BU ÇOCUĞU CAMİYE NİYE GETİRDİN?

Cuma günü camiye giderken, 7 yaşındaki çocuğumu da yanımda götürdüm.

Camii girişinde, bizi bir abi karşıladı. Bu abi bana bakıp, “çocuğu camiye niye getirdin, yoksa evde bakacak kimse yok muydu?” diye oldukça imalı bir soru sordu!

Döndüm yüzüne baktım, “hayır, bakacak birileri vardı, özellikle getirdim, çünkü bu çocukların camiye gelmesi gerekir, siz de getirin" dedim.

Abi “Hayır biz onlara evde eğitim veriyoruz” dedi.

İçimden çok şey geçti ama hiçbir şey demeden içeri geçtim. Geçince de kapıdakinin, filmin sadece fragmanı olduğunu anladım...

İmam efendi hutbe başlamadan önce, yerini terk edip camiinin ortasına doğru yürüdü ve üst kata doğru dönerek, “ya insan gibi durun, ya da çıkıp gidin” diye bağırdı.

Sonra da oturup tüm cemaate güzel bir fırça kaydı. Neymiş efendim çocuklar ve gençler cemaate rahatsızlık veriyorlarmış, bunların gelmemesi daha iyiymiş falan, filan…

Hâlbuki yüce dinimiz, çocukların ve gençlerin camilere gelmesinin teşvik edilmesini emrediyor, onların camiye gelmemesinin dinimiz için çok büyük tehdit olduğunu sayısız örneklerle açıklıyor.

Peygamberimi (sav) namaz kılarken sırtına çıkan, bacaklarının arasından geçen çocuklara bile sesini etmemiş, tersine oyunlarını oynamaların için onlara imkan vermiştir.

Ben devlet başkanıyım, insanlar ve cinlerin Peygamberiyim, genelkurmay başkanıyım, burada devlet yöneticisi olan büyük sahabelere namaz kıldırıyorum, siz bu ciddi ortamı bozuyorsunuz, namazımızı ifsad ediyorsunuz” dememiş. Secdedeyken, sırtına çıkan çocuğun oyunu bozulmasın diye secdeyi uzatmış…

Hâşâ, Peygamber mi bu dini bilmiyordu, yoksa bu bağırıp çağıran imam efendiler mi?  

Peygamberin varisleri olan bazı imamlar (hâşâ) kendilerini ve cemaatlerini Peygamberimizden ve cemaatinden üstün mü görüyorlar?

Bana sorarsanız bunların yansıttıkları tavır kesinlikle İslami bir tavır değil, yaptıkları da Peygamber varisliği değil, tam tersine Peygamber’e (sav) muhalefettir.

Çocukları camilerden soğutup sokaklara salmaktır. Şeytandan kaçıp camiye sığınan çocukları, internet salonlarına, uyuşturucu çetelerine, televizyonda ki zararlı film ve programlara, kötü insanların ağına yem olarak atmaktır…

Maalesef bunu, bizzat bu çocukları kurtarması gereken, cemaate ne olursa olsun çocuklarınızı yanınızda getirin demesi gereken, imam efendiler yapıyor!

Allah ıslah etsin!

Diyanet İşleri Başkanlığında zihniyet değiştirilip, çocukların camilerle buluşturulması için kampanyalar düzenlenirken, maalesef onların elemanı olan sözde din görevlileri, çocukları camilerden soğutuyor hatta kovuyorlar!

Bunların örneklerini özellikle Ramazan aylarında görmek çok mümkün.

Geçen Ramazan’da da yine bir imam teravih namazında çocukları camiden kovma gafletinde bulunmuş, bende sonra ki gün Müftü beyle konuyu görüşüp durumun vahametini anlatmıştım.

Müftü bey gerekenin yapılacağını söylemiş, bende müftü beye de anlattığım vahim tabloyu siz değerli okuyucularımla paylaşmıştım.

Bu yaştaki çocukların camiye gelmesi caiz değildir diyen dinin bizim dinimiz olmadığını, dinimizin bu konuda çok açık hükümleri olduğunu, şayet bu zevat din adamıysa, hangi dinden bahsediyor mealinde “bu imam hangi dinden” başlıklı bir yazı yazmıştım.

Sonra da vali bey ile makamında yaptığımız görüşmede bu konu açılmış, vali bey, “müftü bey dışarıda bekliyor, hemen içeri alalım” deyip konuyu bir de ondan sormuştu.

Daha önceki görüşmemizde gerekeni yapacağım diyen müftü bey, bu kez maalesef ağız değiştiriyor, “efendim arkadaşlar bu gazeteciye dava açmak için çalışma başlattılar. Biz konuyu araştırdık falan” deyip en sonda da ağzından baklayı çıkarıyor, “zaten falan siyasetçi de konuyla ilgili bizi aradı” diyor…

 

Ne diyeyim, koca müftü, bir siyasetçi aradı diye çocukları camiden kovan bir imamı savunacaksa daha alacak çoook yolumuz var demektir!

Ben hakkımı o müftüye ve o tarz imamlara helal etmiyorum!

Sokaklarda uyuşturucu kullanan, sigara içen, internet kafelere hapsolan, oyun salonlarına gark olan, TV başlarına geçip her türlü ahlaksızlığı öğrenen çocukların bu fiilleri işlemesinde bu zatların payının çok olduğu kanısındayım.

Diyanet İşleri Başkanlığının da iyi niyetli çalışmalarını önce kendi personeline iyice kavratması gerektiği kanaatindeyim.

Şeytanın bu kadar aşikâr dolaştığı şu günlerde çocuklarımız ve gençlerimizi korumak için daha bilinçli ailelerin yanında daha profesyonel ve samimi din adamlarına ihtiyacımız var.

Tekrar ediyorum, Allah’ın evinden, Allahın günahsız yarattığı tertemiz evlatlarımızı kovup, soğutup, kirli ortamlara gitmesine vesile olan kişilere hakkımızı helal etmiyoruz.

Fatih Sultan Mehmet “camilerin arka saflarında çocuk koşturma ve gülüşme sesleri gelmiyorsa, gelecek nesiller adına korkun” diyor.

Maalesef günah işleyecek takati kalmamış insanlar rahatsız olmasın diye bu çocuk gülüşmelerini kesip gelecek nesillerimizi tehlikeye atıyoruz!

Bunun için hepimiz çocuklarımızı alıp camilere getirelim. Çocukken camilere gelmeyen bireyleri, büyüyüp başka işlere bulaştıktan sonra camiye sokmak zorlaşır.

Çocukken camiye girmelerini zorlaştıranlaraysa gerekli tepkiyi gösterelim. Gerekirse bu dünya da ki gerekirse öbür dünyada ki mahkemelere sevk etmekten veya edilmekten de çekinmeyelim…

Herkesin işini hakkıyla yaptığı bir toplum dileğiyle, sağlıklı ve mutlu kalın…

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ