- 25-07-2023 16:06
- 25-07-2023 16:09
- 46
Ne ekersen onu biçersin. Ektiğinin bilinciyle geleceğini inşa edersin. Bu günün gençlik gerçeği bu. Gençler; bizim gizliden gizliye yaptığımızı, üstü örtülü yaşadığımızı alenen konuşuyor ve göstere göstere yaşıyorlar hepsi bu. Küresel ölçekte inşa edilen, hepsi birbirinin kopyası olan insan, insan altı beşere dönüşüyor. Hem de baş döndürücü hızla. ALLAH’IN en güzel surette yarattığım dediği insan; düşünme, akıl etme melikelerini yitirmiş, nefsinin imamlığında, hız ve hazının kölesi olmuş. Köleliği özgürlük sayıyor.’’ Kalpler ancak ALLAH’I anmakla huzura kavuşur.’’ İlahi emrine karşı dururcasına; huzur ve mutluluğu, filim, müzik, sanal medya, endüstürünün zihni köleleştiren ****grofisine kaçmakta buluyor.
Günümüzde yaygınlaşan DEİZM akımının göstergesi bu. Gençlerimize dinimizi anlatamadığımız, sevdiremediğimizin gerçeği bu.
DEİZM; Dünyayı yaratan ve dünyaya müdahil olmayan, dünyanın gerisinde bulunan tanrı inancı. Kitap Peygamber, Ahireti ret ediyor. Bırakın yapsınlar. Bırakın geçsinler fikri hakim. Hesap verme sorumluluğu yok. Bu gidiş ıskalanıyor. Zihniyet ve fikir çatışması olarak algılanıyor. Hazine olan genç, doğası gereği tepkisel ve aceleci mantıkla hareket ediyor. Duygusal olarak aldığı eğitim, akıl etme, sorgulama merkezli değil, ezberci, taklitçi, çevre tasavvurundan uzak, duygularının esiri bir varlık. Önünde itaat ve isyandan başka seçeneği yok.
Din yorgunu gençlerin kapıldığı felsefi bir akım DEİZM. Peki; KİME VE NEYE İSYAN? Eşyanın doğasındaki dinamik ve değişimin kavranmaması.
Son iki yüz yılın değişimlerine hazırlıksız yakalandığımız gibi, Bu millet bir gecede cahil duruma düşürülerek, KURAN HAYATINDAN ÇIKARILMIŞ, Ruhsuz köksüz hale getirilmiştir. Bunun sonucu; İnsanı sorumsuzlaştıran, yücelten dünyevileştiren bir zihniyete sahip olduk.
Zaman ,eşya, düşünce ve fikirlerin durağan, değişmeyen, dönemlerin sabitelerine kodlandık. Hafıza ve din tasavvuruna sahip olduk. Yani batılı gibi yaşarken, atalarımız gibi düşünerek hayatımızı idame ettiriyoruz. Eylemlerimiz, söylemlerimizi yalanlıyor. Gençlerde itaat yerine isyan oluşuyor.
Bu maskeli hayatımız, çelişkili tutumumuzdan kaynaklanıyor. Gençlerimizi kendi yerimize koyalım. Sınav endişesi ile ömrünün en güzel yıllarını heder eden, kendi yararına olmayacak üniversite diplomasına sahip olan gençlik. Kitabı, televizyonla, misafirliği AVM gezmesiyle, sohbeti akıllı telefonla, bilgiyi malumatla, kültürü zer zeklik le. İnsan olmayı meslek sahibi olmakla, takas ettiğimiz bugün, hız çağının getirdiği dijital dünyaya da hazırlıksız yakalandık. Bu gün örnek model olamayışımızın neticesi.
Bu gün toplumu yönlendiren; Akademi elemanları kendi uzmanlık sahasından başka bilgiye sahip değil. Dini, kendileri için zenginleşme, sınıflaşma, hiyerarşi ve hegemonya aracı haline getiren din görevlileri. KURAN’LA uğraşmayı; kendisine imtiyaz, kariyer, rütbe, makam, mal, para, cemaat, vakıf getirdiği halde, Ruhsuz, huşusuz, heyecansız, kuru kuruya yatıp kalkan, dini zengin eğlencesi haline getirenler, ALLAH’IN seçkin kulu kasılmasıyla lüks içinde yaşayarak, el etek öptürerek, cahil ve samimi dindarları kendilerine kıyam, kıraat, rüku ve hatta secde ettirenler, İSLAMIN temel ilke ve kurallarına aykırı yaşayanlar.
İslam algımızı rivayet dini zihniyetiyle, batılı hayat tarzı haline getirenler, bu güne ait söz söylemeyenler, bir türlü halka dönmeyen, halkın sorunlarıyla ilgilenmeyenler, sokaktaki yangını görmezler. Kardeşlik, paylaşma, bölüşmeden bihaberdirler. Tevhit, sevgi ve merhametten uzaktırlar.
İŞTE GENÇLERİN CEVABI DEİZM. Bizim gizlediğimiz, gençlerin açığa çıkardığı hayat tarzımız. Devlet kurumları, cemaatler, akademisyenler, kanaat önderleri, sanatkarlar, yazarlar, siyasetçiler, iş adamları işverenler, iş alanlar hep birlikte hayat tarzımızla bu yolun mimarıyız. Gençler; bizim gizliden gizliye yaptığımızı, üstü örtülü yaşadığımızı alenen dillendiriyor ve yaşıyorlar. Hepsi bu. Doğruyu söylemeden doğru eylemde bulunmadan, sadece yanlış var diye bağırmak vicdanımızı sahte bir teselli ile avutmaktır. Çözüm; neye?, niçin?, neden? inandığımızın farkında olarak, hayatımızı ALLAH’IN değişmez mesajı KURAN-I KERİM’E göre inşa etmeliyiz. Her anımızın hesabını verme endişesi taşıyarak hayatımızı idame etmeliyiz. Unutmayalım her şey ailede başlar. Rabbini tanıyan, haddini bilen nesil DEİZM belasına muhatap olmaz. Kendimizi düzeltirsek yeryüzü düzelir. ALLAHC.C) Cümlemizi hakkı, hakikati bilen ve yaşayanlardan etsin .İnşallah. selam ve dua ile.