- 21-04-2020 19:15
- 14296
Kara mizahta üstümüze yok. Salgın başladığından beri en büyük tedbirlerden biri olarak sayılan ve her defasında herkesçe bütün mecralarda tavsiye edilen; sıklıkla ellerin bol su ve sabunla yirmi saniye boyunca yıkanması.
Çok güzel, temizlik, hijyen bizi kurtaracak tedbirlerin başında geliyor. Ama gelin görün ki işin komik tarafı Batman’da su kesintileri bizi bu en öncelikli tedbirden mahrum bırakıyor.
Şu zor günlerde her fırsatta birlik beraberlik nutukları çekenler birliği teklik olarak anlamış olacak ki Batman Belediyesi’nin seçilmiş, yüksek bir oy oranıyla seçilmiş, Başkanı’na kayyum atadı. Bütün şehrin yetkisini tek bir kişiye bağladı.
Birlikten anladığımız neyse artık, tek adam, tek yönetim, tek bağış kampanyası, tek tip medya, tek ses.
Bizim dışımızda kimse hiçbir şey yapamaz. Bağışsa biz toplarız biz dağıtırız, belediyeyse biz yönetiriz, haberse biz yaparız hatta temsili de olsa Cumayı bir tek biz kılarız, neredeyse bir tek biz el avuç açıp dua ederiz. Kimse araya girip gereksiz meşguliyet vermesin diyecekler.
Hal böyle olunca her şey güllük gülistanlık gibi görünüyor. Ama işin gerçeği öyle mi? Maalesef değil.
Bir sinemacının sözüydü sanırım “Film gerçekçi olmak zorunda değil inandırıcı olsun yeter.” Uzun metraj bir film, bir tarafıyla gerilim, bir tarafıyla bilim kurgu, diğer tarafıyla da sosyal içerikli bol aksiyonlu bir filmin içinde yaşamaya başladık.
Önümüze konulan resim gerçek değil ama birileri baskı aygıtlarıyla beslediği ideolojik aygıtlarını o kadar iyi kullanıyor ki gerçekçi olmasa da film inandırıcı oluyor.
Etrafınıza bakın, olmadı yaşadıklarınızı gözden geçirin. Mesela evden eğitim sisteminde internet üzerinden eğitim yayını maalesef olmuyor. Kardeşim ve yeğenlerimden biliyorum.
Maskeyi biz dağıtacağız diyorlar, kimse satamaz diyorlar, pazardaki maskeler bir anda kayboluyor, parasıyla alabilecekler alamaz oluyor. Biz dağıtacağız diyenler yirmi gündür maskeleri hala ulaştırmadı bize.
Vefa sosyal destek ekipleri 65 yaş üstü babamı arayıp herhangi bir ihtiyacınız var mı diye soruyor. Yoksa ne ala var ise o zaman bilmem nereyi arayın demekle yetiniyor.
Bilmem kaç kişiye sosyal yardım paraları dağıtılacak ama o bilmem kaç kişi hali hazır sosyal yardım siteminde kayıtlı olanlardan ibaret kılınıyor.
İşverene kimseyi işten çıkarma maaşının bilmem kaçta kaçını biz öderiz, deniyor ama o ödenecek miktar söz konusu çalışanın ilerde olası işsizlik maaşından ferağatla mümkün oluyor.
20 yaş altı ve 65 üstü sokağa çıkamaz, yasak deniliyor ama çalışanlar istisna tutulup yine her eve virüsün sızmasına kapı aralanıyor.
Haftanın iki günü yani çalışılmayan günler ve 81 ilin sadece 31’inde sokağa çıkma yasağıyla insanlar evlerine kapatılıyor, geriye kalan 50 ilde aman dikkat hala sana ulaştırılamayan maskeni tak, çeşmelerinizden akmayan suyla 20 saniye boyunca ellerini iyice yıka evine ulaştırılmayan ihtiyaçlarınla evinde kal deniliyor.
Özetle tek elden, yarım yamalak tedbirlerle Türkiye, Covid salgınına karşı mücadele ediyor.
Demem o ki evde kalın sağlıkla kalın..