- 21-11-2019 14:24
- 32
Bu gün içinde yaşadığımız sistem; demokratik, laik, modern beşeri anlayışa göre şekillenmiş, Allah’a kulluk bilincinden uzaktır.
Fertlerin % 95’i kendilerini Müslüman olarak nitelendiriyor.
Müslüman; Allah’ın belirttiği İslam’a inanan, hayatını Kur’an-a göre inşa edendir. İslam; insanın bütün ihtiyaçlarına cevap veren ilahi kanundur.
Kur’anı anlamak, yaşamak ve tebliğ etmek, her Müslüman’a farzdır.
İçerisinde yaşadığımız ortamda Müslüman, İslam ilişkisini gözden geçirerek, günümüz Müslüman’ın haline, ahvaline bakalım.
Bu gün İslam’ı insanımıza öğretmekle görevli Diyanet teşkilatı, İlahiyat Fakülteleri, İmam-hatip okulları ve kendi aralarında organize olmuş cemaat ve tarikat kuruluşları var, daha önemlisi İslam’ın ana kaynağı Kur’anı Kerim elimizde.
Diyanet teşkilatına bağlı 85bin cami, 120 bin din görevlisi var.
105 İlahiyat fakültesinde 18bin öğrenci, 605 imam hatip lisesi, 3286 imam hatip ortaokulunda toplam 1 milyon 351 bin öğrenci İslam’ı öğrenmek ve öğretmek maksadıyla oluşturulmuş. Bunların dışında İslam’ı yaşamak ve yaşatmak için organize olmuş cemaat ve cemiyetlerde 7 den fazla.
Yine bu ortamda;
Türkiye Gençlik STK ‘ları Platformunun yaptığı araştırmaya göre gençlerin % 31.kendini milliyetçi, %29 Atatürkçü, %16 sı Muhafazakâr, %12.si Dindar, % 11 Demokrat olarak tanımlıyor.
Yine son on yılda;
Uyuşturucu kullanımında %678, Fuhuş %734 artmış.
Bu gün mahkemelerde 15 milyon icra dosyası var.
Bu tablo bize şu gerçeği haykırıyor. İnsan, adı Müslüman da olsa yaşadığı sistemin dinindendir.
Modern-kapitalist sistemin vesayeti altındaki toplumda İslami özgürlük ve hayat oluşmuyor. Toplum var oluş-hayati sorumluluğa yabancılaşmış.
Bağımsız bir üretkenlikten uzak.
Düşünce ve bilinç özgürlüğünden feragat ettirilmiş.
Taklit ve kopya hayat tarzı olmuş.
Dış güçlerin sistematik baskılarıyla ahlaki bağımsızlık tamamen kaybolmuş.
Aslına yabancılaşmış bir toplumla karşı karşıyayız.
Hiyerarşik bağımlı hale gelen toplum; günü kurtarma çabasında.
Geleceğe ait bir düşünceye sahip değil. Dayatılan bağımlılıklar nedeniyle yapısal bir teslimiyetçilik söz konusu.
Bu Emperyalizm karşında Müslüman kimliğini taşıyan, kendine laik görülen, rivayet kültürü Müslümanlığına sahip toplum; Allah’ın bildirdiği İslam’dan uzak, yetersizlik ve çaresizlik içinde, kendisine dayatılan emperyalizmin layık gördüğü İslami toplumu oluşturuyor.
Bu gün; İslam’ın, evrensel bilincin, vizyonun ve misyonun, Allah’a kulluk etkisiyle gerçekleşmesi, ulus-devlet milliyetçileri ve Mezhepçiler tarafından engelleniyor.
İslam dünyası hafıza kaybına maruz kalmış. İslam dünyası, İslam’ı; kültürel ve törensel gerçek olarak sahiplenmiş.
Maddi ayırımcılığa dayalı ilişkiler ön plana çıkmış.
Toplumda özgür-bağımsız zihinler, ruhlar, kişilikler, sorumluluk ve bilinç alanından uzaklaştırılmış.
Çözüm; Yahudileşme ve Hıristiyanlaşma etki ve yetkisinden uzaklaşarak, kitap yüklü eşekler konumundan kurtulmaktır.
Allah’ın vahyi Kur’anın buyruğuna uymaktır.
“Göklerde olanlarda, yerde olanlarda, mutlak otorite sahibi, mukaddes, her işinde mükemmel ve her hükmünde tam isabet sahibi Allah(c.c) için hareket ederler” (Cuma suresi;1.ayet)
Ey bu günün toplumu: Biz kimin adına hareket ediyoruz?
Bu sorunun cevabını gerçeğe uygun vermek ve kendimizi test etmek zorundayız.
Bütün mahlûkatın yaratılış gayesine göre hareket ettiği dünyamızda, bizde yaratılış gayemize uygun hayatı tercih ederek yaşamalıyız.
Bunun tek gerçek yolu; akıl nimetini kullanarak, kendimiz Kur’anla muhatap olarak, Allah’ın kendisinden emir ve yasaklarını öğrenerek hayatımızı inşa etmeliyiz.
Allah’a kulluk bilincine ulaşarak yaşamalıyız. İşte o zaman Müslüman kimliğinin hakkını veririz. İnşallah. Selam ve dua ile.