- 03-06-2014 22:29
- 98
Ehlen ve sehlen merhaba sevgili okur.
İki ay zamandan sonra Sonsöz Gazetesinin ilk sayısında yazdığım merhaba yazısı, kesmedi hasretimi. Sabaha varmadan hemen yeni bir yazı karalamalıyım diye uyandırdım kendimi.
Onu da yazmalıyım, bunu da yazmalıyım, şunu da ve şunu da bunu da… diye kalemime komutlar yağdıran çıldırmış bir beyinle baş başayım şu anda.
Otokontrol mekanizmasını çoktaaan yitirmiş olmalıyım. Zira bundan keyif aldığınızı ve durumunuzdan gayet memnun olduğunuzu farz ediyor (aslında eminim ama cümle bütünlüğünü sağlamam gerekti yoksa en ufak bir şüphem yok sizden rahat olun) konuyu balıklama atlamayla “kûçe ya te ye, bajar ya te” kampanyasına getiriyorum izninizle.
Efendim, Kürtçe bilmeyenler için biraz açayım. “Sokak senin, kent senin” adıyla yürütülen bir kampanyadır bahsettiğim.
Kampanyanın en çarpıcı noktalarından biri, Belediye Eşbaşkanları Gülistan Akel ve Sabri Özdemir’in ellerine poşetler alarak sokaklarda çöp toplaması, halkı bu konuda bizzat dürtmeye çalışmaları, temizliğin t’sinden bile anlamayan bazı vatandaşların gözüne sokarcasına kent temizliği ve bilinci anlayışını oluşturmaya çalışmasıdır.
Anlayacağınız takdire şayan bir çalışmadır kendisi.
Amma velâkin çöpler topla topla bitmiyor efendim.
Kirletmekten vazgeçmiyoruz ve korkarım ki vazgeçmeyeceğiz de.
İşin en acı tarafı, bu durumu o kadar kanıksadık ki yaşam felsefemiz haline geldi kirletmek.
Evimizin içerisinde temizlik delisine dönen bizler, sokakları çöp konteynırı olarak kullanıyoruz mübarek. Kirlilik, bağımlılık yaptı da diyebiliriz bir nevi.
İçtiğimiz kolanın şişesini, sigaranın izmaritini, mısırın kolaçanını, ıyyyy pis peçetelerimizi, dahası mı pis mi pis çocuk bezlerini (veee beklenen son) evimizde biriken çöp poşetlerini sokağa atmaktan zevk alan birileri yaşıyor aramızda. Ve diğer kalan kısım da o birilerini taklit ediyor kanımca.
Tuhaf bir millet olduk çıktık yahu. Ne oluyor bize?
Face de görmüştüm, uzaylılar kentimizi işgal edecek yazıyordu. İlk, o an sevindim kirli bir kentte yaşam sürdüğüme. Korkma Hatice, uzaylılar kirli bir kentten hoşnut olmazlar, içini ferah tut diyesim geldi kendime.
Böyle kığğğ (bu terim, bebek dilinde tam olarak iğrenç kelimesine denk gelmektedir) bir şehre inmek istemez hiçbir uzaylı herhalde.
Yahu herkes sorsun hele bir kendine.
Bu şehirle alıp veremediğim ne?
Ne yaptı bu şehir sana ne?
Niçin kirletmek istiyorsun bu kadar diye. (bu arada spontane bir şekilde şairlik yönümü de keşfettim sayılır. Kim tutar seni Hatice, yürü be)
Sorular, sorular, sorular…
Eşbaşkanlar, Sivil Toplum Örgütü temsilcileri ve onlara alçak gönüllülükle eşlik eden bazı duyarlı vatandaşlar, ellerine aldıkları poşetlerle çöp topluyorlar da, demin bahsettiğim kirlilik delisi ve onu taklit eden o kesim, bu çalışmalardan ne kadar etkileniyor, doğrusu merak etmeden geçemiyorum.
Temizlemek yerine kirletmemeyi öğretmek, cennete kısa yoldan gitmekle eşdeğer bence.
O zaman ne mi yapmalıyız?
Benim çok kalcı ve dâhiyane fikirlerim sayesinde belki de bu illetten kurtulabiliriz.
Efendim evvela Belediye yetkilileri, sokak ve mahallelerde konteynır sayılarını arttıracaaaak, elimizde çöp atıklarıyla cadde boyunca çöp kovası aramayı bırakacağız.
Çöp konteynırları çocukların ilgisini çekecek şekilde resimli, figürlü ve gerekirse çizgi film kahramanlarını yansıtacak şekilde yeniden dizayn edilecek, kadın için ise kırmızılı pembeli ışıltılarla konteynırlar çekici hale getirilecek. (biliyorsunuz biz kadınlar, pek bir meraklıyız ışıltılı, cıvıl cıvıl şeylere)
Tüm bunlara rağmen yere çöp atanlar olursa Belediye yetkilileri tarafından tespit edilecek ve 1 ay boyunca günün belirli saatlerinde farklı mahalle ve sokaklarda çöp toplama cezasına çarptırılacak. Aksi halde isimleri, afişlere yazılarak tüm halka deşifre edilecek.
Kirlilik sorununa son noktayı koymuş bulunuyorum efendim, öneri ve görüşlerimin Belediye yetkilileri tarafından büyük bir ciddiyetle değerlendirmeye alınmasını talep ediyor, şu anda bir yerlerde sokağa çöp atanlar varsa eğer attıkları çöplerin rüyalarına kabus olarak girmesini ve bir canavara dönüşerek onları yemesini diliyorum amin…