Batman duyarlı bir kent

Batman duyarlı bir kent

Batman, her anlamda takdir ettiğim şehirlerden biri.

Taziye kültürümüz, kalabalık düğün kültürümüz , misafirperverliğimiz, yardımlaşma kültürümüz, bu kente ruh katıyor.

Farkında mısınız, ülkenin neresinde bir felaket olsa Batman var gücüyle ayağa kalkıyor.

Bunu yaparken ülkenin doğusu, batısı, alevisi, dindar demeden tek yürek olması, Batman’ı Batman yapan en önemli özellik.

6 Şubat’a hepimizin içini yakan bir felaket yaşadık.

10 şehrimiz yerle bir oldu.

Binlerce insanımız öldü.

Tam 15 milyon insan, bu depremden doğrudan etkilendi.

Bu insanların, farklı şehirlerde olan yakınlarını ve sevdiklerini de düşünürsek, tüm Türkiye’yi saran bir acıya şahitlik ettik.

Bizler, belki o şehirlerde hiç yakınımız ya da tanıdığımız olmamasına rağmen o derin acıyı içimizde hissettik.

Enkaz altında kalan insanlar, enkazın başında sevdiklerini kurtarmak için günlerce bekleyen çaresiz aileler, ölen kadınlar, çocuklar, gençler…

Depremden sonra bir terliğe muhtaç hale gelen insanlar, yemek kuyruğunda bekleyen anneler, babalar…

Bu acıya alışmak mümkün değil.

Düşündükçe içimizi kanatacak bir yara oldu, kolay kolay kabuk da bağlamaz sanıyorum.

Gelelim, Batman’ın o kadim ruhuna.

Depremin ilk saatlerinden itibaren onca yardım tırı nasıl hazırlanıp yola çıkarıldı, şaşırmamak elde değil.

Böylesine yoksul bir şehirde insanlar sofralarından, dişinden tırnağından arttırıp deprem bölgesine gönderdi.

Üstelik hiç tanımadıkları insanlara…

Deprem bölgesindeki insanların “Batman nasıl bir şehir böyle? İlk günden beri hep yanımızda” dediklerini duyduk, ne kadar da gururlandık.

Van depreminde de giden ilk yardım tırı da Batman’ındı.

Batman’da bu ruhu kaybetmeyelim.

Derler ki;

Acı hissediyorsan canlısın, başka birinin acısını hissediyorsan insan…

İnsanlığımızı hiç kaybetmediğimiz günlerimiz olsun.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ