Batman Üniversitesi Rektörü Prof Dr. Aydın Durmuş bu haftayı toplantılarla geçirdi.
Önce yerel ve ulusal basın temsilcileriyle bir araya gelen Durmuş, basın temsilcileriyle fikir alışverişi yaptı, uygulanması planlanan projeler hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Katılamadığım toplantıda gazetemizi Ercan (Atay) bey temsil ederek bulundu. Gerek Ercan beyden teyit ederek gerekse de fotoğraflara bakarak soruyorum:
İl Merkezinde 19 ilçelerde 6 olmak üzere 25 gazete, 5 haber ajansı, 3 radyo bulunan Batman’da ilin en önemli kurumlarından biri olan Batman Üniversitesi Rektörünün basın toplantısına sadece 8 bilemedin 10 basın temsilcisinin katılması nasıl yorumlanabilir?
Basın toplantısının kahvaltılı olmaması katılımı cazip kılmadı mı demeliyiz. İşin esprisi bir tarafa bunun farklı bir ya da birden fazla sebebi olabilir.
Bir basın mensubu olarak ilk sebebi ben üstüme alayım ve çuvaldızı kendime batırayım, Batman basını tembel ve haberi takip etmek konusunda üşengeç olabilir.
İkinci sebep Batman Üniversitesi yönetimi basını davet etmek ve toplamak konusunda iyi iş çıkaramıyor basınla iletişimi doğru kuramıyor olabilir.
Üçüncüsü, Rektör Durmuş, göreve geldiği günden beri aynı veya benzer konularla çokça basının karşısına çıkıyor ki bu da kendisine dönük ilgi ve alakayı tüketiyor, moda tabirle Rektör medyada yüzünü eskitiyor. Hal böyle olunca önceden söyledikleri yeni söyleyeceklerinin ehemmiyetini azaltıyor olabilir.
Dördüncüsü ve kanaatimce en önemlisi Rektör Durmuş göreve geldiğinden bu yana Batman’da faal ve en büyük kimi STK’larla çatışmaya devam ediyor ki bu da gerek basının gerekse de Batman kamuoyunun tepkisini topluyor.
***
Bu tepki somut olarak bana da yansıdı. Hatırlarsanız 25 gün önce Rektörle yaptığımız görüşmenin ardından “Köstek Değil Destek” başlıklı bir yazı yazdım ve söz konusu yazıda, henüz göreve gelmiş Rektörün güzel plan ve projelerinin olduğunu ve bunları yapabilmesi için destek verilmesi gerektiğini dillendirmiştim. Hala bu fikrimin arkasındayım, bu plan ve projelere destek verilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Fakat bununla birlikte Batman kamuoyunun, Rektör Durmuş’un, akademisyenlere dönük başlatılan soruşturmalarla rektör adaylık sürecinde kendisine değil de diğer adaylara destek verenlerden rövanş aldığını düşünüp ve bunu çokça dillendirdiğini de söylemem gerekir.
Ki öyle olmasa Rektör Durmuş’un basınla yaptığı toplantının bir gün sonrasında Batman’daki STK’lardan da çalışmalarla ilgili görüş almak için yaptığı toplantıya yaklaşık 15 STK’yı temsilen 40 kişi değil 417 derneğin olduğu Batman’da daha yüksek bir katılım sağlanabilirdi.
İyi niyetimizden şüphe etmeyeceğinden cesaretle Rektör Durmuş’un Batman Üniversitesinde gerek akademisyenler gerekse de Batman Kamuoyu tarafından talep edilen “Çalışma Barışı”nı bir an evvel sağlayabileceğini düşünüyorum.
***
Batman Üniversitesindeki mevcut atmosferin şimdiden 3 Profesör ve 3 Doçenti küstürüp elden kaçırdığını, bununla birlikte kimi haksız ve yanlış bilgi ile temellendirilmiş bazı soruşturmaların bazı akademisyenleri de harcayabileceğini, hiçbir akademisyenin 6 yıl önce akademik maksatla Amerika’da bir üniversiteye yaptığı ziyaretten dolayı suçlu gösterilemeyeceğini veya gösterilmemesi gerektiğini hepimiz biliyoruz.
Ki bu ziyaretin yapıldığı North Teksas üniversitenin isminin FETÖ üniversitesi olan North America ile karıştırıldığını da yukarıda bahsi geçen toplantıda Rektör STK temsilcilerinden öğrenmiş ve notunu alarak bunu düzelttirmek adına “öğrendiğim iyi oldu” diyerek iyi niyetini dillendirmiştir.
Umuyorum Rektör Durmuş, söz konusu haksız soruşturmada belirtilen yanlışı düzeltmek için gösterdiği iyi niyeti akademisyenlerin ve Üniversitenin Çalışma Barışı lehine sonuçlandırmak için de gösterir.
Bunun için STK’larla birlikte Batman kamuoyu, Üniversite Yönetimi tarafından oluşturulan OHAL komisyonunun Batman’ı ve akademisyenleri bilen tanıyan ve adil olmak kaygısı taşıyanlardan oluşturulmasını bekliyor.
Umuyorum ve diliyorum ki Rektörle birlikte Üniversite Yönetimi de kişisel husumet ve geçmişten kalan hesapların rövanşını Batman Üniversitesi ve tüm Batman’ın lehine unutur da akademisyenleri harcamak yerine kazanmak çabasıyla sağlanacak çalışma barışı içerisinde plan ve projeleri konuşmaya başlarız.
Görüş alış verişlerimizi 10 gazeteci 20 STK temsilcisiyle değil de 50 gazeteci 500 STK temsilcisiyle yapmaya başlarız.
İnanıyorum ki Rektörün, soruşturmalar ile ilgili STK’ların kaygılarını giderecek bir adım atması kamuoyunun ve tüm STK’ların rektöre on adım attıracaktır ve bu hepimizin yararına olacaktır.