- 22-10-2018 19:30
- 17582
Toplum ya da daha açık ifadesiyle insanlar hizaya getiremediklerine deli der. Toplum değil de söz konusu olan devletse hizaya getiremediğine terörist der.
Uzunca bir süreden beridir gündemimizden düşen ve mevcut hükümetin sayılı doğru uygulamalarından biri olarak gördüğüm “Andımız”ın okullarda okutulmaktan vazgeçilmesine dönük kararın iptaline ilişkin Danıştay’ın kararı, aydın sandığımız ve saydığımız kimilerinin aslında ne kadar sığ, yobaz, faşist ve kör cahil olduğunu ortaya serdi.
Aydın görünümlü küstah cahillerden birinin kendi ifadesiyle “Çok cahilsin keşke ölsen” dedirtecek bir hale soktu birçoğumuzu.
“Andımız”ı okullarda okutmaktan vazgeçerek önemli ve güzel bir adım atan şu anki mevcut hükümetin Kültür ve Turizm Bakanlığına Danışman olarak atanan bu zevat ki televizyon kanallarında su katılmamış yoz ukalalığıyla, ağzını yaya yaya “çok cahilsin keşke ölsen” diyerek kendince cahile(!) yaşam hakkı bile tanımayan bu zırtapoz, sözde aydın sıfatıyla şunu diyebiliyor: Andımız herhalde geri gelecek… Yok gelmeyecekti! Öyle şeylere dokundurtmak ayıp. Kalkması yanlıştı ve küstahlıktı.
Ayıp olanın ne olduğunu karıştıran yukarıdaki zırtapoz ve benzerleri, küçücük çocuklara her sabah yalan söyletmenin ve onları hayata yalanla başlatmanın ayıp olduğunu bilmez de hangi ayıbı bilir acaba?
Budununu özünden çok sevmeyi ezberlettirenler ki bilmez mi özünü sevmeyen budununu sevse ne olur, ondan anca odun olur sizden olduğu gibi.
Var olmadan çocukları, Türk varlığına armağan etmek nasıl bir ırkçılıktır ki bunu okuttuğunuz çocukların içinde Kürt, Arap vs. milletlerin de çocukları var. Karşı önerme olarak, gelin bir defa da varlığınızı Kürt varlığına armağan edin dese birileri ki öncekinden farkı yok bunun da ama kıyamet kopar.
Demem o ki onun ifadesiyle “çok cahilsin keşke ölsen” demeyeceğim cahilliğine rağmen yine de yaşa derim.
Ama şaşırmıyorum ne ona ne de diğerlerine, kendileriyle kavgalılar zaten. Herkesle kavgalı olmak yetmedi kendileriyle de kavga etmeye başladılar. Hükümetin Kültür ve Turizm Bakanlığı Danışmanı, mensubu olduğu hükümete küstah, Meclis Anayasa Komisyonu Başkanı ve Adalet eski Bakanı Bekir Bozdağ’a da kışkırtıcı diyebiliyor.
Diğer taraftan hükümetin küçük ortağı Danıştayın kararına tutunmuş ittifak içerisinde olduğu büyük ortağına verip veriştiriyor.
Neresinden bakarsan bak “bu ne perhiz bu ne lahana turşusu” dedirtiyor. Ya da siyaseten bir hamle mi?
Malum üstü örtülemeyecek bir ekonomik krizi gündemden düşürmek için uydurulmuş bir gündem mi? Yedik mi ama az buçuk yedik sanki.
Andımız, Cemal Kaşıkçı cinayeti felan derken kimsenin aklına ne kriz geliyor ne de alttan alta yapılan zamlar.
Onda da başka bir garabet, arkadaş çıkıp Enflasyonla top yekün mücadele diye bir şey başlatıyorlar bir çok markadan indirim sözü alıp bir kampanya yapıyorlar ama diğer taraftan da kendi başlattıkları sözüm ona mücadeleyi baltalayacak peş peşe zamlar yapıyorlar. Hani nerde kaldı mücadele…