Batman Günlüğü-8

Batman Günlüğü-8

Batman için açtığım günlük sayfası teker teker dolmaya başladı.

Bugün sekizincisi yayınlanmış oldu.

Belki günü gelir  yazdığım bu günlükler kitaplaşır da tarihe notlar düşme adına anı olarak gelecek kuşaklara bir eser olarak kalır.

Şehrimizin tarihine, insanına, kültürüne ve değerlerine sahip çıkma uğraşısı verirken şehirleşme tarihi 70 yıl olan Batman’ın silüetleri birer birer yok oluyor.

Önce çarşı merkezindeki eski kaymakamlık ve valilik binası, sonra eski belediye binası, eski otogar, eski halk kültür merkezi binası, son olarak eski itfaiye binası ve Atatürk heykelinin olduğu alan, peyzaj düzenlemesi adı altında farklı bir imaja büründürüldü.

Şimdi de eski devlet hastanesi binası yıkıldı.

Şehrin ilk temellerinin atıldığı dönemden kala kala bir tek DDY Garı, işlevi ve dokusu değişmişse de eski hal binası kaldı.

Diğer yapıların yıktırılması ile şehrin hafızası birer birer yok oluyor.

Yıllarca atıl durumda bulunan eski devlet hastanesi binası yıkılmadan işlevi değiştirilebilirdi oysa.

Onu da korumayı beceremedik.

Bir şehrin hafızası silüetidir.

Silueti ile birlikte sadece hafızası yok olmuyor, anıları, tarihi, kültürü de yok oluyor. 

Koskoca 12 bin yıllık tarihi geçmişe sahip olan Hasankeyf’i korumayanlar, ömrü 70 yıllık olan binaları mı koruyacak?

Anlayacağınız Batman, kendi değerlerine sahip çıkmıyor, değerlerini korumuyor.

Batman’ın diğer bir değeri de petrolüdür.

Petrol denince Batman, Batman denince TPAO akla geliyor.

TPAO’nun 69. yıldönümü kutlanıyor bu aralar.

Kuruluşundan bu yana petrol fışkırıyor bu topraklarda.

Batman halen ürettikçe üretiyor.

Dolayısı ile TPAO’nun kuruluş yıldöneminde keşke Batman’da bir etkinlik düzenlenseydi veya uzun süredir yapımı devam eden Petrol Müzesinin açılışı yapılsaydı.

O da olmadı.

İnsan Hakları Haftası olduğu için daha çok bu yönde etkinlikler yapılıyor bu ara.

Açıklamalar 14 yıl önce kentin en işlek caddesinin başına konulan İnsan Hakları anıtı önünde yapılıyor.

İnsan hakları, hak ve hukuk, bu topraklarda halen sorun.

34 yıldır hak temelli gazetecilik yapıyorum.

İlkelerimden ödün vermemek için uğraştım, didindim.

Maddi olarak Batman’da görev yapan en genç muhabirden bile daha az kazanç elde ettim

Toplumda çevre bilincini artırma, değerleri koruma, hak savunuculuğu yapmak amacı ile bu mesleği sürdürmeye çalıştım hep.

İlkeli duruşuma rağmen son günlerde okurlarımdan, yazılarım ile ilgili eleştiriler geliyor.

Görüşlerine, önerisine ve eleştirilerine değer verdiğim ve her gün yazılarımı çok uzaktan okuyan bir okurum dün mesaj atmış, “Artık senin de yazılarını okumayacağım” diyor.

Bu tepkisinden anladım anlayacağımı tabi.

Okurum, benim için böyle düşünüyorsa, çıkarları uğruna ilkesiz olup meslektaşım bile demeye utandığım kişiler için kim bilir ne düşünüyordur.

Sadık bir okurumu kaybettim dün.

Yazılarımı okuyanlardan biri daha eksildi.

Bu mesaj sadece bana değil hepimizedir.

İnsanların bizim gibi kamusal ve kutsal görevi yapanlarla ve kurumlarla ilgili inancını ve umudunu yitirmesini iyi okumamız gerekir.

Ben mesajımı aldım, umarım her gazeteci ve kurum yetkilisi de bu mesajı doğru anlar.

Bu günlüğü de benim açımdan üzücü bir gelişmeyle tamamladık böylece.

Kalın sağlıcakla…

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ