- 07-06-2020 17:34
- 41056
İnsanların oksijensizliğe tahammülü yoktur.
4-5 dakika nefes alamayan kişinin beyin ölümü gerçekleşir.
Sonradan yapılacak müdahaleler(kısmen) anlamsızlaşır.
Şehirlerde öyledir.
Nefes almalıdır.
Şehrin renginin, kokusunun, havasının, manzarasının olması gerekir.
Bizde bunların hiçbiri yok!
Boğuyoruz şehrimizi, el birliğiyle boğuyoruz!
60 yıllık şehri 600 yıllık şehirden çok daha işlevsiz hale getirdik.
Neredeyse bitişik nizam kurulan binalar, bu binalarda oturanların aracı yokmuş gibi planlanan yollar, kimse çocuk yapmayacakmış gibi tasarlanan parklar, depoya ya da dükkana dönüştürülmüş otoparklar, gasp edilmiş yeşil alanlar, tarım alanlarına yayılmış imar planları…
Sonumuzu hazırlıyoruz!
Nefes alamıyoruz, negatif enerji yükleniyoruz, hastalanıyoruz, psikolojimiz bozuluyor, ekonomimiz sarsılıyor…
Hepsi, 3 kuruş daha fazla kazanalım diye yapılan gasplar yüzünden.
Sonra ne mi oluyor, 3 kuruş için yaptığımız yüzünden, 5 kuruşluk huzur kaçıyor. Yanında koca bir hayat!
Vali Hulusi Şahin, son yaptığı koordinasyon toplantısında, şehrin nefes alması için bazı kararlar aldı. Şehir merkezinde olan eskimiş kamu lojmanlarının yıkılıp yerine yeşil alan yapılması talimatı verdi. Çok yerinde bir karar ama yetersiz.
Eskimiş ve ekonomik ömrünü tamamlamış tüm kamu ve özel binaların yıkılıp yerine yeşil alanlar veya yatay mimariye sahip alanlar oluşturulmalı.
Kadın Doğum ve Çocuk hastanesi de bu alanlardan birisi. Şehrin en sıkışık alanlarından biri. Hem hava hem de trafik sıkışıyor bu alanda. Bina da oldukça eski. Her yıl yapılan tadilatların parasıyla çok daha güzel binalar yapılabilir. Hem bu tarz yorgun binaların sağlık ve güvenlik açısından da sıkıntıları olur.
Bunun içinde hastane, yeni binasına taşındığı anda burası yıkılmalı. Mümkünse, askerlik şubesi, milli eğitim eski binası, milli eğitim lojmanları ve diş hastanesine kadar olan bütün kamu alanları, tek parça olarak yeşil alana çevrilmelidir.
Boşaltılacak hastane binasının yeniden hizmete açılması, ekonomik güvenlik ve sağlık açısından çok sakıncalıdır. Bundan mütevellid, çevresindeki müştemilat ile birlikte yıkılmalı ve o bölgenin nefes alması sağlanmalıdır.
Öte yandan, adliye bitişiğindeki boş arazi de yeşil alan olarak tahsis edilmelidir. Valilik, sağlık müdürlüğü, milli eğitim gibi kurumların şehir trafiğini aksatmayacak, yeşil alanı ve yeşil alan olabilecek potansiyeli yok etmeyecek, tarım arazisi olmayan uygun alanlara kaydırılmalıdır.
Eski petrol ofisinin yerine taşınan belediye makine ikmal müdürlüğünün yeri de çok uygunsuz ve yeşil alan için mükemmel bir yer. Orası da uygun bir yere taşınıp, yeri yeşil alan olarak şehrimize kazandırılmalıdır.
İluh deresinin etrafını açıp yeşillendirmek ve dereden temiz su akıtmak içinde Elon Musk’ın proje hazırlamasına gerek yok…
Hazır belediye ve valilik tek elden yönetiliyorken, kurumların koordinasyonu hızlı bir şekilde sağlanmalı ve bu kararlar ivedilikle alınmalıdır.
Uygunsuz imar planları iptal edilmeli, şehrin nefes almasını engelleyen tüm projeler durdurulmalıdır.
Unutmayın, şehrin nefesini kısan her projede rant vardır, usulsüzlük vardır, rüşvet ve kayırma vardır!
Kimse babasının hayrına, yeşil alanı betona evirmez, 30 metrelik yolu 15’e çevirmez, bataklık alana 8-10 kat imar vermez!
George Floyd’un dediği gibi I can’t breath yani “nefes alamıyorum”.
Lütfen sayın valim, sayın siyasiler, işi sağlıkçılara ve imamlara bırakmayın. Şehre nefes aldırın!
Kimsenin nefes alma özgürlüğünün kısıtlanmadığı yarınlar dileğiyle, sağlıklı ve mutlu kalın…