- 11-11-2020 18:44
- 52
Eski bir yerel siyasetçinin sözüydü, “Batman x(ğ)oştır, le bele şinayisi yoktur”.
Üstad şunu demek istemiş, Batman güzeldir ama yeşil alanı yoktur/yetersizdir.
Aslında her şey bu yeşil(şinayi) mevzusunda saklı.
Mevzu, sadece doğa ve çevre değil.
Mevzu, sevgi, saygı, vefa, din, ahlak…
Bunların hepsini nasıl yeşile bağladınız demeyin.
Yeşilin içerisinde bunların hepsi var.
Teker teker açıklayıp size sunum yapma niyetinde değilim.
Sadece biraz doluyum. Çevremizde, ömründe hiç ağaç ekmediği halde onlarca ağacı telef eden onlarca insan var. Kullandığı, peçete, kağıt, bardak ve kese gibi materyallerin hammaddesini hesaplamıyorum bile.
Bu cinslerin şehirde yaşayanları, gördükleri her alana beton dökerler. Binalar dip dibe, balkondan balkona atla. Merdivenler caddeye sıfır, arabayı kaldırıma park et. Yayalar caddede yürüsün, çocuklar arabaların üstüne çıksın.
Yetkililerde koltuklarda caka satsın!
Trafik sıkışsın, çocuklar düşsün, hava kirlensin, insanlar betondan hastalansın, duvarlar insanların üstüne üstüne gelip psikolojilerini bozsun, cinnet hali yaşansın…
Vay yetkililer vay! Hiçte etkili değilmişsiniz, etkin olmanız gereken alanlarda!
30 yıl önce ilçe, 70 yıl önce köydük!
Bu şehir yeni kuruldu. Herkes araçların artış hızını, insanların üreme hızını, ekonomideki gelişmeleri ve köyden kente göçü biliyordu.
Hadi tüm bunları geçtik, şuan şehrin neredeyse yüzde ellisinin yaşadığı Belde, Gültepe, Çamlıtepe gibi mahalleler 15 yıl önce yoktu.
Çok verimli tarım arazisi olan, gevşek bir yapıya sahip, aynı zamanda fay hattının güzergahı bu lokasyonda, koca koca binalara izin verildi. Diğerlerini geçtim de bu binalarda oturanların, üreyecekleri, soluyacakları, arabaya binecekleri hiç akla gelmemiş olacak ki yollar minyatür, otoparklar minyatür, çocuk parkları minyatür, gerçek parklar minyatür hatta bazıları minyatür bile değil!
Teknoloji o kadar gelişmiş ki görünmeyen parklar, yeşil alanlar, sosyal alanlar yapmışlar.
Kağıt üzerinde var ama müteahhit, teknolojik manevralarla onu görünmez kılmış.
Doktorlarda iftira atıyor Müteahhit ve devlet yetkililerine. Hastalığınız kirli havadan, betondan, güneş görmemezlikten diyor.
Onlar istiyor ki bir dönümün 100 metresine bina, 900 metresine yeşil alan, çocuk parkı ve yürüyüş alanı olsun. Otopark binanın altında olsun, caddelerde çok geniş olsun. Kaldırımlar, orta refuj ve parklarda koca koca ağaçlar olsun, orada da kuşlar yuva yapıp, cik cik cik desin.
Bu doktorlara tıp fakültesinde romantizm dersi mi veriyorlar?
Tarımcılarda çok romantik, kanal açıp 50 kilometreden su getirmişler, toprakları sulamışlar. Bu arazilere imar vurunca, vayy efendim, yazıktır, günahtır. Siz imam mısınız kardeşim?
Devlet büyüklerimizden iyi mi bileceksiniz?
Mısır ekeceğinize, biz size bina dikeriz. Suyunuzu da biz size dökeriz!
Şimdi tarımcının biri çıkıp, her çifti tarlasına 5 ağaç dikecek, bu ağacı kuruyana devlet desteği kesecek dese, ona da kızacak birileri. Vatandaş nasıl tarlasını yaksın diyecek!
Bu tarımcılar, tıpçılardan daha romantik çıktı. Neymiş efendim, ağaçmış, bitki örtüsüymüş, minerallermiş, börtü böcekmiş... Bunların hepsi, internette var, açın bakın kendinize.
İmamlarda günah diyor, ağaç kesmek günah diyor. Yarın öleceğinizi bilseniz ağaç dikin diyor. Doğaya çıkmak, gökyüzüne bakıp yıldızları izlemek iyidir diyor.
Sanki vatandaştan ve devlet büyüklerimizden iyi biliyorlar!!!
Velhasıl ı kelam, bu şinayi meselesi çok uzun. Şinayisi olmayan memleket hastadır, sakattır, bir ayağı çukurdadır.
Buna sebep olanlar ve göz yumanlarsa yamuğun önde gidenidir.
Şinayisi kem olan memeleketin, vicdanı da kemdır.