BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ.

Evvel zaman içinde büyük umutlarla yeni sezona hazırlanmış bir gemi varmış.

Bu geminin adı Batman Petrolspormuş.

Geçen sene play off’larda üst ligi kaçırınca bu sene kesin şampiyon olur diye büyük umutlar bağlanmış.

Kulüp özelleşmiş yeni başkan ve yeni yönetimle şampiyonluk rotası çizilmiş.

Birçok yeni transferle yeni sezon için gemi güçlendirilmişti(Güya)…

Rota belliydi ve herkes uzun bir yolculuğa hazırdı.

Limanda bekleyen binlerce taraftar zorlu macera için umutla ve heyecanla takımını uğurluyordu.

Nerden bileceklerdi ki daha yolculuğa başlamadan tökezleyeceklerini. Olsun dediler, yine yılmadılar ve yıldırtmadılar. Devam etsinler biz güveniyoruz dediler. Bu destek ile hafifçe zedelenen gemi hemen onarılmış yola devam edilmişti. Büyük dalgalarla karşılaştılar ve üstesinden gelmeye çalıştılar. Güneşli ve güzel günler bizi bekliyor derken küçük kayalara çarparak gemiye zarar verdiler. Bir, iki, üç derken iyiden iyiye hasar büyüyordu. Gemi artık su almaya başlamış ve sıkıntılı zamanların habercisi olmuştu.

Ne yapılmalıydı neler yapılmalıydı bilinmiyordu.

Çünkü sorunlar hep aynıydı ve istenen bir türlü gerçekleşmiyordu. Limanda bekleyen taraftar umutlarını denize gömmüş ve yavaş yavaş orayı terk ediyorlardı. Umutsuzlardı ve artık geminin batacağını düşünüyorlardı.

Artık tek dilekleri vardı.

Rotası Şampiyonluk olan geminin tamamen batmaması.

Bunun için birilerinin biran önce dümeni devr alması gerekir diye düşünüyorlardı.

Batmamalıydı bu gemi zira bir şehrin umutlarını, hayallerini taşıyordu.

Bir şeyler yapılmalı ve bu da uzak olmamalı.

Mesela;Gemiye daha kaliteli ve daha tecrübeli isimler alınmalı.

Teknik direktör Mehmet Erdal Alpaslan’ın yeni teknik arayışlara girmesi ve özellikle futbolculara mücadele ruhunu aşılaması gerek.

Yürüyen ve sadece savunmayı ön planda tutan anlayışı yıkmalı.

Koşan, basan ve sadece galibiyeti düşünen bir ekip kurmalı.

Aksi takdirde bu gemi batar ve hepimiz içinde boğuluruz.

İşte böyle düşünüyordu herkes.

Halen gidecek çok uzun bir yol vardı ve erkenden pes edilmemeliydi.

Bir pusulası olmalıydı geminin: “Başarının sırlarından biri, geçici başarısızlıkların bizi yenmesine izin vermemektir.’’ gibi.

Taraftarlar : “Her zaman olduğu gibi bu şehir ümitsizliğe kapılmadan gemisini bekleyecek. Başarı bir yolculuktur, bir varış noktası değil. Bu yolculukta her zaman desteğimiz devam edecek… Herkese, her şeye inat bu gemi batmayacak.’’ diye avaz avaz bağırıyorlardı. Bu ses duyulmalıydı ve umarım duyulucak…

O halde geminin batmaması gökten üç elma düşsün.

Biri Yönetime, Biri Teknik Heyete, sonuncusu da Futbolculara…

SON…

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ