BİR VAİL ÖLDÜ MUTLU MUSUNUZ?

Dünyanın en iğrenç fiili, bir insan öldürmektir.

İnsan öldürmekten daha iğrenç olansa, bir insanı ırkından dolayı öldürmektir!

Bir insanı ırkından dolayı öldürmekten daha iğrenç olansa, bunu çocuklara yansıtmaktır!

Vail El Suud daha 9 yaşındaydı. Babası onu yaşatmak için bizim topraklarımıza göçmüştü.

Ama bize, bazılarımıza, içimizdeki bazı ifrazatlara ağır gelmişti o küçük beden.

Dışlamışlardı onu, ötekileştirmişlerdi, ezmişlerdi belki de dövmüşlerdi.

Muhtemelen bunu ilk defa yapmıyorlardı!

Dayanamadı o küçük beden, kaldıramadı, direnemedi…

Belki o astı, belkide başkaları astılar onu bir mezarlık kapısında.

İncelemeler yapıldı, raporlar düzenlendi, Vail gömüldü, birileri aklandı!

Belkide suçları yoktu onların. Onlar hastaydı. İblis’in hastalığına tutulmuşlardı. İblis’te ben ateşten, o ise topraktan yaratıldı, ben ondan daha üstünüm demişti.

Katlanamamıştı, kaldıramamış, isyan etmiş, nankörlük etmişti!

İnsanlığın yeşerdiği o gün serpilmişti bu iğrenç tohum!

Her yerde yeşerdi. Yeşerdiği her yer cehenneme döndü.

Biri en üstün ırk benim dedi, öldürdü.

Diğeri ben ari ırkım dedi, öldürdü.

Başka biri benim birim, bin eder deyip, öldürdü.

Diğeri, benim birim bir dünya eder dedi ve öldürdü…

Öldürmenin sonu gelmedi!

Dünyayı yaratanın buyruğu kale alınmadı.

Şeytan’ın bir kez yaptığını, insanlar hergün defalarca yaptı ve insanlık kendini şeytana mahkum etti.

Şeytan’a mahkum olmuş bir varlıktan duyarlılık beklenemezdi!

Bir çocuk öldü, “bir eksildiler” diye mesaj attılar.

Onu insan olarak görmedi, yeri geldiğinde hayvan hakları için hayvan gibi bağıran bu zevat!

Halbuki bundan 100 yıl önce Suriye diye bir devlet yoktu. Tıpkı Konya gibi Diyarbakır gibi Antep gibi bir valiyle yönettiğimiz, bir ilimizdi. Araya Fransız girdi, bizden kopardı. Şimdi başka bir Fransız salındı başlarına, bize yollandılar. Biz ne yapıyoruz, yabancı muamelesi, öteki muamelesi, hatta…

Bunlar bizde misafir değiller.

Bunlar bizdenler. Onlar biziz, biz onlar. Bizlerle onlar ayrıldığımız için daha doğrusu bizi ayırdıkları için hep sömürüldük, hep ezildik, hep gömüldük!

Artık bölünmeyeceğiz, ayrılmayacağız, didişmeyeceğiz.

Onlar bizim kardeşimiz ve biz onlara mecburuz. Eğer insansak, mecburuz.

Aramızda insan olmayanlar var, onları da bir şekilde tolore etmeye mecburuz. Islah ederek, kuduz aşılarını yaparak, ağızlarına gem vurarak, sırtlarına semer koyarak…

100 yıl önce ayıranlar tekrar birleşmemizden korkuyorlar. Kardeş olmamızdan, birbirimizi sevmemizden.

İnadına, seveceğiz, inadına kardeş olacağız, inadına sahipleneceğiz.

Biz ensar ve muhacirin kucaklayışını dinleyerek büyüyen nesiller, Ebu Cehillerin gazına gelmeyeceğiz.

İbni Selüllerin oyununa gelmeyeceğiz.

Vailleri gönlümüze gömüp, yeni Vaillerin toprağa düşmemesi için çalışacağız.

Irkçılık illetini hep beraber tarihin çöplüğüne gömeceğiz.  

İnsan olduğu için seveceğiz, Müslüman olduğu için sahipleneceğiz.

İblis ve çocuklarını sevindirmeyeceğiz.

Allah’ın bize verdiği nimetin kıymetini bilmezsek, onun gazabıyla yüzleşiriz maazallah.

İnsanların, insanlığın temel ilkelerinden taviz vermediği, Müslümanların dininin gereklerini hakkıyla yerine getirdiği yarınlar dileğiyle, sağlıklı ve mutlu kalın

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ