Batman sevdalısı bir eğitimci Mehmet Özmen

Batman sevdalısı bir eğitimci Mehmet Özmen

Öğretmenler değerlidir. Ama bazı öğretmenler daha değerlidir.

Bunlardan biride lise yıllarında bana öğretmenlik yapan Değerli Hocam Mehmet Özmen

Onunla 1981 yılında Endüstri Meslek Lisesinde tanıştım. Motor Bölüm Öğretmeniydi. Daha sonra idarecilik yılları oldu. Mehmet Hocam okulun en değerli öğretmenlerindendi. Bölüm öğretmenimiz olduğundan onunla uzun bir mesaimiz oldu.

Şunu açık yüreklilikle söyleyeyim. Mehmet Hocamız her zaman zarif, nazif, naif, beyefendi, tatlı sözlü, güler yüzlü, hoş sohbet, nazik bir insandı. Ben öğrenciliğim boyunca onun bırakın birilerine kızmasına, sesini kaldırmasına bile şahit olmadım. O, saygıdeğer bir beyefendiydi.  

Dürüstlüğü, çalışkanlığı, fedakârlığı, sevilip sayılmasını sağlamıştı. Bana “İnsanın tarifini yap” deseler, tereddütsüz Mehmet Özmen Hocamı tarif ederim. Bizler, severdik bu hocamızı…

Ben Liseye başladığımda Mehmet Hocam daha Batman’a yeni gelmişti. Aslen Trabzonluydu. 80’li yıllarda Batman da başlamıştı öğretmenliğe. O gün bu gündür Batman da görev yapıyordu. Dile kolay tam 44 yıldır Batmanda öğrenci yetiştirdi.

Onunla bir sohbette “Batmandan ayrılmayı hiç düşünmediniz mi?” Diye sormuştum. Bana “Batman benim memleketim. Çocuklarım burada büyüdüler, burada evlendiler. Buraya yerleştiler. Artık kendimi Batmanlı görüyorum.” Demişti.

Gerçekten Mehmet hocam Batman sevdalısı biriydi. Batman’a çok emek veriyordu. Abartısız on binlerce öğrenci yetiştirmiş değerli bir öğretmenlerimizdendi.  

Meslek lisesinden sonra Batman Üniversitesi Motorlu Araçlar ve Ulaştırma Teknolojileri̇ Bölümünde öğretim görevliliği yaptı. Hocamız, Batman ve Batmanlılara değer katan, Batmanı kendi memleketine bile tercih edebilecek kadar Batmanlılaşan, Batman halkını canı gönülden seven bir Eğitimci…

Batmanın zor yıllarından tanırım kendisini…

28 Şubatın rüzgârıyla etrafa kuduz köpek gibi saldıran tek dişli canavarların esip gürlediği yıllardan…

Sene 1999 ve bir üniversite sınavındayız. O yıllar başörtülüler; canavar, örtü; medeniyeti perdeleyen ucubeydi. Salon başkanı olduğum bir sınıfta iki öğrenci başörtülü… Bu öğrencilerden biri habire “Başörtümü çıkarayım mı?” Diye soru soruyor, ben duymazdan geliyorum, diğeri ise köşesine sinmiş birazda pısmış “Aman kimse beni görmesin” modunda. Üniversite Sınavı herkes için hayat memat meselesi. Yanımda görevli öğretmen bana “Hocam başörtülüler, örtülerini çıkarmıyor” diyerek işaret ediyor. Ben ise sessiz bir şekilde “Ben kimsenin örtüsünü çıkarmam. Kendileri çıkarırsa da karışmam. Sizde karışmayın” diyorum. Ama arkadaş anlamıyor. Derken bir ara kayboldu. Sınıfa Ankara’dan gelen ÖSYM Temsilcisi ile girdi. Arkadaş, başörtülü öğrencileri işaret edince, ÖSYM Temsilcisi “Başörtüyle sınava giremezsiniz. Başörtülerinizi çıkarın.” diyerek uyardı. “Başımı açayım mı?” diye iki de bir soran öğrenci hemen başını açarken, ezilip büzülen öğrenci “Örtümü çıkaramam. Allah’ın emri” diyerek itiraz etti. Temsilci “Ya çıkarırsın ve ya çıkarsın” diyerek kesin komutu verdi.

Bizler ise sadece seyrediyoruz.

Üniversite sınavına hayatını bağlamış, halinden çok iyi hazırlandığı belli olan öğrenci, gözyaşları içinde ağlaya ağlaya sınıfı terk etti. ÖSYM Temsilcisi, çatık kaş modundayken, yanımdaki arkadaş, mutlu bir tebessümle sırıtıyordu. Ben ise sinirimden gözyaşları akıtarak koridora çıktım.

İşte tam o an da sınavda üniversite görevlisi olan Mehmet Özmen hocam yanımda belirdi. Gözlerimden akan yaşları görünce bir baba şefkatiyle bana sarıldı. Kendinden emin bir şekilde “Ağlama Faysal! Elbet bugünlerde geçecek. Sabret. Bu böyle gitmeyecek.” Diyerek beni teselli etmeye çalıştı. Ben sadece “Müslüman bir beldede, Müslüman olduklarını söyleyenlerin, nasıl bu kadar dinsiz olduklarına şaşıyorum.” Diyebildim.

O günden sonra zindan, hapis, sürgün ve ihanet gibi birçok zorlukla karşılaştım. Bu süreç bana on yıla, ülkeye ise en az 50 yıla mal oldu. Mehmet Hocam daha o gün bana bugünlerin geleceğini haber verecek kadar ileri görüşlü bir insandı.

Batmana döndüğüm de ilk ziyaret ettiklerim arasında Mehmet Özmen Hocam vardı. Tebessümünden, güler yüzlülüğünden,  samimi ve içtenliğinden hiçbir şey kaybetmemişti. Bu güzel beldeye hizmet etmenin sevincini yaşıyordu.

Zaman böyle uzadı gitti. Ta geçen güne kadar… Değerli Mehmet Hocam Batmandan ayrılacağına dair bir mesaj atmıştı.  Mesaj da “31 Ekim 1980 de başladığım memuriyet hayatım 5 Haziran 2024 te sona erecektir. Böylece Batman'dan ayrılma zamanı geldi. Bu süre içerisinde bilerek veya bilmeyerek isteyerek veya istemeyerek bir kusurumuz olmuşsa özür diliyorum. Benden yana olan hak ve hukukumu helal ediyorum. Sizler de hak ve hukukunuzu helal ediniz. Zulüm altında olan ümmeti Muhammed'e Rabbim yardımını esirgemesin. Zalimleri kahru perişan eylesin.” diyordu.

Demek ki Hocamın Batman’dan ayrılma zamanı gelmişti.   

Batman'dan ayrılışım 12 Haziran saat 12.15 merkez kampüs ek bina önünden olacaktır.  Şimdiden Allah'a ısmarladık. Bir daha buluşmak üzere Allaha emanet olunuz.” diyordu. Anlaşılan bu güzel insan 44 yıldan sonra Batmandan ayrılacaktı. Batmanlılar adına gerçekten çok üzüldüm.

O, bir Trabzonlu fakat Batman’a emek veren Batman sevdalısı, iyi bir eğitimciydi.

Değerli Hocam! sizlerin ayrılışı bizleri ziyadesi ile müteessir etti. Batman ve bizler için yaptıklarını unutmayacağız. Sizlerin bizim üzerimizde hakkınız varken bizlerin sizin üzerinde hakkı olmamakla beraber, hakkımızı helal ediyoruz. Sizi can u gönülden seviyoruz. Her yerde Gönüllü bir Batman sevdalısı olduğunuzu biliyoruz. Sizde, bizler gibi Batmanlısınız

Kıymetli Mehmet Özmen Hocam! Ellerinizden öpüyorum. Dualarınızın dualarımız olduğu bilinciyle Allaha emanet olunuz. Yolunuz açık olsun.

Wesselam… 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ