- 28-04-2017 00:16
- 84
Son günlerde bir "mutlu(suz)luk" tartışmasıdır almış başını gidiyor. Sözüm ona TÜİK tarafından hazırlanmış olan "İllerin Mutluluk Sıralaması"nda Batman'ın mutluluk oranı yüzde 52,27 olarak ortaya konuyor.
Bu oran ile Batman, Türkiye'nin en mutlu 73. İli olarak gösteriliyor.
"Yok artık, oha falan oldum" diyeceksiniz az daha bekleyin.
Çünkü sizi şimdi daha da şaşırtacağım. Çünkü aynı araştırmaya göre Siirt ve Şırnak, Türkiye'nin en mutlu 9. Ve 10. İlleri olarak Batman'ı mutlulukta sollamış.
Şimdi neye yanalım?
İşsizlik, yoksulluk ve kirli havada ilk sırayı kimseye kaptırmayan Batman'ın, mutluluk sıralamasında teee 73. Sıralara düşmüş olmasına mı?
Mutsuzluktan kavrulurken, mutluluk oranımızın yüzde 52,27'lerde gösterilmesine mi?
Bizden daha olumsuz koşullarda yaşam sürdürdüğünü sandığımız Siirt ve Şırnak illerinin, mutlulukta Batman'dan daha ön sıralarda yer almış olmasına mı?
Aramızda gizli-gizli mutlu olmayı başaran yüzde 52,27 oranında insan varmış, kim ula onlar? Çarpık kentleşmenin, haddini aştığı, İşsizliğin, saltanat kurduğu, Adım başı yoksul aileye rastlandığı, siyasi bütün sancıları iliklerine kadar yaşamış ve yaşamaya devam eden bir memlekette "mutlu" olmaya utanmıyor musunuz siz?
Yoksa siz; Yürüdüğünüz sokaklardaki çukurların, yerden yüksekte oynamanız için düzenlenmiş olduğunu, İç içe girmiş labirent gibi evlerin, adrenalin tutkusundan kaynaklandığını, Eğitimdeki "sondan birinci" sıralamamızın, memleketçe yaptığımız bir naz olduğunu, Buram buram soluduğumuz kirli havanın ise aslında hiç olmadığını mı sanıyorsunuz?
Yüzde 52,27'lik mutluluğunuzu neye borçlusunuz acaba?
Siyasi-Politik tüm sorunlarla anası ağlamış hemşerilerine mi?
İş yapamamaktan iflasın eşiğine gelmiş esnaflarına mı?
Her gün adliyeye yansıyan ve üstü örtülmeye çalışılan onlarca istismar davalarına mı?
Yok artık...
Yemyeşil ağaçlara sırtınızı dönüp, yüzünüzü mavi sulara vererek ruhunuzu dinlendirmemiş gibisiniz.
Papatyalarla süslenmiş, tiril-tiril bir parkın sağlı sollu banklarında oturup sevdiklerinizle çekirdek çitlememiş gibi.
Şimdi bırakın mutlu olmayı.
Dönün ve kentinize bir daha bakın.
Mahrumiyeti, ihmal edilmişliği, ilgisizliği, psikolojik baskıları, kentsel sorunlarımızı görüverin...
Zamanı değil şimdi mutlu olmanın.
Daha önemli işlerimiz var bizim. İlgilenmemiz gereken onlarca sorun...