Bindik bir alamete! (2)

Bindik bir alamete! (2)

Bundan bir ay önce yine bu başlık altında bir makale kaleme aldım, çok olumlu eleştiri aldığım için bende bu yazının devamı olarak yeni bir makale yazayım dedim; sanırım 2-3-4 böyle devam edecek gibi.

Ülkede olan bitenleri anlatırken ‘bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete’ demiştim, haksızda değilim büyük bilinmezliklerle birlikte kıyamete doğru hızlı bir biçimde yol almış durumdayız.

Adalet Bakanı adaletsizlikten yakınırsa (Abdülhamit Gül) Tarım Bakanı “herkes kendi karpuzunu eksin!”, ekonomi bakanı rakamlardan söz edilince “gözlerimin içine bak ne görüyorsun?”, birileri Kürtçe müzik konserlerini yasaklıyorsa, muhalefet “saray kaçma planı yapıyor!” der ise bence bu kıyamet uzak değil pek yakındır.

***

Bir ülkede 30 milyondan fazla Kürt yaşıyorsa ve her dil serbest iken bu insanların dili yasak ise bu ülkede bir şeylerin ters gittiğini anlamak sizce çok mu zor?

Bir ülkede insanlara açlığı öğretip, ‘şükredin’ denilerek diğer taraftan küçük bir azınlık saltanat yaşıyorsa ve hala “sabredin düzelecek” deniliyorsa o ülkede hiç bir şeyin doğru gitmediğini anlamak çok mu zor?

Her şeyi bırak, Türkiye güllük gülistanlıkmış gibi her şeyi unutup, Valiler kararnamesine takıldık. Eski vali, yeni vali, yalakalık tartışmaları derken unuttuk asli vazifemizi.

Her vali bir üst düzey bürokrattır ve devletin emrindedir ve görevini yapmakla yükümlüdür.

Fazla övmek ya da yermekle hiç bir şey değişmez en iyisi herkesi bırakalım işini yapsın.

Mülteci meselesinde de istikrarlı ne dış ne de iç politika üretilemiyor ülkemizin adı neredeyse “Göçmenistan!” olarak değiştirilecek.

Dünyanın her yerinden göçmen geliyor göçmen sayısı o kadar artıyor ki bizler bile ülkemizde yabancılaştık!

Göçmenlerin ülkelerine geri dönmeleri için geç kalınmadan gerekli her şey yapılmalı.

***

SADAT’a gelince dünya alem ne olduğunu öğrendi bizi yönetenler “tanımıyorum, bilmiyorum” demekle yetindiler bu teşkilat neyin nesi kimin fesi diye her nedense kimse merak edip araştırmadı. Al sana bir alamet-i farika daha meçhule doğru koşar adımla gidiyoruz bakalım ne olacak?

Bir çöp tenekesi de (!) çıkıyor birilerine güvenerek  “Z kuşağı oy kullanmasın” diyebiliyor.

Vayyy vayyy şu halimize bir baksana gerçekten de ne hale düşürdüler bizi.

***

Başta da dediğim gibi; bilinmedik bir meçhule doğru gidiyoruz hep birlikte.

Ama unutmayın ki aynı gemideyiz bu gemi batarsa hepimiz boğuluruz.

Gemide herkes eşit olmasa bile gemi battığında üstekiler de alttakiler de aynı akibete uğratacaklar. Geminin kazan dairesinde olan da, güvertede saray sofrasında mango (!) yiyenler de aynı kaderi paylaşacaklar.

Gemi batarken hiç bir şey olmamış gibi güvertede mango yiyerek boğulmayacaklarını sananlar “her şey yolunda” deyip, kendilerini avutmaktan öteye gidemeyecekler.

Ben de “Her şey iyi olacak” demek isterdim ama maalesef ufukta herhangi bir ışık yok.

Aksine karanlık dehliz daha da büyüyor.

Umarım yanılıyorumdur.

Hani bazen; “acaba nerde hata yaptık?” Diyoruz ya…

Bence de herkes bu soruyu kendine binlerce kez sormalı.

Evet; “GERÇEKTEN BİZ NEREDE HATA YAPTIK?”

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ