- 03-07-2015 20:52
- 108
Büyüklerimiz bize “Kur’an okunduğunda kulak verin” derdi. “Kulak vermeyecekseniz saygısızlık olur, lakırdınızla edepsizlik etmiş olursunuz” derlerdi. Bundan ötürüdür ki dinlemeyecek konuşup, eş dostla hasbıhal edeceksek, o zamanlar kasetler vardı tabi, teybe Kur’an kaseti takıp boşa okutmaz saygısızlık etmezdik.
Bu bir tarafa da sadede gelmeden bir de son zamanlarda televizyon kanallarında dönüp duran bir kamu spotu var. Gürültü kirliliği ile ilgili bir klip. Sloganı “60 dB (desibel) üstündeki ses, ses değildir”
Gel gelelim bizim uygulamalarımıza, Camilerimizin dışarıya verilen hoparlörlerinden bas bas bağıran sözüm ona vaaz eden bir imam ve sokağın gürültüsüne salıverilmiş bir Kur’an okumasına.
Bazı konular vardır ki yanlış anlaşılmaya çok müsait ve o yanlış anlama üzerinden taciz edilebilirliğiniz çok yüksektir.
Bazı meseleler vardır ki sizi ve etrafınızdaki herkesi rahatsız etse dahi bunu dillendirmek sizi bir anda din düşmanı diye fişlemelerine yol açabilir.
Hâşâ din düşmanı değilim ama gücü elinde bulunduranın ve başındaki yetkililerle birlikte kurumlarının din anlayışının düşmanı olmasam da karşısındayım.
Size çok ilginç bir örnekten bahsedeceğim. Gültepe Mahallesinde su parkının hemen bitişiğinde hatta su parkıyla iç içe bir camiimiz var. Bu cami hayırsever vatandaşlardan toplanan yardımlarla yapıldı.
Güzel de bir camii oldu. Daha inşaatken dostlarla konuşup keşke parkla cami arasına duvar örülmese de ibadet hayatın içinde parklarımızla iç içe kalsa diye düşünüyorduk ki çok şükür öyle yapıldı.
Cami parkın içinde yer almış duvarlarla parktan ayrılmamıştı hatta cami henüz yeni bitmişti ki o zaman kuzeye bakan caminin girişinde parka doğru açılan genişçe merdivenler insanları en zarif en kibar şekilde ibadete çağırır gibi uzanıyordu.
Parkta oynayan çocuklar gençler camide ibadet edenleri görüyordu. Alınları olmasa da gözleri tanışıyordu ibadetle. Belki bir gün o gözler alınları da çekerdi secdeye.
Eğer caminin parka bakan kapısı duvarla örülmeseydi tabi.
Maalesef ki kısa bir süre sonra caminin içi görünüyor diyen kimi kafalar eski mi yeni mi bilemem artık fark etmiyor değişmiyor bir şey.
İşte o kafalar caminin içi parktan görünüyor deyip kuzeye doğrulan açılan merdiven basamaklarını iptal edip ahşap duvarlar ördüler girişleri yine ahşap bir koridor ve yandan tırmanan merdivenlerle giriş verdiler.
Böyle ilkellik, böyle yavanlık, böyle dar kafalılık yok. Caminin içindeki halktan sakınan bir zihniyet ama aynı zihniyet caminin içini göstermezken her namaz vakti mahallenin hepsini dinlesin dinlemesin bas basa bağıran bir kuran ve hutbe sesine boğuyor.
Kimse çıkıp bir şey demeyecek nasıl olsa. Diyene cevap hazır sen kuran sen dün düşmanı mısın diyecekler. Hayır, esas kuran ve din düşmanı bunu yapanlardır.
O güzelim Kur’anı gürültü diye tanımlanabilecek (60 dB üstü) bir ses tonuyla mahalleliye dayatanlardır. Caminin içi görünmesin diye duvar örenlerdir.
Cemaati ve mahalleliyi yüksek gürültü tonlarıyla terbiye etmeye çalışanlardır.
Dinin zarafeti ve nezaketini kabaca formlara büründürüp insanları dinden ibadetten soğutanlardır.