BATMAN’IN KARANLIK YÜZÜ!

Batman aydınlık bir şehir. 
Bunu görmeyenlere anlatmak oldukça zordur. 
Lakin görenlere de bir şey anlatmaya gerek yoktur.
Paris ne kadar güzel bilmiyoruz ama bize doğunun Paris’i dediklerine göre, iyi bir şey söylüyorlar. 
Batman sıcakkanlı bir şehir. 

Zengin bir şehir. 
Yeniliğe açık, nüfusu genç, girişimcilik ruhu yüksek, coğrafi olanakları müsait...
Handikaplarını soracak olursanız, onu da söyleyeyim, 300 yılda olması gereken gelişim, 60 yılda olmuş. Biraz kontrolsüz, biraz ayarsız, biraz eksik... 
Batman’ın olağanüstü gelişim hızı, bunların sebeplerinden biri olabilir. 

Ama asıl sebep değil. 
Şimdi sebeplere girip zaman kaybetmek yerine direk konuya girmek istiyorum. 
Bu kadar hızlı gelişen modern ve zengin bir şehrin giriş kapıları kesinlikle kendisini yansıtmıyor. 
Karanlık, dar, tehlikeli, sıkıntılı... 
Özellikle en önemli ve en yoğun giriş olan Diyarbakır girişi!

Tam bir rezalet!
Sinan karakolundan sonra, Siirt çevre yoluna bağlanan yolun ayrılmasıyla, tek şeride düşüyor. 
Belki yetkililer, herkes yeni çevre yolundan geçsin diyecek ama bu çevre yolu, şehrin asıl yoğunluğunun olduğu yöne bağlanmıyor. 
Ağır vasıtalar için kısmen mantıklı ama şehrin %80’i ve Kozluk, Sason, Van, Muş, İran yani uluslararası geçişler, bu yoldan yapılıyor. 
Bu yol tek şerit. Girişte Batman’ı tanıtacak bir kemer, sembol veya emare yok. Köprü desen daracık, karanlık ve demode... 

Daha geçen hafta köprüde meydana gelen trafik kazasında 2 araç köprüden uçtu. 
2 vatandaşımız can verdi. 

Çözmeniz için ölmemiz mi gerekir, sözü var ya!
Öldük yine çözmüyorlar!

Yakışmıyor, bu şehre bu girişler, bu karanlık yüz, bu silik kimlik yakışmıyor. 
Beldelere hatta köylere bile girerken, sanatsal ya da tarihi kemerler yapıp, şehrimize hoş geldiniz diyorlar. Birkaç ışık, birde yerleşim yerinin kimliğini tanıtan semboller... 
4 tarafı yollarla döşeli Batmanımızda maalesef tek bir düzenleme yok. 
İster gir ister girme gibi bir hava var. 

Hatta anlattığım Diyarbakır girişinde sanki girmeseniz daha iyi olur havası var!
Bu havayı dağıtın artık. 
Siyasiler, bürokratlar, sivil toplum, sorumluluklarınızı yerine getirin artık. 
Bu şehir bizim, bu hıza ayak uydurmak, şehrin kimliğini korumak ve bu kimliğe layık olmak gerekir. 
Girişlerin, öncelikle can güvenliği açısından düzenlenip, genişletilip aydınlatılması, akabinde şehrin hüviyetini yansıtan estetik ve anlamlı eserlerle süslenmesi elzemdir.

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ