- 15-10-2021 15:42
- 3008
Sevgili Sonsöz gazetesi okurları benim köşemi takip edenler bilir; genel olarak sizlerden gelen yorumlara ve önerilere ağırlık veriyorum. Ama bu gün internetten alıntılar yapıp, çok ilginç bulduğum hikayeleri sizlerle paylaşacağım.
Umarım sizlerde benim gibi bu hikayelerden dersler çıkarırsınız.
Keyifli okumalar;
***
Bunları biliyor muydunuz
Afrika neden açlığın pençesinde?
Afrika toprakları verimsiz olduğu için mi?
Bilakis dünyanın en verimli toprakları Afrika'da.
Susuz tarımla yetiştirilebilecek protein değeri yüksek birçok gıda maddesi de mevcut.
Ama Afrika toprakları bir tohumu filizlendiremiyor.
Sebebi verimle değil zehirle ilgili!
Onlarca yıldır ABD, Afrika'da nükleer füzelerini test ediyor, Afrika topraklarına bu yolla nükleer atık sızıyor. Bununla da yetinmeyip, Afrika'dan genç beyinler ithal edip; çöp ihraç ediyor.
Örneğin; Batı Afrika ülkesi Burniko Faso'ya geçtiğimiz yıllarda 680 milyon dolar vererek bütün çöpünü akıttı. Kışkırttığı iç savaşlar yüzünden Orta Afrika'da yakılmamış çok az köy kaldı. Şeriatla yönetiliyor diye Mali ve Somali'yi tanımıyor, karşılarına kukla devlet ve ordular sürerek kıyım yaşatıyor. (Somali kukla devletine bir dönem ülkemiz de yardım ediyordu ancak bu yardımın askeri değil sağlık ve beslenme ihtiyaçları için olduğu açıklanmıştı)
Afrika'yı, koca bir kıtayı önce kölelikle, sonrasında mali, askeri ve kimyasal/nükleer olarak tüketen ABD, ve Avrupa ülkeleri dünyaya demokrasi havarisi rolünü oynuyor? Gerçekten vahim. Vahametin de ötesinde insanlık ve dünya tarihi adına utanç verici!
***
SOĞAN HIRSIZI
Bir haftada eve alınan üçüncü soğan poşetinin kaybolduğunu gören karı koca, yenisini alıp mutfağa koyup ve bir yere saklanıp beklemeye başlarlar.
Dakikalar sonra şaşkın bakışları arasında küçük kızları Seher gelir mutfağa.
Soğan poşetini kaptığı gibi koşup evden çıkar ve en yakın çöp tenekesine atar...
Baba ise çocuğu kulağından tuttuğu gibi her zamanki alışılagelmiş sinirli haliyle eve getirir ve neden sürekli soğanları mutfaktan alıp çöpe attığını sorar.
Çocuk korkup annesine sarılır.
Ne dese, ne kadar kızsa da çocuktan bir cevap alamaz baba.
En sonunda ertesi gün akşama kadar, sorduğu sorunun cevabını vermezse bir yıl boyunca sokakta arkadaşlarıyla oynamasına izin vermeyeceğini ve ceza alacağını söyler...
Çocuk ertesi gün sokağa çıkacakken bir not yazar ve babasının göreceği bir yere bırakır.
Babası kağıdı görür kısa zaman sonra.
Tüylerini diken diken eden ve küçük bir çocuktan beklenmeyen o cümlelerde şöyle yazmaktadır.
-"Annemi kavga ettiğiniz zamanlarda bir sen ağlatıyordun. Birde yemek yaparken eline aldığı o soğanlar ağlatıyordu. Sen benim babamsın seni çöpe atamazdım. Annemi çok seviyorum. Ağlamasına da dayanamıyorum. O daha az ağlasın diye elimden geleni yapmak istedim hepsi bu babacığım....