- 19-01-2015 17:03
- 136
Bugün Ramazan’ın 4. günü.
Ramazan’ın başlangıcı hafta sonuna denk geldiği için Batman resmen ölü şehir hüviyetindeydi. Gündüz in cin top oynuyordu adeta sokaklarda. Tabi Ramazan ay’ının gelmesinden kısa bir süre önce ilimizde görev yapan öğretmenlerin ve bazı memurların tatile çıkmasını da eklersek, Batman kent merkezi resmen terk edilmiş bir şehre dönüşüverdi.
***
Evet, Ramazan diyorduk…
Ramazan şovları, muhteşem iftar sofraları diyoruz…
Diyoruz demesine de her sene neredeyse aynı yazıyı yazıyoruz ama maalesef bir arpa boyu yol alamıyoruz. Geçen Ramazanda da buna benzer yazılar yazdık ancak yine değişen bir şey olacağını tahmin etmiyorum.
Yine yardım şovları, yine şaşalı iftar sofraları kurulacak.
Ramazan ay’ının fazileti, ehemmiyeti ve anlamını herkes gayet iyi biliyor.
Orucun arkasında yatan hikmetlerden biri de şüphesiz “Tok olanın, aç olanın” halini anlamasıdır.
Şaşaalı iftar sofralarında fakir ve aç insanlar bulunmadıktan sonra ne anladık biz bu Ramazandan...
Oruç tutan bir yoksulu iftar sofrasında ağırlamanın sevabını, faydalarını anlatmaya gerek yok sanırım.
İftar çadırları çok anlamlı organizasyonlardır. Hele Batman gibi fakiri ve açı bol olan bir kentte yıl boyu zaten doğru dürüst yiyecek bulamayan fakir fukara garip guraba’nın midesi iftar çadırlarında yemek görüyordu.
Lokantalarda, Sosyal Tesislerde verilen iftar yemeklerinde fakir, yolda kalmış, düşkün katılamıyor ama iftar çadırına herkes girebiliyor.
Batman’da geçen Ramazan iftar çadırı açılması önerisine kimse sıcak bakmadı.
Hiç bir kurum iftar çadırı kurmadı. Belediye geçen sene es geçtiği iftar çadırları yerine bu yıl halkevlerinde iftar vereceğini duyurdu.
Belediyenin kentin muhtelif yerlerinde halkevleri var. Umarım fakir vatandaşların tamamı bu hizmetten yararlanır.
Bu yılın başka bir özelliği ise savaştan kaçan binlerce Suriyelinin de aramızda olmasıdır. Çoğu aç ve perişan bir halde yaşıyor. Dilenci sayısındaki artışın temelinde de Suriyeliler var. Hiç olmazsa bu ramazan ayında onları da unutmayalım.
İşadamlarımızdan, hayırseverlerden, kamu yararına çalışan derneklerden iftar çadırı bekliyoruz.
Olmadı, siyasi partilerden bekliyoruz.
Çünkü hem Batman’ın yerleşik fakiri hem de mülteci konumunda binlerce Suriyeli fakir var.
***
İftar çadırı dışında fakir fukaranın sevineceği bir başka husus zekat, fitre, sadaka gibi sosyal boyutlu ibadetlerin de Ramazan ayında yoğun olarak yerine getirilmesidir.
Varlıklı hemşerilerimizin zekatlarını ve fitrelerini verirken gerçekten ihtiyaç sahiplerini bulmaları zekat ve fitrenin özünü oluşturur.
Tabi zekat olsun, fitre olsun başka yardımlar ve hediyeler olsun verileni rencide edici veya vereni yüceltici mahiyette olmamalıdır.
Daha açık söylemek gerekirse basın toplantılarıyla, fotoğraflarla, görüntülerle yardımlar reklam malzemesi yapılmamalı.
Yardımlar bir şova dönüşmemeli.
Devlet yardımları da şahsi yardımlar da, çeşitli kurum ve kuruluşların yardımları da gizlilik içerisinde ihtiyaç sahiplerine ulaştırılırsa daha anlamlı ve güzel olur. Nitekim mensup olduğumuz inanç ve kültür “Bir elin verdiğini öteki elin görmemesi” gerektiği anlayışını temel alır.
Öyle veya böyle maddi durumu oldukça kötü olan insanlarımız ve tabi ki Suriyeli fakirler Ramazan ayını dört gözle bekliyorlardı.
Hayırseverlerin dikkatine sunuyoruz.
***
Ramazan ay’ı denince akla oruç gelir.
Oruç denince akla son zamanlarda sadece aç ve susuz kalmak gelmeye başladı. Açlık ve susuzluk ön plana çıkınca sıcak ve uzun günler neticesinde düşen kan şekeri insanları daha sinirli ve tahammülsüz yapıyor.
Gergin insanlar bunu kaldıramıyor.
Dolayısıyla Ramazan ay’ında ibadet ve yardımlar gibi kavgalar ve sürtüşmeler de çok artıyor.
Oysa oruç bir ibadettir.
İbadet yaparken kötü söz söylenmemeli, kavga etmemeli, harama bulaşmamalı, kul hakkı yenmemeli, günah işlenmemeli.
Şüphesiz bunların hepsi ve daha fazlası hiçbir zaman yapılmamalı ancak Ramazan’da daha dikkatli olmalı.
Başta hemşerilerimiz olmak üzere mübarek ramazan ayının tüm İslam alemi için hayırlara vesile olmasını diliyoruz.