- 14-08-2017 22:44
- 128
Hatırlar mısınız bilmiyorum 90’ların ikinci yarısı ve 2000’li yılların başlarında Batman’ın neredeyse her köşe bucağında mantar gibi canlı müzik kafeleri açılmış. Ve bir süre sonra hepsi birbirinin sonunu getirmişti.
Şu aralar da canlı olmasa da cansız müzikle her köşe başında garip gurup isimleriyle cafeler açılmaya başladı. Nitelik olarak birinin diğerinden farkı olmayan, her biri bir diğerinin dışardan göründüğü kadarıyla kazandığı üç beş kuruş karına göz koymuş cafeler.
Bütün vaktini cafede ya da kahvede geçiren işsiz güçsüz gençlerin, hem bu vakti paraya çevirmek hem de hoşça vakit geçirip ortam yapmak adına ya babasının emekliliği ya da üç beş arkadaşıyla biriktirdiği az buz bir para bilemedin rica minnet borçlandıklarıyla açtığı cafeler.
Ondan sonra gelsin saçma sapan dekorlarla süslenmiş duvarlar arasına, estetikten yoksun dekorasyon ürünleriyle şişirilmiş abartılmış cafeler.
Üç beş ay bilemedin bir yıl, 500 liraya 12 saat çalıştırılan henüz 15-17 yaşlarında kız ya da erkek çocuklar 12 saat çalıştırılarak ve de her hafta değiştirilerek tekeri döndürmeye çalışıyorlar.
Kasada oturup facebook ya da instagram’da bütün vaktini hiç eden para gelmediği için de 500 liraya hayatını satın aldığını sanarak mobbing uyguladığı çocuklara etmediğini bırakmayan ve kendini işadamı sanan zevat, bir süre sonra camekâna devren satılık yazıp yeni hayalperestler bekler.
Kendiyle beraber sektörün gerçekten istisna kayda değer mekânlarını da batırıp piyasayı batıran yeni yetme cafeciler.
Onca sermayenin heba edildiği, bir araya gelip borçlanıp ortaklaşanları birbirine düşüren saçma sapan girişimler. Duyduğuma göre Batman’da 150’yi aşkın cafe varmış. Ve yine iddia o ki sayılı bir kaçını tenzih ederek söylemem gerek ki bu cafeler kriminal bir çok olayın merkezlerine dönmüş.
Birçoğu liseli yeni yetme gençlerin gözden uzak kuytularına dönmüş. Eskiden pastane kültürü vardı pastane kültürü bugün ki cafelerle kıyaslandığında daha açık daha şeffaf buluşma noktalarıydı.
Ama cafeler öyle mi nargile, sigara, uyuşturucu kullanımının yaygınlaştırıldığı yuvalara dönmüş, söz konusu mekanlarla ilgili nasıl bir denetim mekanizması işliyor bilmiyorum ama birilerinin bunca kafede ne olup bitiyor konuya eğilip irdelemesi gerekiyor diye düşünüyorum.
Demem o ki bu cafelerin gençlerin kötü arkadaşlar ve alışkanlıklar edindikleri yerler olmaktan kurtarılması ve içlerinde takdiri hak eden doğru mekanların yanlışlardan arındırılması gerekiyor.
Bir ikincisi şark ilinde şark köşesi yapmaktan yorulmadık, şarkın içinde doğduk büyüdük her yer şark zaten garp köşesi yapın da farklı bir köşeye oturmuş olalım.
Adınız cafe madem kahve yapmasını öğrenin bari.
Çocuk işçileri köle gibi çalıştırmaktan ve sömürmekten vazgeçin.
Her hafta eleman değiştirip durmayın artık.
Madem açtınız biraz olsun başınızı telefondan ve bilgisayardan kaldırıp kim ne yapıyor ne satıyor dikkat edin.
Paravanlarla gizli kuytu bölmeleri kaldırın bari.
Belki üstünüzdeki şaibe biraz olsun kalkar.