BATMAN’DAKİ MEZAR EVLER!

Batman, mezar ev konusunda bir dünya markası! Mezar ev olarak tanımladığımız evlerin fiyatları 400-500 bin liraya kadar çıkıyor. Yanlış duymadınız, eski para ile yarım trilyon, deniz yok, boğaz yok, golf sahası yok…
İşin fiyat boyutunu sonra konuşuruz da şu mezar konusunu ivedilikle halletmemiz gerekir. Malumunuz Batman zemin noktasında çok sağlam bir yapıya sahip değil. Malzeme çok gevşek ve su zemine çok yakın, bazen üç beş metrede su çıktığı oluyor.
Birçok temel, kazı sırasında su baskınına uğrar. Su baskınları yüzünden, günlerce işler bekler. Yeni açılacak kadın doğum hastanesi de bunlardan birisiydi. Temelde çıkan su, inşaatın ilerlemesini ciddi manada engellemişti. Sonrasında birkaç kez müteahhit değişmiş, hastanenin açılışı defalarca ertelenmişti.
İşin birde, fay hattı, obruk ve verimli tarım arazisi boyutu var.
Altından fay hattı geçen, obruklar açılan, birkaç metrede su çıkan, oldukça gevşek tarım arazisi, imara açılmış ve buralarda şehrin en pahalı binaları inşa edilmiş. Fiyatlar, sahil kenarındaki ev fiyatlarıyla yarışıyor.
Birileri rant veya başka bir amaçla buraları imara açıyor, birileri oraya bina dikiyor, birileri de satıyor. İyi de vatandaş niye gidip bir çuval para verip burada oturuyor. Neredeyse her yıl açılan dibi görünmeyen obrukları da mı görmüyor.
Geçen hafta yine açıldı o obruklardan biri. Hemde yarım trilyonluk dairelerin görüş açısında! O geniş ve lüks balkonlardan bakınca, ölüm görünüyor mu acaba?
Püfür püfür esen rüzgarla, burnunuza ölüm kokusu geliyor mu?
Göçen toprağın kenarına gömdüğünüz bu kadar paranın, bir mezar eve dönüşme ihtimali korkutmuyor mu sizi?
Birde pandemide ortaya çıkan diğer husus var. Yarım trilyon vermişsiniz, çıkıp basacak toprağınız yok! 100, 150 belki 200 daire var ama ortak alan yok. Yani var yok. Herkes bir çocuğunun elini alıp aşağı inse ve tek ayak üstünde dursa, yinede ayak basacak yer kalmaz. Sosyal mesafe veya nefes payı hak getire…
Arabalarda yola park ediliyor. 7-8 yıl önce tarla olan mahallede, yollar trafiği kaldırmıyor. 70-80 değil 7-8 yıl sonrasını bile hayal edemiyorum!
 Bu kadar zalim olunmaz. Bir şehre bu kadar zulüm yapılmaz. Bu kadar yüksek, havadar, zemini daha sağlam arazi varken, şehri basık, göçük, sulu araziye gömmek cinayettir.
Yollar park eden araçlardan geçilmiyor. Çocuklar dört duvardan çıkamıyor. Yaşlılar bahçeye çıkıp nefes alamıyor. Yetişkinler toprağa basıp elektriği boşaltamıyor. Hava, beton yığınlarından ve basık kottan sirküle olamıyor.
Tüm bunları geçtik, göçük/obruk kapımızda!
Daha ne diyeyim, mezar ev demeyeyim de ne diyeyim?
Göz göre göre mezara para verip, yaşam alanı diye bir o kadar da eşya yığana ne diyeyim?
İlla ki göçük yada Allah muhafaza depremin kapıyı çalmasını mı bekleyelim?
İnsanların iş işten geçmeden evvel işini sağlama bağladığı, evlerin gerçek anlamda yaşam alanı olduğu yarınlar dileğiyle, sağlıklı ve mutlu kalın

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ