- 21-04-2021 10:57
- 3826
11 Mart’ta Türkiye’de ilk koronavirüs vakaları açıklandığında her ilde olduğu gibi Batman’da da bir panik yaşanmıştı.
Daha sonra İstanbul’dan Batman’a gelen bir yolcuda da ilimizin ilk vakası görülmüş oldu.
O gün bu gündür Batman’da koronavirüse karşı bir yaşam mücadelesi veriliyor.
Bugüne kadar kaç Batmanlının enfekte olduğu, henüz bilinmiyor.
Çünkü rakamlar ya açıklanmıyor ya da inandırıcı bulunmuyor.
Sürü bağışıklığı olursa, toplum rahatlar denilmişti.
İki pik dönemi geçirdik ama mutasyona uğrayan virüsle birlikte bu öngörü de boşa çıktı.
Vakalar azalancı normalleşme sürecine geçildi ancak insanlardaki rehavet ve umursamazlıkla birlikte bu kez rakamlar ikiye katlanmaya başladı.
Türkiye’nin en düşük riskli illeri arasındayken, övündük, gururlandık.
Ama bu durum da kısa sürdü.
Sağlık Bakanlığı her hafta yüz bin kişide görülen vakaların oranını açıklıyor.
Batman’ın rakamları 157’lere gitti.
Bu durum korkutucu.
Demek ki insanlar artık boşver’di.
Bunun psikolojik, ekonomik ve sosyal boyutları mutlaka ki vardır.
İnsanlar artık çok sıkıldı, bunaldı.
Ancak hiçbir sebep, koronavirüse karşı savaşı bırakmak ve pes etmek için geçerli değildir.
Çünkü her koronavirüs hastası, en az 10 kişiye bulaştırıyor.
10 kişiye hastalığı bulaştırdığınızı ve bu insanlardan birinin öldüğünü ya da onda kalıcı hasara yol açtığını düşünün, bu adeta katil olmak gibi bir şey.
Sadece kendimiz için değil, ailemiz, sevdiklerimiz ve çevremizdeki diğer insanlar için de dikkat etmek zorundayız, bunu kabul etmemiz gerekir.
Koronavirüse karşı tedbir almadığımız sürece bu illet, yakamızda duracak, bunu anlamamız gerekir.
İşyerleri kapalı, zorlanıyoruz.
Esnaf iş yapamıyor, kan ağlıyor, bunu anlıyoruz.
İnsanlar evde çok sıkılıyor, biliyoruz.
Okullar kapalı, öğrenciler eğitimden uzaklaştı, bu durum çok korkutucu, farkındayız.
Ancak karşımızda ciddi bir düşman var.
Binlerce aileden can alan bir düşman.
Bunu hafife almamak gerekir.
bu yüzden topyekün bir savaş gerekir,.
Bu savaşta birimizin eksik olması, birimizin bu savaşa katılmaması, virüsün elini güçlendiriyor.
Bu yüzden, sen, ben, hepimiz, aynı safta yer almalıyız.
Bunlar, sadece devletin kısıtlama ve tedbirleriyle de olacak şeyler değil.
Hepimiz, canla başla, sabırla ve inatla virüse karşı savaşmalıyız.
Yapacaklarımız da çok basit aslında.
Ellerimizi sık sık yıkamak, en yakınımız bile olsa diğer insanlarla aramıza mesafe koymak ve maske takmak, bu kadar zor almamalı.
Bu tedbirlere ne kadar sıkı uyarsak, o kadar çabuk normale döneriz, bunu unutmayalım.