucuza aldıkları için hurdacının işine geliyor, bu alışveriş.
Bu nedenle en az hırsızlar kadar ikinci el malzeme ve ürünleri alanlar da takibe alınmalıdır.
Kimden gelirse gelsin 2. el ürün alındığında kameralar önünde kaydın oluşturulması gerekir.
Kaydı olmayan ürünlere ise hırsızlık işlemi yapılması gerekir.
Hırsızlar için bu önlem alınırsa eminim Batmanda hırsızlık vakalarında ciddi bir azalma olur.
Sadece polisiye tedbirlerle hırsızlık önlenemez.