Batman Günlüğü-13

Batman Günlüğü-13

Bir hafta aranın ardından Batman günlüğünde yine birlikteyiz.

Yazacak bir şey olmadığından değil elbette.

Konu olarak yazacak o kadar mesele olduğu için boş geçti.

Bu hafta da yazılacak çok önemli konular sırada bekliyor ama günlüğü her hafta merakla bekleyen okuyucular olduğunu bildiğim için bu hafta boş geçmesin dedim.

Sadece okuyucular açısından değil benim için de bu günlüklerin özel bir önemi var, çünkü bu sayede tarihe notlar düşüyorum.

Birileri deve kuşu misali başını kuma gömse de en azından başımızı eğmeden, gözümüzü kapatmadan, onurumuzu çiğnetmeden başımız dik bir şekilde görevimizi yapıyoruz.

Bu halimizle bizi seven de var, sevmeyen de…

Herkese saygımız var.

Derdimiz kimseyi kırmak değil elbette.

Batman’ın gündemine gelirsek;

Batman’a petrol diyarı diyorlar ya bana göre asırlık başkanlar diyarıdır da.

Bir konuma gelen kolay kolay oturduğu koltuğu bırakmıyor.

Ne sevdaymış bu koltuk sevdası.

Keşke sadece koltuk sevdası olmasaydı, hema içinde bir pıçik Batman sevdası da olsaydı.

Birazcık hizmet aşkı, projeler, hedefler olsaydı.

Yok babam nerede.

Sadece beni başkan yapın diyor asırlık başkanlar.

Asırlık eserlerimiz pek yok ama çok şükür başkanlarımız var.

Batman’da şimdi de koltuğa sahip olma sevdası başlamış.

Bir müdürlük yetmez iki müdürlük görevi, bir başkanlık yetmez iki oda ve dernek başkanlığı istiyor herkes.

Gören de bir görevi hakkıyla yapmışlar da ikinci ve üçüncü görevi de istiyorlar diye düşünür.

Siyasette koltuğu kapanlar da öyle.

Ölene kadar milletvekili, belediye başkanı, il başkanı kalmak istiyorlar.

Seçim sürecine girdiğimiz bu dönemde tüm siyasi partilerde yine asırlık siyasilerin isimleri milletvekili adaylığı için ön planda.

İşte karşı çıkan olmayınca, yazan olmayınca bu tür durumlarla sık sık karşılaşıyor insan.

Doğruları konuşup yazınca da topa tutuyorlar seni.

Vay anam sen  isin bunları yazan?

Yazmaya devam tabi.

Bu aralar çocuk sesleri sokaklarda pek duyulmuyor, çünkü yarı yıl tatili olmuş.

Ama daha önceki heyecan ve mutluluk yok.

Eğitim öğretimde bitmeyen sistem değişikliği, özel anlar ve günlere de gölge düşürdü.

Son 50 yılın en yağışsız kışı yaşanıyor ya rüzgâr da pek esmiyor.

Rüzgâr esmeyince buna paralel olarak Batmanın havası da kirleniyor.

Çanak gibi çukurluk bir alanda kurulmuş olan şehir merkezinde özellikle akşamları artan hava kirliliği yüzünden neredeyse nefes almak güç.

Hava kalitesi gittikçe bozuluyor.

Batman’ın havası Türkiye’deki hava kadar bozuk.

Tabi bunun tek sebebi iklim değişikliği değil.

Enerji fiyatlarındaki artış ve kaçak elektriğin önüne geçilmesi ile özelikle dar gelirli aileler ısınmak için yakacağın kalitesine bakmadan en ucuz neyse onu yakıyor.

Ekonomik şartlar bizim hava kalitemizi de bozdu anlayacağınız.

Bizim gazetenin gündemine gelirsek;

Bir gazeteciyi daha mezun ettik. Arkadaşımız Bayram Ayhan aramızdan ayrılma kararı aldı, bunun yerine Sonsöz ailesine Batman’ın nabzını en iyi tutan ve yurttaş gazeteciliği yapan Alican Atak kardeşimiz çalışacak.

Bayram’a emekleri için teşekkür ederken, Alican Atak arkadaşımıza da hoş geldin, güç katacaksın diyorum.

Batman Günlüğüne bu hafta bu notları yazdık.

Gelecek hafta görüşmek umudu ile kalın sağlıcakla.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ