BELA, DEVLETE Mİ MİLLETE Mİ?

Son zamanlarda başımıza gelen deprem, sel ve dolu gibi felaketler kendimizi sorgulama gereği hasıl etti.

Ne oluyor acaba!

Bunlar sıradan tevellud olan doğa hareketleri mi yoksa Yaradan’ın bize bir ihtarı mı?

Herkes bunu inancına göre değerlendirir.

Müslümanlar ise kaderin, hayrın ve şerrin Allah’tan geldiğine inanır. Ona göre pozisyonunu alır.

Üstad Bediuzzaman bela ve musibetlerin 3 farklı sebebi vardır der.

Birincisi cezadır. Yoldan çıkan, isyan eden, zulüm edene, Yaradan bela ve musibet gönderir, böyle terbiye eder!

İkincisi şefkat tokadıdır. Yüce Yaradan sevdiği kuluna ihtar gönderir. Kendini düzelt der. Bunu derken de çektiği eza ile günahlarını hafifletir.

Üçüncüsü ise ödüldür. Yüce Yaradan sevdiği(ermiş) kulunun makamını yükseltmek için verir belayı. Belaya maruz kalan mübarekler, sabreder, şükreder ve makam atlarlar. Yani yandıkça pişer, piştikçe makam atlarlar. Buna biz sıradan insanların pek aklı ermez zaten.

Bizi daha çok bir ve iki ilgilendiriyor.

Bazen ihtar alıyoruz bazen de ceza!

Önemli olan verilen bu uyarıları doğru olarak algılayıp, tedbirleri ona göre almaktır.

Hem maddi hemde manevi tedbirleri birbirilerine engel olmayacak şekilde almak gerekir.

Altyapıyı sağlamlaştırmadan edilecek her türlü dua ve istek muhtemelen askıda kalacaktır.

Altyapıyı istediğiniz kadar sağlamlaştırın, Yaradan’ı unuttuğunuz anda, Titanik gibi parçalanıp mahcup olunacaktır!

Dengeyi iyi sağlamak gerekir!

Şimdi gelelim bu musibetlerin muhatabına!

Devlet mi millet mi?

Devlet zulmetti, haksızlık etti, adaletten taviz verdi de Yaradan şefkat tokadı mı attı?

Yoksa, millet mi benzer saiklerle aldı tokadı?

Belki ikisinin de bu tokatta alacak bir dersi vardır!

İnsanoğlunun bir kısmı azgınlıkta, zulümde, zulme sessiz kalmakta, israf ve savurganlıkta haddi aşmış durumda olabilir mi acaba?

Diğer taraftan devlet geçtiği bu kritik süreçten, suçluları cezalandırırken, adalet çizgisinden sapmış veya suçlularla birlikte masumları da cezalandırmış olabilir mi?

Sormak, sorgulamak lazım!

Herkesin üstüne düşen dersi alıp düşünmesi gerekir!

Allah, hatasını bilip, kabullenip affedilmesini dileyene şefkat ve merhamet kapılarını her zaman açar!

Ama bunu kabullenmeyip, gözlerini kapatırsa, af dilemeyip hatalarında, günahlarında, zulüm ve azgınlığında ısrar ederse, cezaya müstahak olur!

Sonuç olarak devletle millet aynı zincirin halkaları, tokadı hangisi yerse diğeri etkilenir.

Onun içinde devlet milletini, millet devletini kollamalıdır. Azgınlığa taşkınlığa ve pervasızlığa izin vermemelidir.

Herkesin yaptıklarından ve başına gelenlerden ders alarak önüne baktığı yarınlar dileğiyle, sağlıklı ve mutlu kalın…  

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ