BOŞ VERMEYİN…

Klişe bir cümledir siyasette:

“Tarihi dönemeçten-süreçten geçiyoruz”

Ama bu defa gerçek…

İnanın bu defa sahi…

Siyasetin, dibine kadar tıkanma noktasına geldiği bu süreçte bize fikrimizi soracaklar.

Kararı siz verin” diyecekler.

18 maddeden oluşan yeni anayasa ile yaşamayı istiyor musunuz, istemiyor musunuz?

Bu yeni anayasa metnini destekliyor musunuz, desteklemiyor musunuz?

Türkiye’de vatandaşa, fikrinin sorulduğu ender tarihlerden biri olacak 16 Nisan.

Kendi kaderimizi kendimiz tayin edelim diye bize bir şans verecekler.

Evet-Hayır’ın ezeli yarışı sürüyor.

Evet ve Hayır, bu kainatta var oldukları günden bu yana savaş halindeler zaten.

Bu savaş, 16 Nisan’da sona erecek.

Çünkü taraflardan (evet/hayır) biri galip gelecek.

Ve emin olun 16 Nisan, bütün diğer günlerden çok farklı olacak.

Bu farlılık, istediğiniz yönde mi olacak, hiç hayal etmediğiniz yönde mi gelişecek, buna ilk defa siyasetçiler değil, siz karar vereceksiniz.

Bu yüzden 16 Nisan, hepimizin günü.

İşçinin, İşsizin, Memurun, Polisin-Askerin, Ev Kadınının, İş Kadınının, Gencin, Orta Yaşlının, Çocuğun, Fakirin, Zenginin, İşadamının, Çiftçinin…. Hepimizin günü olacak.

Ortak kaderimizi, kendimiz tayin edeceğiz.

Evet’çi mi olursunuz, Hayır’cı mı?

Siz bilirsiniz.

Ne olursanız olun ama…

Sakın ha “kararsız” olmayın…

Çünkü, ortak kaderin tayin edilmesinde her birinizin etkisi olacak.

Bu yüzden;

Ne olursa olsun..

Ne olursanız olun..

Sandığa gidin…

Boşvermeyin..

Oy verin…

Pazar günü tatil olduğu için yatıp dinlenmek isteyebilirsiniz,

Dolap ve cam temizleyip bitkin düşebilirsiniz,

Güneşli havanın tadını çıkarmak için pikniğe gitmek isteyebilirsiniz.

Kaderci olabilirsiniz…

Sakın ha…

Temizliği başka güne, pikniği başka bir haftaya alabilirsiniz..

Ama referandumu bir daha bulamayabilirsiniz..

Kaderinizi çizme şansınız bir daha “hiç” olmayabilir…

Fikriniz, bir daha sorulmayabilir size…

Bu yüzden Evet’çi de olsanız, Hayır’cı da olsanız, 16 Nisan’da sandığın başında olmalısınız...

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ