- 19-10-2016 19:37
- 12282
Bileceksiniz ve hatırlayacaksınız, bir zamanlar hatta oldukça yakın geçmiş yıllarda bir batı hayranlığı, bir Amerika aşkı vardı.
Filmleri, müziği, modası hep bu batı tarzı idi, dünya, bu akımların etkisi altındaydı.
Gerçi halen de öyle ancak eskisi kadar değil.
Zamanla batı ve batıların maskesi düştü, hayranlık da giderek azalmaya başladı.
Çünkü işgalci ve emperyalist oldukları belirgin olarak ortaya çıktı.
Örnek vermek gerekirse 2. Dünya Savaşından sonra yerle bir olmuş adeta hayat damarları kurumuş bir Almanya vardı.
Hızlı bir şekilde ülkenin imar edilmesi gerekiyordu.
Çareyi Türk işçilerinde buldular. Gerçekten almış oldukları Türk işçilerinin katkısı ve Almanya’yı tekrar Almanya yapması son derece önemlidir.
Buna tüm dünya şahittir.
1960 yılından beri orada çalışan neslin torunlarıyla ve Almanlarla bu konuyu çok konuştum yerinde hem de Almanya da sohbet niteliğinde.
An itibariyle köprünün altında çok sular aktı.
Sosyo-ekonomik, sosyo-psikolojik ve değişen dünya politikaları Almanya’yı birçok alanda değiştirdi.
Özellikle bu FETÖ darbe girişiminden sonra ülkemizin büyük projeleri, ekonomik hamlelerde yapmış olduğu atılımlar, ekstrem ve hatırı sayılır plan ile projelerden Almanya da rahatsız olmuşa benziyor.
Öyle ki bir türlü adam akılı atılımlar, antlaşmalar, karşılıklı yararlı politikalar üretemez olduk.
Bu konunun yegâne suçlusu ve nedeni, art niyetleri ve kıskançlıklarıdır.
Nereden nereye gelindi?
İşçilerimiz Almanya’yı imar ederken, kalkındırırken zamanla işçi sınıfından çıkıp işveren sınıfına doğru ilerlerken, Türkiye’deki eş zamanlı gelişme ve kalkınmaları tarihe not düşüren büyük projeler, hem ABD’yi hem AB ülkelerini çok huzursuz etmiş olmalı ki rahat durmuyorlar.
İşte başımıza ne geliyorsa, ülkemizin gelişmesini istememeleri, kıskançlıkları ve halen kendilerine muhtaç bir Türkiye istemelerinden kaynaklanıyor.
Ancak Türk milletinin azmini, vatanperverliğini ve çalışkanlığını ya bilmiyorlar ya da bilmek istemiyorlar.
Darbe planlarıyla, içerden ve dışardan kışkırtmalarla bizleri yani Türkiye’yi ve Türk milletini mağlup edebileceklerini sanıyorlarsa aldanıyorlardır.
Çanakkale ruhu ve 15 Temmuz darbe girişiminde gösterilen karşı direnç, onların yani dış güç ABD ve AB ülkelerinin vermiş olduğu gayretin boşa çıkacağını gözler önüne serdi.
Başaramayacaklarını neden anlamak istemiyorlar. Bu inat ne?
Biz Türkler hepimiz ülkemizi savunmakta her zaman, her nevi şartlar altında ve daima tek vücut olmayı biliriz, düşmanlarımızı da adam akılı gömeriz.
Çağ kapatıp, çağ açan Osmanlı hanlarının torunlarıyız.
Bu böyle biline, böyle anlaşıla diyorum.
Bir şiirimle bitiriyorum.
VE ÇINARIMI DA KESTİLER
-- sevenlere sevgilerimle...
Adım Mehmet diyorum, benimki de Çınar diyor.
Koca Ağaç, otur yanıma gölgeme dertleşelim!
Diyor, Asırlık koca çınar ağacı bana.
Dostluk başlıyor çınar ağacıyla aramızda.
Konuşuyoruz ordan burdan günlük havadisler
Kuşların, kumruların artık dallarına
Konmadığından, onu terk ettiklerinden yakınıyor.
Tam ona KUMRUMU gördün mü diye soracaktım ki;
Ağladı koca çınarım dal dal yaprak yaprak.
Peki, sen niye durgun ve ağlamaklısın çocuk diye sordu.
Ben de önce seni sonra da sensizliği anlatım.
İyi de gidiyordu muhabbet, kararan gün ayırdı bizi,
Tekrar görüşmek üzere vedalaştık ben ve çınar.
Ayrılıyorum çınarımdan istemeye istemeye.
Gözlerim doluyor kontrolsüz senin için, çınar için.
Yıllar sonra döndüğümde çınarım da yoktu yerinde.
Elleri kırıla oduncu onu doğramış, testere ile.
Pazarda satmış, hem de çok ucuza
Senin de başlık paran misali, ucuz mu ucuz.
Kimi sevdiysem yok oldu, izleri de kayıp.
Sevgilimi kaybettim, çınarımı kaybettim
Yolumu ve kendimi kaybettim bu kayıplar dünyasında.
Kayıp sevgili, kayıp ağaç ve en sonunda kayıp adam.
Bulanların kıymetlerini çok bilmeleri...
Ve onları çok sevmeleri özel ricamdır.
Ah, oduncu Ah, sevgili Ah hayatsız hayat...
M. Ekmen 15.10.2016
B.Çekmece/ İstanbul
Kalın sağlık ve sevgiyle siz Batmanlılar ve değerli Sonsöz okurlarımız.