ÇOCUKÇA BAYRAM SEVİNCİ

Yaşasın yine geldi bayram.

Biz çocuklar için en saf duyguların yaşandığı, küslerin barıştığı, mutlulukların paylaşıldığı o bereketli günler.

Bayram sevinci söz ile anlatılmaz, bu sevinci ancak çocuksu duygularla yaşayan bilir.

Bayram coşkusunu yaşamak için güneşin ilk ışınları ile o kapıyı ısrarla çalan çocukların cıvıltısını, bayram sabahının o apayrı kokusunu içinize çekmek gerek.

Arife gününden telaşımız başlar.

Bayram harçlıklarını baba ve annemiz hazırlarlar.

Rengârenk Bayramlıklar alınır.

Bayram yemekleri pişirilir.

Mis gibi yemekler kokusuyla evin her yerini kaplar...

Tatlılar şerbetlerini çeksin diye ücra bir köşeye konulur.

Bayram şekerlemeleri, çikolatalar, lokumlar, çerezler şekerliklere yerleştirilir.

Evdeki küçük çocuklar başucundaki bayramlıkları, yeni ayakkabıları, çoraplarıyla yatarlar, hepsi de ütülü, tertemiz...

Gece heyecandan uyku tutmaz.

Anne ne zaman sabah olacak diye sorarız.

O güzel masum gözlerimiz yorgunluk ve sabırsızlıktan uykuya dalar.

Ta ki babamızın namazdan dönüşüyle çalan kapının sesiyle açılır gözlerimiz.

Bayramlıklarımızı giyeriz.

Anneciğim saçlarımızı tarar. Ailecek bayramlaşırız. Harçlıklarımızı alırız.

Arife günündeki koşuşturma yetmez.

Esas bu gün çok yoğun olacaktır.

Misafirler,bir seferle yetinmeyip 2-3 kez kapıyı çalan şeker toplayan çocuklar,sofralar,sohbetler...

Sonra kurban kesmek için evden çıkar sonra kurban etleriyle eve geri döner.

Eve gelen kurban etlerini annem ayrı ayrı poşetler.

Tanıdık tanımadık herkese vermek için bir kenara konulur.

Sonra dedemlere hep beraber bayramlaşmaya gideriz.

Dedemin kucağında otururken dedem söylenmeye başlar aaah! o eski bayramlar diye...

Belki o da çocukluğuna dönmek ister, özler o şeker topladığı günleri... Sohbetler böyle uzar gider.

Ya babaannem bizi buldu mu bırakmaz.

Annemin bayram yemeklerini yediğimiz yetmezmiş gibi babaanneminkilerde sıra.

Çok büyük sofralar kurulur tam gelenek ve inançlarımıza yakışan kalabalık sofralar.

Dedem ve babaannem masanın başında mutluluk ve gururu birlikte yaşar.

Çocukları, gelinleri, torunları hepsi yanlarındadır.

Babaannemin yaptığı yemekler bir güzel yenir sonra tüm kuzenler birlikte şeker toplamaya çıkarız.

Sonra misafirler gelir biz gideriz akşama yakın yorgunluktan bitap düşeriz ama uyumanın, dinlenmenin zamanı değil.

Ne zamanı? Çocukların eğlence mekânlarına gitme zamanı.

Bayram akşamları illaki dönme dolaplarda, salıncaklarda, çalışan arabalarda eğlencemiz başlar ta ki gece geç saat olup yorgunluktan bitap düşene kadar.

Her şey çok güzeldir herkes çok mutlu.

Bayram bu çocukluk yaşlarında güzel bence.

Bayramın en güzel anısı  ise dedem ve babaannemin  bize eski bayramlardan masal edasından söz etmesi ve günün sonunda bahçeye atılan şekerleme ambalajlarını toplamaları...

İşte  bu yüzden Bayramları çok severim ,yaşasın yine geldi bayram …

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ