Biz dünyayı çocuklardan ödünç aldık

Bir Kızılderili sözü, biz dünyayı çocuklardan ödünç aldık, der. 
Evet, dünya bize emanet, tıpkı çocuklar gibi. Ancak gözlerinizi kapatın ve şöyle bir dünyayı düşünün, nasıl bir emanet bu. 
Her yerden kan ve vahşet görüntüleri… Açlıktan ölen çocuklar, madde bağımlısı sokak çocukları, hiç çocuk olamamış çocuklar, yokluğun ve yoksunluğun ortasında çocuklar… 
Ödünç aldığımızı dünyadan geriye ne bırakacağımız kocaman bir muamma. 


Ama acılarımızı, gözyaşlarımızı, borçlarımızı onlara bırakırken, suyu, temiz havayı, yeşili ve umudu da beraberimizde götürüyoruz. 
Reklâmlara, medyaya baktığımızda çocukları ne kadar sever görünüyoruz. 
Oysaki sözler ne kadar gerçekliği yansıtır ki?  
İşte buradan yola çıktık. 
Mutluluk en çok çocuk yüzünde ifade bulur. 
Bir çocuk gülümsemesi kadar ne insanın içine ısıtabilir? Dedik ve başladık görüntülemeye… 


Çocuk nerede olursa olsun, hangi koşullarda yaşarsa yaşasın çocuk bakışı denilen şey çok farklıydı. Acıların erken büyüttüğü, yoksunluğun ve yoksulluğun örselediği çocuklar da bile hınzır bir yan vardı. Yaşam burada gizliydi. 
Biz bu gizi paylaşmak istedik. 
Bizim gibi içindeki çocuğu büyütmeyenlerle, çocukları zamansız yaşlandırmayanlarla… 
Bir çocuk resmi nakşetmek isteriz yüreklerinize, ama sadece çocuk… Omuzlarında sadece oyuncaklarının ve düşlerinin ağırlığını taşıyan çocuk yüzleri…
Bir de yarınlarının güven altında olduğunun müjdesini vermek istiyoruz çocuklarımıza, bak sizi gerçekten düşünen anne ve babalarınız var. Sizde ki insan hala yaşıyor diyeceğiz. 

Hiroşima’da öleli 
Oluyor bir on yıl kadar
Yedi yaşında bir kızım 
Büyümez ölü çocuklar”
***
Çalıyorum kapınızı
Teyze amca bir imza ver
Çocuklar öldürülmesin
Şeker de yiyebilsinler”

Not.  
Bu yazım, savaşlarda öldürülen ve tacize uğrayan çocuklara ithafen yazılmıştır...

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ