- 17-04-2017 01:03
- 118
Yıllardır ne değiştiyse yine o değişecek.
Kendimi bildim bileli her gelen büyük laflar etti, öncekilere söylenip durdu.
Ama öncekilerle aynı yerde de durdu.
Sistem ve kurumların mazlumu geldi zalimi oldu. Hep söylediğim gibi “Her mazlumun azılı bir zalim olma potansiyeli vardır” neden?
Çünkü insan kin ve intikamla donanmış en vahşi canlıdır.
Çünkü insan altında ezildiği taşa değil, taşın üstünde olmadığına itiraz ediyor. Ve bu böyle oldukça her birimiz başkasının taşı altında ezilirken bir başkasının taşı üstünde de ezmeye devam edeceğiz.
Hep böyleydi ve böyle devam edecek. Değişen neydi? Belki sadece altında can çekiştiğimiz taşın üstünde kimin bizi ezdiğiydi.
16 Nisan tarih ve saat 10.00 itibariyle referandum için oy verme işlemi devam ediyor. Sandıklardan ne kadar ‘evet’ ne kadar ‘hayır’ oyu çıkacağını kimse bilmiyor. Birinden biri fazla çıktığında ne olacağını da kimse bilmiyor. Orada burada çıkıp gevezelik eden sözüm ona uzmanlara bakmayın. Bu öyle tek bilinmeyenli bir denklem gibi değil. Onun için iyisi mi çok da büyük laflar edip birbirinizi kırmaya birbirinizi incitmeye yeltenmeyin. Hepimiz farklı da görünsek aynı taşın altında ezilip duruyoruz.
Kimimiz inleyip dururken diğerimiz farkında bile değil ezildiğinin. Birimiz kaldırıp atmaya çalışırken taşı, ötekimiz taşın altını oyup kendini avutuyor. Ama nedir derseniz, hepimiz eziliyorken başkasının taşı altında ve eziyorken başkasını bir başka taşın üstünde birbirimizle dalaşmanın, didişmenin, birbirimizi boğazlamanın hiç birimize faydası olmadı olmayacak.
Ne değişti ki hala değişeceğini umayım. Düşünün bu topraklar hangi yönetim biçimini görmedi. Görmediğimiz bir yönetim biçimi kaldı mı? İnanmadığımız denemediğimiz, bir de şunu deneyelim demediğimiz bir ideoloji bir lider, bir kral bir diktatör kaldı mı? Bir mazlum ya da zalim kaldı mı alkışlamadığımız?
Ondandır ki hiç umursamıyorum ne çıkıp ne çıkmayacağını. Çünkü bana soranların da umursadığı yok sandığa atacağım oyu. Birbirimizi kandırmanın alemi yok.
Ama buna rağmen gidin sandığa.
Gidin çünkü değişiklik yaptığınızı zannı biraz da olsun ferahlık verir belki size. Hani eskilerin bir lafı vardı, tebdili mekanda ferahlık var diye. Gelin onun tebdili zulümde ferahlık var diye değiştirelim.
Ama taş aynı taş, hem üstünde hem altındayız taşın. Üstümüzdeki kalkmadıkça altımızdakini duymak, altımızdakini duymadan üstümüzdekinden kurtulmak mümkün değil.
Ve bu paradoks böyle sürüp devam edecek.
Bayraklar değişecek, sloganlar, isimler, parmak işaretlerimiz değişecek ama taş aynı taş hem altında hem üstünde durmaya devam edeceğiz.
Hadi o zaman bakalım ne çıkacak sandıktan.
Civciv çıkacak kuş çıkacak, ne çıkacaksa çıkacak işte o kadar da takılmayın derim.
Koştur koştur yetiştiğiniz o sandık büyülü bir sandık değil mürekkebe boyadığınız o kâğıtlar da büyü değil.
Siz kendinize inanmadıkça kimse inanmayacak size ve size inanmayanlar koydukları yasalara da kanunlara da uymayacak hala bunu anlamadınız mı? O zaman bir hükmü kalıyor mu o yasanın ne olduğu ya da nasıl olduğu.
Hadi o zaman civciv mi kuş mu?
Altı mı yoksa üstü mü taşın.