BEN SENİN ALIN YAZINIM SİLEMEYECEĞİN

                                                           - O Hep sevdi. Gizli gizli sevdi. Aşkı onu ele verdi.

Bir şekilde hayatına girdim ansızın ve hayatını hayat olmaktan çıkardığım o sevgili, o can, o canan beni silmek ve unutmak istemiş.

Oysa ben onun alın yazısıyım hiç bir zaman silemeyeceği.

Oysa o hep bir aşk şiirimdi sayfalara aktarmadığım. Ruhumda melodram olarak saklı ve gizemli olan.

Ben onu yaşam boyu sevebilecek miyim? Yoksa o da anılar mezarlığımda kendisine ayrılan yerini alacak mı?

Son’ları bilmeden, ayrılıkları yok ederek anı yaşamak; aşk gönül kapınızı çalmışsa size o kadar sokulabilmişse doya doya sevmek ve sevilmek hem de kontrolsüzce işte bu ruh hali hayatı ve yaşananları şiirleştirmez mi?

Sevmek o güzeli deli gibi sevmek hoyratça sevmek, Dicle’ce sevmek çağlarcasına.

Hal böyleyken gönül tutuşmuşken niçin ayrılık ey sevgili? “Beni sakın sevme yanarsın, benim sana gizli gizli yandığımca” demenin, yazmanın yeri ve sırası mıydı?

Aşk yalındır, makyajsızdır, ama, fakat, niçin ve nedensizdir.

 Nedenleri, sebep ve sonuçları, kuralları olan beraberliklerin, alışkanlıkların adına “Aşk” denilebilir mi?

Aşkı gizlemek, nedensiz ve niçin’siz miktarsız sevmek, her daim sevmek onu görüp ona sarılma özlemi, ten kokusunu sineye çekme hasreti zamanları parçalarcasına, saatleri buz misali dondururcasına sevmek varken duyguları, aşkı perdelemenin anlamı ne?

Böyle severken, bunca severken aynı zamanda da sevilirken o sevgiliyi anılar mezarlığında arşivlemek aşkın ruhuna, kanununa, varoluş tarzına aykırı değil mi?

Acılar aşkın eseri mi?

Aşk acıların biriktirdiği bir sonuç mu? İnleyen asude nağmeler mi? Aşık olmadan onun beni sevdiğince sevmeden bilmek cevaplamak ne mümkün?

Yaşanan ve daha yaşanacak özlem ve hasretlerden sonra “o benim alın yazımmış silemeyeceğim, o sevgilimmiş” eskilerden, çok zamanlar ötesinden beriye bana doğru gelen, yahut sevgi yağmurlarınca üstüme yağdırılan, bana ait güzel hisleri aldı seni senden sen hep sevdin gizli gizli sevdin canım aşkın ve sevme tarzın seni ele verdi.

Geldin gönül bahçemde yerini aldın, filizlendin, fidan oldun. Ah… O bunu bilseydi. Görseydi, benim sevdiğimce sevseydi diye içerlenme. Her sevgi miktarınca karşı sevgiyi de beraberinde getirir.

 

Yaralı bir martı çığlık atar

Uyandırır beni hülyalarımdan

Artık uyuyamam haram olur sabahlar

Yazarım, anarım, ağlarım candan.

 

Sel Derya olur da akarsa coşkulu, coşkulu akmakta olan derya his fırtınasında, duygu seline dönüştüğünde önünde durulur mu? Biz’i bu hale sen getirdin. Ben de yakıp yıkıp yok edemedim. Sel sularına kapılıp sevdiğince sevdim.

 

“Ya gel! Ya da beni de al yanına” diyorsa aşığın yüreği gidilmez mi? Böyle diyen o can, canan sevilmez mi? Gönül bahçemde açan gonca gülüme.

 

Şafak vakti bir çoban

      Kaval çalar

Hem çalar hem ağlar

Bülbülün yanık figanına

Gonca gül kan rengi açar

Güller ve güzeller

Benim için bana açan goncam

Güllerden de, güzellerden de

            Güzel mi güzel

An olur, gün olur

            Mevsimler geçer

Güller solar

Tutuşan gönüllerdi izleri kalır

            O gonca

            O sevgili

            O şiirleşen yar.

 

M. Ekmen

16/06/2016 İstanbul

 

 

Ben ressam değilim ama aşkın tablosunu çizdim siyah ve kırmızı renklerle çizilenden ötürü tuval kendini çok beğenip kendine aşık oldu.

Ben şair değilim onu ve aşkını şiir olarak yazdım ruhumda gizemli ve sır’lı yerini alan.

Biz o sahil kentte iki Mehmet idik bir masada batmakta olan günle gitmeye hazır olan Mehmedin biri aşıktı, aşkını anlatıyordu gözleri nemli ve ıslak titrek bir sesle.

Martılar çığlık atıyorlardı melodram bir tonajla. Öbür Mehmet ben idim aşık Mehmedi dinleyip özel okurlarına yazan. İşte böyledir aşk alır ikiye böler insanı beni böldüğünce hem anlatandım hem yazan.

Sevmeden  yaşamın çekilmez olduğuna inananlardanım. “Allah bile seviniz diyor” sevginin gücü sonsuz ve bitimsizdir. Test edilemez ölçülüp biçilemez.

Ben senin alın yazınım silemeyeceğin demek isterdim hem de yüzüne göz bebeklerinde eriyip kaybolarak o Derya’da bir aşık olarak sevip sevilen bir aşık.

***

Zorlandım bunları yazarken, acı çekmedim değil farkına varmadan içinde bulunduğum ruh halim ve sanal olsa da olmayan, olmayacak sevgilimi yaşadım sayenizde. Anılar mezarlığımdan bir ölü dirildi gelip buldu beni çok uzaklardan şekil sima ve isim değiştirerek kendini yaşatıyor bana.

***

Böylesi esintiler için benden şiir ve karmaşık duygular dolu yazılar beklentisi içinde olan özel okurlarımın olduğunu fark ettim. Onlara yazdım Bayram armağanı olsun.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ