BİR TOPLUMA OLAN ÖFKENİZ…

Adalet, bir toplumu ayakta tutan yegâne unsurdur.
Adaletten taviz verdiğinizde, toplumdaki huzur, güven, barış ve kardeşlik gibi kavramlar yara alır. 
Bu yaralar tedavi edilmediğinde ise derinleşir, kokar ve kopma noktasına gelir.
Kopan ne?
En önemli uzvumuz!
Adalet, eşitlik değildir, sertlik de değildir, yumuşaklık hiç değildir. 
Her istediğine istediğini vermek, her ağlayana mama vermek, her konuşana hak vermek, her susana dert vermek değildir!
Adalet, hak ve hukuka uygun davranmaktır.
Hoşunuza gitmese de!
Zulmedene zulüm etmek, adalet değildir!
Ölümü hak edeni, beslemek de adalet değildir!
Adalet, insan vicdanını tatmin edecek temel hukuk kurallarına göre hüküm vermektir.
Bu hükmün çok sert veya çok yumuşak olması, vicdanları kanatır. 
Vicdanın kanadığı bir yerde de huzursuzluk baş gösterir!
Öncelikle hukuk, hak ve adalete uygun olmalı.
Sonra da bunun uygulanması…
250 kişinin katilinin, tankla insanların üzerinden geçenin, uçaklarla sivilleri bombalayanın, küçücük çocukları istismar edenin beslendiği bir hukuk sistemini önce tartışmalıyız!
Toplumda infiale yol açacak nitelikte büyük vahşetlere yol açanların sırıtarak konuşup, devletin imkânlarıyla beslenmesi, en büyük adaletsizlik değil midir?
Bunlara kızıp, bunların ailesine, çocuk çocuğuna bunu yansıtmak aynı düzeyde bir adaletsizlik olmaz mı?
Herkes yaptığının cezasını çekmeli, bunun altı da üstü de adaletsizlik olur!
Suçsuzların ceza çekmesi ise tamamen faciadır!
Herkesin adil yargılanma hakkı mevcuttur!
Suçluların yönettiği bir sistemde hüküm giyenlerin bu hükmünün irdelenmemesi de büyük adalet facialarından biridir.
Terörist oldukları tescillenmiş kişilerin, hâkim, savcı, polis, istihbaratçı ve bilirkişi sıfatıyla zorlama ve sahte delillerle, iftira ve tehditlerle zindanlara attırdıklarının dosyalarının tekrardan, gerçek hâkim ve savcılar tarafından incelenmemesi de adaleti ciddi manada sorgulatan eylemlerdendir.
Bu zaafların ortada durması, birilerini başka fiillerin içerisine sokarak, sinir uçlarını tahriş edebilir.
Önceki gün olduğu gibi, engelli kadının, kapısı kırılarak gözaltına alınması gibi facialar yaşanabilir.
Neydi suçu, Kur’an dersi vermek!
Kaçmış mıydı?
Hayır!
Evinde ve çocuklarının içerisindeydi!
Silahlı mıydı?
Hayır!
Onun suç aleti Kur’andı!
İyi de niye gece, niye özel harekât, niye kapı kırmak, yere yatırmak, kız çocuklarını yere atmak, başlarını örtmeye dahi izin vermemek…?
Sorgulamak lazım!
Öncelikle bu teröristlerin vermiş olduğu hükümleri sorgulayıp, temizlemek lazım. 
Yoksa yeri geldiğinde bu teröristler, bunu yine devlete karşı kullanacaklardır.
Adalet adalet adalet…
FETÖ’cülere de adalet, FETÖ’cülerin mağdur ettiklerine de!
Zalime merhamet, adalet değildir, mazluma sessiz kalmak da!
Adaletin sağlandığı, herkesin hak hukuk çerçevesi içerisinde yargılandığı yarınlar dileğiyle, sağlıklı ve mutlu kalın…

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ