- 29-06-2022 15:19
- 4548
Şehrin en işlek caddesinde dükkân dükkân dolaşan tombul bir çocuk, saksıdaki reyhanları satarken dikkatimi çekiyor.
Elindeki reyhanlar belli ki ev üretimiydi.
Eski saksılarda yetiştirilmiş bir tutam kadar reyhanı satmaya çalışıyor çocuk.
Mahcubiyeti yüzünden okunuyor.
Mahcup bir biçimde girdiği her dükkânda “reyhan alır mısınız?” diye soruyor.
Çoğu kişi reyhana bir el vurup kokusu ile ferahladıktan sonra “hayır” cevabını veriyor.
Hep olumsuz cevap alınca umutsuzluğa düşüyor.
Oturduğum kahvehanenin önünden geçerken “otur biraz soluklan” dedim.
Elindeki reyhanları kucaklar gibi bırakmıyor.
“Yere bırak dinlen biraz” diyorum.
Bıraktığı yerde de gözünü ayırmıyor reyhanlardan.
Bir anda sohbet koyulaşıyor.
-Benim adım Recep
-Benim de Baran
Babası şoförlük yapıyormuş.
Annesi ev hanımı, canı dondurma istemiş evde para olmayınca annesi “al bu reyhanları sat, dondurma al kendine” demiş.
“Birlikte dondurma yiyelim sen annenin reyhanlarını geri ver” teklifimi “kabul etmem Annem kızar” reddetti.
Bir reyhan kaç dondurma eder diye sorduğumda “2” cevabını verdi.
“O zaman niye ikisini satıyorsun” diyorum, “anneme ve kardeşlerime de dondurma alacağım” diyor.
Birden çocukluğum gözümün önüne geliyor,
Çocukluğumda dondurmayla ilk tanışmamı hiç unutmuyorum.
Termos içerisinde kaşıkla çıkarılan rengarenk dondurmaların külahlara konulduğunu gördüğümde henüz 10 yaşındaydım sanırım.
Köyümüze elektrik yoktu daha.
Buzdolabı ve buz da yoktu.
O gün yediğim buz gibi o nefis dondurmanın tadı bugün de damağımda.
Dondurma alacak paramız olmadığından para yerine bir dondurmaya iki yumurta verirdik.
Dondurmacı da bizden aldığı yumurtaları içinde saman olan sepete koyuyordu.
Şimdi ise dondurmayı sadece para ile satıyorlar.
Baran ancak reyhanları satarsa dondurma yiyebilecek.
Benim geçmişe daldığımı gören Baran reyhanlarını göğsüne dayayıp dondurma parasını kazanma umudu ile uzaklaşıp gitti.
Ardından hüzünle bakarken, tekrar çocukluğumdaki saf temiz günlere daldım…