- 25-12-2021 07:25
- 24-12-2021 17:23
- 30
İçinde bulunduğumuz durum büyük sınavda olduğumuzun göstergesi. Yabancı paraların aşırı artışı, enfilasyonun tavan yapması, Önü anılamayan maddi ve manevi gidişat felaket tellallarının işine yarıyor. Dünyayı idare eden mutlu azınlık, korku, endişe ve umutsuzluk fırtınası estiriyor. Zengin daha zengin olma sevdasında. Fakire hayat hakkı tanınmıyor. Ekonomi, sosyal hayat çöküş sinyalleri veriyor. İnsanlar, büyük sınavda. Allah’a İman eden ve etmeyenlerin sınavı. İmansız her şartta isyanını sürdürüyor. Hep başkalarını kötülüyor. Mümin: imanın gereğini yapmanın sınavın da. ‘’ Size verdiğimiz her şey, şu dünya hayatının kısa vadeli bir hazzıdır. (Sabit ve kaim olmayan nimettir.) Ama Allah katında bulunan daha değerli, daha kalıcıdır. Bu iman eden ve Rablerine güvenen kimseler için böyledir.’’(Şura suresi;36.ayet) Salih amel imanın dış göstergesi, Rabbe güven de imanın iç göstergesidir. Mümin Allah’ın emirlerini, Kur’an-ı Kerimi hayat tarzı haline getirerek büyük sınavda başarı kazanacak.
Bugünkü modern dünya düzenin yapı taşı; dünyevileşme, bireyselleşme, bencillik, vurgun ve soygundur. Bu durum insanlarda gelecek korkusu ve hayatlarında endişe oluşturuyor. İnsanın doğası, yapısı bu ortamı tabii karşılamaya müsait değil. Bu modern düzen insanı fıtratıyla çatıştırıyor. İnsanı en iyi tahlil eden Kur’an-ı Kerim bu gidişatın sebebini şöyle belirtiyor. ‘’ Doğrusu insanoğlu, açgözlü (doyumsuz karakterde) yaratılmıştır. ’’ ( Ama ne var ki o, bu özelliğini kullanıp daha mükemmele ulaşmak için çaba harcaması ve böylece kendini Allah katında yücelere ulaştıracak güzel davranış göstermesi gerekirken.) ‘’ Başına bir kötülük geldiği zaman ( her şeyden ümit keserek ) sızlanır durur.’’ Bir de nimetle karşılaşınca da (aç gözlülük ederek hepsine kendi sahiplenmek ister, başkalarını bu nimetten) engellemeye çalışır.’’ ‘’ Ancak Salat ehli böyle değildir.’’ (samimi ve fedakar müminler ki.) ‘’ Onlar Salat’larına (düzenli olarak) devam edenlerdir.’’ ‘’Onlar mal ve servetlerinde (başkalarından yardım isteyen) fakirlerin ve (onurlu davranıp istemeyenlerin) de sadakadan hakkı olduğunu asla unutmayan cömert ve fedakar kullardır.’’(Meariç suresi;19-25.ayetler) Hırsımızı, zaafımızı bilen Rabbimiz: içinde bulunduğumuz duruma çözüm öneriyor.
Bu gün modern dünyanın saçtığı çıkarcı, fırsatçı ve hazcı hastalıkları mümin olarak: infak ve ihsanla tedavi edebiliriz. Dünyaya tutkun insanı, bencil virüsleri infakla dezenfekte edebiliriz. Şeytanın fakirlik korkutmasına, nefsin bencilliğine karşı imanın galebe çalması infak bilinciyle mümkündür. Bunu için şu ayeti kerime ile muhatap olmanın zamanıdır. ‘’ Sizden birine ölüm gelip de Rabbim! Bana bir miktar daha süre tanısaydın da hayır hasenat yapıp iyilerden olsaydım! Diyeceği o gün gelip çatmadan önce, size rızık olarak verdiğimizden bir kısmını infak edin! ‘’Munafıkun suresi;10.ayet) İnfak: nifakın panzehiridir. Sadaka; özünde güçlü ve sağlam olmaktır. İman eden kişinin sadakatine delil olsun diye malından Allah adına ihtiyaç sahibine verdiği miktar sadakadır. İnsanlığımız, inancımız infak ile ortaya çıkmaktadır. Vermek bir iç huzuru ve yürek yumuşaması, ahiretimizin teminatıdır. İnsanlığın selameti ve imanımızın gereği olan infak şuurunu Allah cümlemize nasip etsin.
Büyük sınavda başarının sırrı: ‘’ Kim kendini geliştirip arındırırsa, o kesinlikle ebedi mutluluğa ulaşacaktır. ’’Şems suresi;9.ayet). Nefsini terbiye etmek ve gönülleri hoş kılmak. Allah sevgisi bağıyla bağlanmaktır. Gönüllere kardeşlik ve sadakat duygularını yerleştirmek, buda infakla mümkün olur. Sadaka verenin alana üstünlüğü yoktur. Sadaka sadece Allah’a verilen karzdır. Allah ganidir. Halimdir.(Bakara suresi;261-262-263.ayetleri) ‘’ Ancak sabreden ve ıslah edici iyilik yapan kimseler işte onlar için ilahi bir bağış ve muhteşem bir karşılık vardır.’’(Hud suresi;11.ayet) ‘’Her can ölümü tadıcıdır. Şu da vardır ki, Biz sizi seçip ayırmak için hayır ve şer ile sınava tabi tutuyoruz. Zaten sonunda Bize döneceksiniz.’’(Enbiya sresi;35) ‘’Onların yaptığı kötülükler(o gün gelince) ayan ortaya serilecek ve alay edip durdukları gerçek kendilerini perişan edecektir.’’(Casiye suresi;33.ayet) Hayatın sınav olması bunu gerektirir.
Büyük sınavın başarısı sabra bağlıdır: ‘’ İyilik ile kötülük(asla) bir olmaz. O halde,(Sana kin besleyen insanlara sen kin duyma; aksineonlara şefkat ve merhametle yaklaş. Sana kötülük yapana iyilikle karşılık ver. Seni isyana, küfre ve şirke sonunda cehenneme çağıranı sen iman, ibadet ve itaate ve sonunda cennete davet et. Gönül incitmeden, tatlı dil yapıcı üslupla, yani) en güzel şekilde kötülükleri savuştur! Bak gör o zaman, seninle arasında kin ve düşmanlık olan kişi sanki sımsıcak bir dosta dönüştüğünü göreceksin.’’ ’’(Fussilet suresi;34.ayet). ‘’Fakat bu (üstün meziyet,) sadece (zorluk ve sıkıntılar karşısında) sabredenlere verilmiştir. (Diğer bir deyişle bu,) ancak(ilim, hikmet, şefkat, merhamet gibi güzelliklerden) büyük bir pay almış olanlara verilmiştir.’’(Fussilet suresi;35.ayet).
Büyük sınavda başarılı olabilmemiz için: Kur’an-ı Kerimin önerisini hayat tarzı haline getirmeliyiz. İşte öneri: ‘’Allah yolunda infak ediniz. Kendinizi kendi ellerinizle tehlikeye atmayınız. İyilik ediniz! Şüphesiz Allah iyileri sever.’’(Bakara suresi;195.ayet) Asrımızın insanlık dışı derdimizin devası insanları Allah’a kulluk bilincine ulaştırmaktır. İnsanın Rabbini tanıması, haddini bilmesi, dünya ve ahiret saadetine ulaşması için yaratılış gayesine uygun hareket etmesiyle mümkündür. ‘’ Öyleyse sizler hayra çağıran, meşru ve iyi olanı öneren, kötü ve yanlış olandan sakındıran bir ümmet olun. İşte onlar, evet onlardır sonsuz mutluluğa erenler’’(Al-i imran suresi;104.ayet) Bunun temeli Allah’a iman. İmanın ispatı salat ve infaktır. Büyük sınavın başarısı: Allah’a karşı sorumluluğunu, kendine ve topluma karşı vazifesini hakkıyla yerine getirmekle mümkündür. Allah cümlemizi büyük sınavı başaranlardan etsin! İnşallah!