Bir buruk bayram daha yaşıyoruz. Pandeminin gölgesinde bir Ramazanı Şerifi ihya etmeye çalıştık. Ancak Ramazanı Şerifte ibadetlerimizi de gereğince ifa edemedik.
Korona Virüsün artarak can almaya devam ettiği Ramazan ayı başlangıcında bir takım tedbirler alınmaya başlandı.
Bunlar arasında da Camilerde Teravih namazının kılınmaması kararı da vardı. Vakit namazları kılınıyor, tesbihat yapılıyordu.
Ancak Teravih kılınmıyordu. Tesbihat yapılan süre boyunca Teravih kılınabilirdi. Yani en azından 8 rekât olarak kılınabilirdi.
Sanırım Peygamber Efendimiz(s.a.v) de Teravihi 8 rekât olarak kılıyordu. Teravihin 20 rekât olarak kılınması Hz. Ömer dönemine denk geliyor.
Zaten Cami Cemaatinden bir kısım insan da Tesbihat süresince 8 Rekât Teravih kılarak ibadetini tamamlamış oluyordu.
Kadir Gecesini de ihya ettik. Ancak her Kadir Gecesinde gecenin ilerleyen saatlerinde Cemaatle Tespih namazı kılınıyordu.
Bu Kadir Gecesinde ise Cami Cemaati ile Tespih namazı kılınamadı. Tespih namazını eda etmek isteyen evde kılmış oldu.
Teravih namazı ve tespih namazı illa ki Camide kılınması gereken namazlar değildir. Bunlar evde de pekâlâ kılınabilir.
Nitekim bir Hadisi Şerif’te de evlerimizin kabre dönüştürülmemesi gerektiği ifade edilerek evlerde de namaz kılmamız gerektiği söylenmektedir.
Hatası ve sevabı ile bir Ramazanı Şerifi bitirip çok şükür Bayrama ulaştık. Bizleri Ramazan Bayramına ulaştıran Rabbimize hamd olsun.
Her Ramazan olduğu gibi bu Ramazanı Şerif’te de azgın ve Katil İsrail Filistin’deki kardeşlerimize baskı ve zulüm yapar.
Her geçen gün azgınlığı, vahşiliği ve caniliği artan Siyonist İsrail bu Ramazanı Şerif’te de zulümlerine devam etti.
Baskının, Şiddetin ve İşgalin boyutunu artırarak zulmüne devam eden İsrail bu defa da Mescidi Aksa’ya saldırdı.
Kadir gecesi gibi kutsal bir günde Mescidi Aksa’da bekleyen ve ibadet eden Müslümanlara saldıran, plastik mermi kullanan, gaz fişeği atan İsrail’e dur diyen yok maalesef.
Bayram geldi ama Müslüman beldeleri işgal altındadır. Müslüman beldelerinde kan, gözyaşı ve şiddet devam etmektedir.
Ramazan’da Müslümanlara yapılan eziyet, işkence ve şiddet artarak devam etmektedir. Zalimler, Siyonistler ve İslam Düşmanları kinlerini kusmaktadırlar.
Hiçbir kutsala saygı göstermeden pervasızca katletmeye devam eden küfrün temsilcileri bu Ramazanda aynı şeyi yapmaya devam ettiler.
Birkaç gün öncesinde Afganistan’ın Başkenti Kabil de bombalama olayını haber aldık. ABD ve işbirlikçileri karıştırmaya devam ediyordu.
Bayram geldi ama Müslümanların zihinleri işgal altındadır. Müslümanların niyetleri ve amaçları Müslümanların aleyhinedir.
Bayram geldi ama bir nesli kaybetmek üzereyiz. Müslüman ailenin gençliği kaybedilmiş bir gençlik olarak tarihe geçmek üzere…
Müsteşrikler, müttekebirler, oryantalistler durmadan çalışmakta ve Müslüman nesli ifsad etmeye çabalamaktadırlar.
Bayram geldi ama Müslümanlar adalet duygusunu ve hissini kaybettiler. Her şeyi kendi lehlerine ve çıkarlarına devşirerek Adaleti yok ettiler.
Bayram geldi ama Müslümanlar merhamet kavramını lağvettiler. Merhameti ne yoksula ne komşuya gösterdiler.
Bayram geldi ama Müslümanların kalbinde Allah’tan başka putlar yer edindi. Menfaat, çıkar, para, makam kalplerde birer put haline geldi.
Bayram geldi ama Müslümanlar için doğruluk, dürüstlük anlamını yitirdi. Doğruluk ve dürüstlük birer meta olmadıkları için unutuldu.
Bayram geldi ama Müslümanlar i fakir, fukarayı görmedi, açlığı fark etmedi. Fakir ve fukaraya karşı Müslümanlar hissizleşti.
Bayram geldi ama Müslümanlar kendine yapılan zulme rıza gösterdiler. Zulme rıza göstermenin yanında bir de zulmün yanında yer aldılar.
Bayram geldi ama Müslüman için benden olsun da ne olursa olsun anlayışı hâkim oldu. Liyakat ve hak etkisizleştirildi.
Bayram geldi ama Müslümanlar uyuyor. İnşallah bu Bayram Müslümanların uyandığı ve asli değerlerine döndüğü bir Bayram olur.