<div>https://www.youtube.com/watch?v=5ptU-CTAFP4</div> <div>Güneydoğu’nun kalbi Batman’dan Doğu’nun kalesi Kars’a yolculuğum, Doğu Kars Otobüs Firması ile 11 saat sürdü. İlgi ve misafirperverlikte on numara bir firma.</div> <div>Yolculuğumun çoğu, ön camda geçti, içime biraz Gercüşlülük kaçmış olabilir belki.</div> <div>Bitlis’in Buzlupınar’ında mola verdiğimde soğuk havaya karşı sıcak çayımı yudumlarken ‘Kars doğru bir tercih miydi’ diye düşünmeden edemedim.</div> <div>Kasım Ayının tam ortasında, ülkenin en yüksek rakımlı şehrine gidiyorum, kolay değil.</div> <div>Evin tüm gardıroplarını kurcalamış, en yünlü montu üzerime geçirirken babamın montu olduğunu da kapıdan çıkarken öğrenmiştim ama sorun değil, çünkü üşümemek daha önemliydi.</div> <div>Sabah 5’de otogarda karşılandım.</div> <div>Ev sahibinin peynirci dükkanında Kars’ın meşhur peynirlerini o lezzetli çayla mideye indirirken Kars’a merhaba dedim.</div> <div>İşkembe içerisindeki karın kaymağı peyniri favorim oldu.</div> <div>Tereyağı, kaşar, küflü tel peynir, yöreye özgü helva da enfesti.</div> <div>En fazla ilgimi çeken şey, sabahın 7’sinde dükkân kepenklerinin bir bir açılması oldu.</div> <div>Batman’da sabah 9-10’da açılır çoğu dükkan, ne oluyor yahu dedim.</div> <div>Anlaşılan o ki yöre halkı erkenci ve çalışkan, tebrik ettim.</div> <div>3 kadın işletmecinin el birliği yaparak açtığı Vagon Kafede yedim akşam yemeğini.</div> <div>Ahşaptan bir kafe.</div> <div>Sobaya verdim sırtımı, ısındı kemiklerim.</div> <div>Kars’ın kazı, kızı, buzu meşhur derlermiş.</div> <div>Vagon’da kaz eti yedik, yanında yeşil mercimekli dövme bulgurla enfesti.</div> <div>Un çorbası, hörle adıyla ikram edildi.</div> <div>Kayseri mantısı ve patates mantısına bayıldım, tam benlikti.</div> <div>Ata dede pastasını tattım, hafif bir kek tadındaydı.</div> <div>Kete, çayla muhteşemdi.</div> <div>3 kadın işletmeci Derya Sadi, Belkıs Çelik ve Fatma Sinar, konuklarını aileden biriymiş gibi karşılıyor.</div> <div>İlk anlarda şaşırmadım değil.</div> <div>Anne çorbaları ikram ediyor, hasta müşterilerine nane limon kaynatıyor, müziğin ritmine uyup dans ederek mekana müthiş bir enerji veriyorlar.</div> <div>Yemekler, pastalar ve tatlılar, Derya Hanımın ellerinde pişiyor.</div> <div>Fatma Hanım, aynı zamanda kalkınma ajansında özel kaleme bakıyor.</div> <div>Belkıs Hanım ise Vagon’un çarşı pazarına bakarken, kimi zaman otobüs şoförü kimi zaman tur rehberi olarak kafileleri bölge bölge seyahate çıkaran bir turizmci.</div> <div>Muhteşem kadınlar…</div> <div>Muhabbetleri daim olsun.</div> <div>İnstagramda, @karsvagon’dan takip edebilirsiniz.</div> <div>Az da gezelim dedik.</div> <div>Kars’a 60 km uzaklıkta bulunan Sarıkamış İlçesinde bir ormanın içinde Katerona Konağına geldik.</div> <div>1896 yılında dönemin Rus Çarı 2.Nikola tarafından yapılmış.</div> <div>Yapılış sebebiyle ilgili türlü rivayetler dinledim.</div> <div>Kimi diyor ki av evi olarak yapılmış.</div> <div>Kimisi, Nikola’nın hasta kızı için bu konağı yaptırdığını söylerken, kimisi de kıskandığı eşini gözlerden uzak bir yerde yaşatmak için yaptırdığını anlattı.</div> <div>Tek bir çivi bile çakılmadan, tamamen ahşap parçaların üst üste ve yan yana geçme tekniği ile inşa edilmiş bir yapı.</div> <div>Labirent gibiydi, kaç odalıydı sayamadım.</div> <div>Kaderine terk edilmiş bugüne dek, bakımsız ve harabe durumdaydı.</div> <div>Şimdi bir firmaya verilmiş, otele dönüşecekmiş.</div> <div>İlginç bir yerdi.</div> <div>Sarıkamış’ta gezerken kısa bir hatırlatma;</div> <div>22 Aralık 1914 yılında Osmanlı İmparatorluğu tarafından Ruslara karşı harekat başlatılır. Bu harekat, taktiksel hatalardan ötürü başarısızlıkla sonuçlanır. 90 bin asker donarak şehit düşer. İşte sarıkamış’ta bu harekatı anlatan bir müzenin inşaatına başlanmış 6 sene önce.</div> <div>Hemen hemen yüzde 90’ı tamamlanmış.</div> <div>Dev bir konferans salonu, o günün hava koşullarını hissettiren -90 derece soğuk bir oda, şehit heykelleri ve isimlikleri, dev bir konferans salonu vs, gayet de iyi hazırlanmış bir proje.</div> <div>Yüzde 90’ı tamamlanmış ve üzerinden 6 sene geçmiş olmasına rağmen neden açılmamış, merak ettim doğrusu.</div> <div>Dedim ‘Kars Basını’na söyleyin, düşürmesin manşetlerden’</div> <div>Kars’ın buzu meşhur demiştim ya, Kars Kalelerinin önünde buzdan bir Kars İkonuyla fotoğraf çektirmeden geçmedim tabi.</div> <div>Şehrin dört bir yanında tarihi kaleler, yapılar…</div> <div>Mistik bir havası var.</div> <div>42 km uzaklıkta Ani Ören Yerine girdik.</div> <div>Sarı ancak son düzenleme ile turkuaz rengini alan basın kartımla ücretsiz giriş yaptım. Kartımın böyle nadiren işe yaradığını görmek de pek bi havalı.</div> <div>Dediler ki ‘Ani Ören Yeri koca bir alan, yürüyerek 4 saat sürer’ gözümüz korktu tabi.</div> <div>Hemen bir elektrikli fayton kiraladık, 200 TL.</div> <div>Hayvansever dostlarım için dip not, atsız bir faytondu, sadece elektrikli.</div> <div>Ani Ören Yeri, Unesco Dünya Kültür Mirası Listesinde 16. sırada yerini almış, bu yüzden olacak ki bakımlı, temiz bir şekilde korunmuş.</div> <div>Hemen Ermenistan sınırındayız, karşıda Ermenistan bayrağı, telefonlarımız dahi yurtdışı tarifesine geçti.</div> <div>Volkanik bir tüf tabakası üzerine kurulmuş bir ortaçağ şehri.</div> <div>Bin yıllar boyunca farklı kültür ve medeniyetlere beşiklik etmiş, tarihin en büyük hazinelerinden biri.</div> <div>Şehir surlarından içeri giriyorsunuz.</div> <div>Vadide volkanik oluşumlu mağaralar,</div> <div>Kiliseler, çarşı pazarlar, evler, hamamlar…</div> <div>1064 yılında Sultan Alparslan’ın Ani'yi fethetmesinden sonra camiye çevrilen ve ilk fetih namazının kılındığı Katedral yani Fethiye Cami, halen içinde ruhlar yaşıyormuş gibi bir atmosfere sahipti.</div> <div>Sekizgen köşeli ve yarım kubbeli Aziz Prkitch (Keçeli) Kilise,</div> <div>Gagik Kilisesi,</div> <div>Genç Kızlar Kilisesi,</div> <div>Muhteşem yapısıyla Tigran Honents (resimli) Kilise ve daha onlarca eser…</div> <div>Şehrin bitişinde Arapçayı Nehri…</div> <div>1,5 saatlik geziyle Ani Ören Yerini de bitirdik.</div> <div>Kars Merkezde Peynir Müzesine yol aldık.</div> <div>Nedense basın kartı geçmedi, 20 TL’lik biletle giriş yaptık.</div> <div>Yakın bir geçmişte açılan bu müzenin amacı, yörede üretilen peynirlerin yerli ve yabancı turistlere tanıtılması…</div> <div>Kars’ta üretilen 30’u aşkın peynirin üretimi aşama aşama anlatılıyor.</div> <div>Hafif sarı-turuncumsu ışıklar kullanılmış,</div> <div>iyi bir seçim.</div> <div>Kars Gravyer Peynirinin oluşumu, peynir kültürü, Kars’ta yapılan peynirler ve peynirciliğin yapım serüveni, hem heykellerle hem heykellerin önünde yer alan dijital ekranlarda ziyaretçilere sergileniyor. </div> <div>Mağara duvarlarına peynir yapımından görüntüler yansıtılmış.</div> <div>Her odada ayrı bir dünya.</div> <div>Bir odada Kars’ta yetişen bitkilerden örnekler ve tanıtımları…</div> <div>Bir odada Kars’ta yetişen büyükbaş hayvanlar ve heykelleri…</div> <div>Bir odada peynir üreten köylülerin heykelleri…</div> <div>Dedim ki kendi kendime; Batman’a böyle bir petrol müzesi yapılsa ne iyi olurdu, değil mi?</div> <div>Kars kaşarının gerçek üretimini de merak ettik.</div> <div>Ardahan’a bağlı Göle İlçesine hareket ettik.</div> <div>1,5 saat sürdü yolculuğumuz.</div> <div>Kaşar peynir üreten bir köy.</div> <div>“Siparişlere yetişemiyoruz” diyor.</div> <div>Kaşar peynirin yolculuğu, çiğ sütün mayalanması ile başlıyor.</div> <div>Kazanda 40 derece sıcaklıkta olgunlaşan çiğ süt, mayalandıktan sonra tambur üzerinde pıhtılaşıp parçalanıyor, terleme kazanında yoğruluyor. 80 derecelik sıcak suda haşlanan pıhtılar, hamur haline dönüşüyor.</div> <div>Yoğruldukça sararan kaşar, kalıplara alınıyor ve soğuk hava depolarında korunuyor.</div> <div>15-20 yıllık kaşarlar daha kıymetli oluyor.</div> <div>Göle’den çıktık.</div> <div>Ardahan ve Kars sınırında kalan Çıldır Gölüne gidelim dedik ancak henüz göl buz tutmadığı için bunu başka bir kışa sakladık, ikinci kez gelmek için de bahanemiz olsun deği mi?</div> <div>Boz ayı efsanesi gerçek mi dedim.</div> <div>10 km uzaklıkta şehir çöplüğüne gittik.</div> <div>Ve ben şok, koca koca ayılar çöplükte yavrularıyla besleniyor.</div> <div>Aç mı bırakıyorsunuz, diye sordum.</div> <div>Beslemeler yapılmış ancak bu durum ayıların beslenme geleneğini epey değiştirmiş gibi.</div> <div>Kaldığımız otelin kapısında da benim iki katım büyüklüğünde bir ayı görünce anladım ki ayılar, burada şehirlilerle yaşamaktan pek bir memnun.</div> <div>Yerli ve yabancı turistler de Kars’ta boz ayılarla tanışmadan gitmiyormuş, ilginç bir turizm argümanı olabilir aslında.</div> <div>Kars’tan bir iki halk söylemi de eklemeden bitirmeyeyim;</div> <div>Bu şehirde 3 G çekiyormuş, gar, gış, gıyamet…Torpağ başa, ‘vay başıma’ gibi bir manada kullanılıyormuş.</div> <div>Kars’ta 3 günlük seyahatten aktaracaklarım bukadar.</div> <div>Gezdim, gördüm, sevdim.</div> <div>Kars, misafirperverlikte Batman’la yarışabilecek bir şehir.</div> <div>Kars’ta asıl turizm sezonu kış aylarındaymış, bilginiz olsun.</div> <div>Çünkü kristal kar düşüyormuş Kars’a. Bu yüzden burada kayak yapmanın keyfi başkaymış.</div> <div>Kars’ta kış otelleri ve kayak merkezlerinin mimarisi de ilginizi çekecek.</div> <div>Doğu Ekspres Treniyle bölge illerinde kış manzaralarını izleyerek Kars’a ulaşabilirsiniz.</div> <div>Doğu Kars Firmasıyla seyahat edecek olanlar, yoğun ilgi ve alaka için selamımı iletebilir.</div> <div>Sarıkamış Karakurt Dağ Oteli (@karakurtapartotel) ve Kars Atapark Hotel de tavsiye listemde.</div> <div>Kars’la ilgili tüm bu okuduklarınızı izlemek isterseniz, instagram sayfamdan (@turkanhaticee) görüntülere ulaşabilirsiniz.</div> <div>Kars ve Karslılara sevgiler…</div> <div></div> <div></div> <div></div> <div></div> <div></div> <div></div> <div></div> <div></div> <div></div> <div></div>