Bizler akademisyen denince hemen bilim, eğitim, kariyer ve son derece rasyonel düşünen, düşündüren örnek alınacak insanlar algılarız. Yok mu bu kategoriye girenler? Olmaz mı? Alâsı var. Saygıyı, ayakta alkışı hak edenler elbette ki var.
O saygın ve son derece kıymetli değerlerimizi geçiyorum, konumuz tersi konumunda olanlardır.
Anlayacağınız çakma Çin malı akademisyenlerdir.
Bugün onları irdeleyip, inceleyip siz değerli okurlarıma servis edeceğim.
TV kanallarından birini açıyorsunuz. Program yöneticisinin soru stilinden o çakma Çin malı akademisyen görünümlü fakat akademisyenden başka her şeye benzer kişilere nasıl çanak tuttuğunu ve konunun saptırıldığını, başka başka mecralara çekilmek istendiğini hissetmek, görmek, anlamak “farkındalık” yöntemiyle belirgin olarak anlaşıldığını görmek inanın sıkıyor, üzüyor. Bu art niyet ne? Nedendir bu din düşmanlığı?
Amaç kitlelerin beyinlerini bulandırmak ise bu başarılamaz. Kısa anlı tesir gösterebilir.
Yan etkileri belirgin olarak rahatsız ettiğinde bu davranış, bu eylem ve amaçlı stil inanın dikiş tutmaz.
Bu kirli oyunlar, bu din düşmanlığı Cumhuriyetin kuruluşundan günümüze değin, oynandı, denendi, dikiş tutmadı aksine inançlılara yaradı.
İnançlılar şuurlandılar, araştırmacı oldular. Daha çok hakka aşık oldular.
Bu çakma Çin malı akademisyen görünümlü art niyetliler putperestler bu gerçeği halen göremeyecek kadar kördürler, anlaşılır gibi değil.
Yok efendim cemaatler, tarikatlar, dindarlar diye sazı ellerine alıp akla hayale gelmeyen yalan, dolan ve iftiralarla attıkça atıyorlar.
Sizler bu putperestleri, ağababalarını, beslendikleri kaynakları zaten biliyor ve görüyorsunuz.
Siyonizmin uşakları, olan bu köleler inanın ruhlarını, beden ve beyinlerini hatta kalemlerini satmışlar.
Kendilerince en kutsal misyonları Yüce İslam Dinine, Müslümanlara, Hocalara Allah’ın yaşayan veli kullarına saldırmak, iftira atmak. Zira efendileri onları böyle bir tarzla eğitip kolluyor sonra da sahaya indiriyor.
Ağzınızla kuş tutsanız, denizin üstünde yürüseniz, kanatsız ve araç gereçsiz havada uçsanız da aldıran olmuyor ama dine saldırıp Müslümanlığı ve gerçek din adamlarını kötüleseniz şöhret olursunuz hatta şöhretiniz sınırları aşar adeta dünyaca tanınır ödüller bile alırsınız.
Gerçek bilimden uzak, ümidini kesmiş hatırı sayılır bir bilim adamı bir akademisyen olmayan yahut olamayan bundan oldukça uzak ve yeteneksiz psikiyatrik vaka nitelikteki bu ruh ve beyin sakatları en kutsallarımıza nasıl da saldırıyorlar.
Mert ve yiğit değiller. Dürüst hiç değiller. Hedefleri AK Parti. Amaçları siyasi iktidarı zor duruma düşürmek, kötülemek ama yöntem ve metotları son derece sıradan, bayağı “An Ordinary” nitelikte bu yöntemi bırakıp, siyasi ve ekonomi, yönetim dairesinde AK Parti’yi eleştirseler haklı ve objektif olarak kısmen olsa da taraftar bulma ihtimalleri olur kendileri gibi düşünenlerce.
AK Parti’ye vurmak niyeti ve amacıyla sayıları 1.5 - 2 Milyar Müslüman kitlelerin inançlarına saldırmak bence çok kişiliksiz ve şerefsizce oynanan adi çok adi bir tarz olsa gerek.
Bu mealde daha önce de yazmıştım. Amacım AK Parti’yi savunmak, avukatlığına oynamak değil nitekim AK Parti’nin hem bana ihtiyacı yok.
Hem benim de böylesi bir düşüncem yok. Ama ortak paydamız “İslam Dini” olunca acizane bendeniz elbette ki bu çakallara çakarım çakmak isterim. Silahla değil fikir ve kalemimle, bilgim görgüm becerebildiğim kadarıyla. Ama şuna lütfen inanın bir mum ışığı bile o koca dev geçinen karanlık kafalıları yok eder ortalığı aydınlatılır diye dem vuruyorum.
Uygun düşeceğini düşündüğüm bir şiirimle bitiriyorum.
FOTOKOPİ BİR HAYAT
Bu mezar
Bu kabir
Sıkıştırıyor fazlasıyla
Dar mı? Dar
Düşünemedik
bu mekana gelinceye kadar
Hani Mülk? Hani Dostlar?
Bilmem ki bensiz ne eder
Ne yaparlar?
Çığlıklar, naralar, heyhatlar
Artık nafiledir
Geç de olsa anladığım kadar
Pişmanlık etmiyor yalvarmalar, yakarmalar.
Allah imiş hakiki dost ve ebedi yar
İşte hak! İşte hakikat!
Kutlu olsun size Cehennem;
Ey inanmayanlar.
MEHMET EKMEN
13/03/2016 İstanbul
Kalın sağlık ve sevgiyle siz saygın Batmanlılar ve değerli Sonsöz okurlarımız gerçek hayatta ve hayatın Yaradanına kalben teslim olmuş olarak Çin malı çakma olan her şeyden olabildiğince uzak ve karşı.