- 02-08-2023 16:29
- 02-08-2023 16:31
- 7324
“Batman Üniversitesinde tuhaf şeyler oluyor” başlıklı yazım gazete ve internet sayfamızda yayınlandıktan sonra olumlu ve olumsuz bir sürü tepki aldım.
“Üniversitenin başarılı çalışmalarını az bile yazmışsın” diyen de oldu, “çok abartmışsınız” diyenler de oldu.
Her iki tarafın görüşüne saygı duydum.
Öncelikle şunu belirteyim;
Batman Üniversitesi ile ilgili yazıyı yazmadan önce detaylı bir araştırma içerisine girdim.
Üniversitenin mevcut yönetimi ile ilgili tüm gelişmeleri masaya yatırdım.
Konu hakkında öğrencileri, akademisyenleri ve en son Rektör İdris Demir’i dinledim.
Şunu da belirtmekte yarar var;
Batman Üniversitesi Rektörü İdris Demir göreve başladıktan bu yana hem Batmanlı olması hem de şehrimizin genel çıkarları açısından üniversiteyi önemsediğimden dolayı çalışmalarını takip ediyor ve imkanlarım açısından destekliyorum.
Batman Üniversitesinin elbette başarılar kadar yetmezlikleri ve yanlışları da vardır.
Mucizeler gerçekleştirdiler demiyorum ama ortada bir iyi niyet, kamu malını koruma, öğrenciye ve akademisyene değer verme ve Batmanı sahiplenme çabası gördüğümden dolayı başarılı buluyorum.
Yanlışlar ve eksiklikler yok mu? Elbette var.
Daha iyi işler yapılamaz mı? Elbette yapılabilir.
Sezar’ın hakkını Sezar’a teslim etmek gerekir.
Üniversite kuruluşundan bu yana Batman Üniversitesi bu denli şeffaf ve iyi yönetilmemiş, kurumsallaşma ile ilgili bu denli adımlar atılmamıştır.
Bunu söyleyince birileri bundan rahatsızlık duyuyor.
Acımasızca hakkımda yersiz iddialarda bulunuyorlar.
Beni bilgisizlikle suçluyorlar.
Bu güne kadar üniversite yönetiminin şahsıma bireysel olarak sağladığı hiçbir avantaj ve katkı olmamıştır, olmuşsa benim manevi katkılarım olmuştur.
Ne geçmişte ve ne de gelecekte hiçbir zaman kişisel bir talebim ve beklentim olmamıştır, olamaz da.
Benim kalemimi satın alabilecek bir kurum, kişi, menfaat ve para yoktur bu dünyada.
Her konuda alnım açık ve başım diktir.
Belli ki en çok da beklenti içerisinde istediğini elde edemeyenler benim yazılarımdan rahatsız oluyor.
Her türlü eleştiri ve önerinin başım üstünde yeri var ama iftira ve karalama yapanlara ise hiç tahammülüm yoktur.
Bana iletilmek üzere gazetenin yazı işlerinden üniversite ile ilgili yazım ile ilgili bir eleştiri yazısı gönderildi.
Yazı tekzip midir, tehdit midir anlamadım.
Yazı sahipleri yazılarının sadece benimle paylaşılmasını istemişler.
İzinleri olmadığı için yayınlamıyorum.
Ama şunu söyleyeyim, yazıdaki üslup ve iddialar şahsıma yapılmış bir hakaretti.
Kendilerine göre bilgisiz, kör bir cahilim.
Hiçbir şeyden haberim yok.
Oysa Batman Üniversitesinin faaliyetleri ile ilgili yazım, tam 80 sayfalık güncel faaliyet raporunun sadece bir özetiydi.
Faaliyetleri teker teker inceledim.
Çoğunun doğruluğundan emin olmak için öğrenci ve akademisyenlerle de görüştüm.
Ayrıca üniversitenin birçok sanal ve yüz yüze konferansına katılmış biriyim.
Üniversitenin icraatlarına inanmasam, görmesem hiç birini köşemde yayınlamam.
Bu yüzden beni bilgisizlikle, tutarsızlıkla, kişisel beklenti ve çıkarcılıkla itham edenler buyursunlar gelsinler 80 sayfalık faaliyet raporunu birlikte inceleyelim.
Yine söylüyorum, benim bir şahsi beklentim yok, olamaz da.
Acaba diyorum, onların hangi beklentileri gerçekleşmedi ki Batman Üniversite Yönetimine ve şahsıma bu kadar tahammülsüzdürler?
Bir de hangi cüretle gazete yönetimine beni şikâyet edip “Recep Kavuş’un yazılarını incelemeye alın ve öyle yayınlayın” diyorlar.
Bana tehdit mektubu yollayanlara burada sesleniyorum;
Batman Üniversitesindeki uygulamalarla ilgili bir iddianız ve somut belgeleriniz varsa bize gönderin ve gerçek kimliğinizle karşımıza çıkın, yayınlayalım.
Yayınlamayan namerttir.
Yeter ki gerçekçi olun.
Sadece siz değil, birçok kişi bana eleştiride bulundu, hak verdiğim çok değerli kişiler de oldu.
Ama üslubunuz beni üzdü.
Sizden önce yazım ile ilgili mert ve yürekli bir akademisyen beni arayarak dedi ki;
“Siz üniversite ile ilgili bunları yazıyorsunuz ama bilmediğiniz bir sürü yanlış da var” dedi.
Kendisi ile yarım saat konuştuk.
Çok mantıklı iddialarda bulundu.
Bunlardan biri, üniversitede yapılan akademik kongrede özgür bir tartışma platformunun olmadığı, akademisyenlerinin görüş ve önerilerini dile getirilmelerine fırsat verilmediği eleştirisiydi.
Bu konuyu da araştırıp gelen diğer eleştirilerle birlikte köşemde yer vermeye karar vermiştim.
Ancak bu zehir zemberek ve tehdit ve hakaretvari eleştiriyi görünce dayanamadım, bu yazıyı kaleme aldım.