- 25-12-2015 21:11
- 12708
İllüzyonistler sahnede yıllardan beri “Ekonomiyi düzelteceğiz, Dünyada kalkınmış ilk 10’un içine gireceğiz” masallarıyla ninnileriyle uyutulup duruyoruz.
Zaman zaman sahnenin dekoru değiştiriliyor, seyirci sıkılmasın diye. Bu illüzyonistler oldukça marjinal ve large ''yuh'' sesleri salonu inletse de duydukları, aldırdıkları yok.
Melon şapkadan mendil ve tavşan, güvercin çıkartmaya oldukça pişkince devam ediyorlar.
Ekonomi ile ilgili masalları rutin bir hal almış sürüyor. Cumhuriyet tarihinde ekonomiye objektif bir perspektiften bakıldığında Türkiye'nin standart ekonomisi AKP iktidarında gelmiş olduğu, çıkış yolu yok. “No way out”
Adamlar sahneye veya TV kanallarına çıkıp magazinel demeçler veriyorlar: Yok hedef 2023, 2071. Türk ekonomisini Dünya'da ilk 10 sıralamanın içinde yer aldıracaklarmış, hedefleri müreffeh kalkınmış dünyadaki uygarlıklarla boy ölçüşen, kendi kendine yetinen kalkınmış bir Türkiye portresi çizip ahkâm kesiyorlar.
Real ve somut çözümler temin ettikleri yok. Üretim ve sanayi yatırımlar ne âlemde?
BDK kime çalışıyor? Vatandaşın yanında mı? Bankaların fedaisi mi değil mi?
Zamlar, kredi kartı borçluları artıkça artıyor. Karşılıksız çeklerde hak mağdurları, esnafa yüklenen vergilerin geldiği boyut ülkede akademisyen ekonomistlerin haklı ve bilimsel çözümlerini dinleyen, aldıran, kayda alan yok.
Somut ve pozitif yürüyen sağlıklı bir ekonomik süreç varmış gibi ama gerçekte yok.
Bir varmış iki yokmuş, alternatif sanal senaryolar oldukça çok.
Anladığım ve gördüğüm, hükümete odaklandığım kadarıyla Başbakanın ekonomiden anladığı hiç yok.
Pembe tablolar, yalan dolan dolu kendisine sunulan pozitif ve somut değerlerden yoksun raporlara inanmış iyi bir vaiz edasıyla muhterem seçmenlerine ve vatandaşa hedeflerini, yaptıklarını, yapacaklarını şiirsel bir tonaj'da, illüzyonistlerin masallarını bilerek veya bilmeyerek anlatıyor.
Teori: Temel hedef huzur içinde kardeşçe mutlu ve yarınları umutlu güzel bir yaşam, hakikat ise hiç de öyle değil. Kapkaççılar, Türk filmi çevirmiyorlar.
Kameralara rağmen hırsızlıkları diz boyu, işsizlik parasızlık suç ve cinayetler, yaralamalar, soygunlar sosyal psikolojinin merceği ile bakıldığında kalkınmış ekonominin real getirisi ve mutluluğun eseri mi? Yoksa çarpık ekonominin sınıflar arası makasların açıların büyüdüğünün eseri mi?
Düşünmek ve düşündürmek gerekir kanaatindeyim.
Tüketim ekonomisi yalnız tüketime ve yokluğa götürür, üretim ekonomisine entegre olmuş sanayiye geçmenin zamanı gelmedi mi?
Bu millet AKP masallarını, sanal senaryolarını kaç 14 yıl daha dinleyecek Sayın Başbakan. Sosyal psikolojide sosyal infialler de var. Ekonomist orijinli mütevazi ve amatör ruhlu bir gazeteci olarak acizane hatırlatmak bendenize düşmese bile, realite bu.
Emek ve para kadar, hak, hukuk ve adil bir vergi sistemi, paylaşımcı bir ekonomi, üretimi de yabana atılır bir sistem değil.
Kapatın perdeleri, değiştirin illüzyonist görünümlü akil adamlar nitelliğindeki ekonomi ve çalışma bakanlarınızı bir de seyircinin ''yuh'' seslerine empati kurarak hak vermeye çalışın.
Bu ekonomi modeli, bu yalan ve illüzyonist gösterilerle gitmiyor. Yani iyi gitmiyor. Soğuk su ile el yüz yıkamanın, kendine gelmenin zamanı geldi geçiyor bile.
Özetlersek, toparlarsak; asgari ücret size, bize ekonomi ile ilgili çok şey ifade etmiyor mu? Bu artışlar bırakın bir aile reisini bir lise öğrencisine bile yetmez.
Böyle giderse, emeğe ve ücretlilere gerektiğince değer verilmezse, bu demektir ki ilk fırsatta, ilk genel seçimlerde yani 2019 seçimlerinde sahneyi, dekoru, illüzyonistleri oylarımızla değiştirmemiz dileklerimle.
Kalın sevgi ve sağlıcakla siz Batman Sonsöz okurları.