- 13-08-2015 19:58
- 20908
Samimiyet günümüzde en çok ihtiyaç duyulan vasıflardan biridir. Zira samimi olmayana karşı tavır belirleyemiyorsunuz.
Dolayısıyla karşılıklı ilişkilerde bir ilerleme de sağlayamıyorsunuz.
Osmanlı Devleti, son dönem padişahların liyakatsizliği (Abdülhamit gibi istisnalar hariç) ve Batılı emperyalistlerin kirli oyunları ile ortadan kalktı. Osmanlı Devletinin yıkıldığı dönemlerde ulus devletler kuruluyordu.
Osmanlı Devletinin yerine kurulan Türkiye Cumhuriyeti dönemine uygun ulus devlet zihniyeti ile kuruldu. Yüzyıllarca farklılıklarını özgürce yaşayan milletler, ırklar tek potada konularak eritilmek istendi.
Her çağın emperyalist zihniyetinin temsilcisi İngiltere, Osmanlı Devletinin parçalanmasında öncü olmuştu.
Osmanlı Devletini parçalayan zihniyet onun yerine kurulan ülkelerin ileriki dönemleri için de plan yapmıştı.
Aynı ırka mensup olanları örneğin Kürtleri üç farklı ülke sınırı ile ayıran İngiltere ileriki dönemler için bunun sorun yaratacağını da biliyordu.
Bir ailenin parçalanması gibi parçalanan Kürt ulusu farklı ülkelerde huzuru bulamadı.
Kuruluşundan sonra Kürt kimliğini Türk kimliğinin içinde eritmek isteyen zihniyet ile İngiliz zihniyeti aynı idi. Renklerin ve dillerin birer güzellik olduğunu, tanışma ve kaynaşma vesilesi olduğunu söyleyen dinimize göre hareket edilse idi zaten sorun olmayacaktı.
Nerede ise Merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal’a kadar Kürt Realitesini gören veya görmek isteyen olmadı. Turgut Özal Kürt sorunun çözümü için Türkiye’nin önüne bir vizyon koydu.
Ama işin içinde derin devlet ve dış güçler olduğu için ileri doğru bir adım atılırken iki adım geriye gidildi.
Her olumlu adım ertesinde kumpas, komplo ve provokasyonlar ile atılmak istenen adımlar sabote edildi.
İşin içinde bulunan taraflar samimi davranmadı. Barış ve özgürlük tarafı gibi gözükenler söylemleri ve hareketleri ile samimi olmadıklarını gösterdiler.
Her ne yapılırsa yapılsın bir bahane bularak ortamı bulandırarak ilerlemeyi engellediler.
Kendi halkını ve insanını düşünen aktörlerin öncellikle kendi insanına reel getirileri sahiplenmesi gerekirdi.
Her kim olursa olsun Kürt sorunu konusunda öneri sunana, yol gösterene ve adım atana sahip çıkılması gerekirken tam tersi yapıldı.
Bir yolda giderken yolun kurallına uygun hareket etmeyenin samimi olmadığını söylemek anormal olmasa gerekir.
Samimi olmayan kişilerin kendi halkı için çalıştığını söylemek de safdillik olur.
Sonuç olarak diyoruz ki, çözüm ve kardeşlik için bir an önce samimiyet…