- 25-03-2020 16:49
- 40
"Kuşkusuz yeni bir çağ geliyor. Bu çağ gezegensel bir çağ olacak. Ama çağların başlangıçları genellikle korkunçtur. En acımasız haliyle erildir, şiddet içerir. Yeniçağlar yumuşakça gelmezler, bunlar saldırganlık ve çarpışma zamanlarıdır. Yumuşak, nazik bir şeylerin işaretini görmüyorum." ~Joseph Campbell
2020 yılının başlarında, astrologların yine merakla beklediği ve üzerine çeşitli senaryolarının yazıldığı “çağ atlatan” bir dizi göksel hareket gerçekleşecek.
Gökyüzündeki olayları takip ederken, ağır hareket eden gezegenlerin döngülerini tamamlama sürecinde bir araya gelip çakıştıkları dönemlerin yeni döngüleri başlatmaları söz konusudur. Bu başlayan yeni döngüleri ekonomistlerin büyüme/küçülme trend eğrilerine benzetebiliriz. Gezegenlerin çakışma dönemleri zaman zaman iç içe geçerler, ancak bazı çakışma dönemlerinde gezegenlerin ciddi anlamda bir arada toplandığı zamanlar vardır. Bu zamanları “dünyada çağ atlanan” dönemler olarak tanımlayabiliriz; örneğin 1.-2. Dünya Savaşları, Osmanlı İmparatorluğunun kuruluşu - çöküşü gibi. Böyle üç gezegenin bir burçta toplanmaları görece sık olabilir, ancak aynı burçta bir araya gelmeleri enderdir. Nitekim Satürn, Jüpiter ve Pluto’nun Oğlak burcunda son kavuşmaları M.Ö. 2000’li yıllara denk gelmektedir. O dönemde Babil kurulmuş ve kısa bir süre sonra Hamurabi Kanunları çıkmıştır. Ne kadar kritik bir geçiş sürecinde olduğumuzu böyle bir bilgi ile basitçe özetleyebiliriz. Yirminci yüz yılda Satürn’le Pluto 1914, 1947 ve 1982 yıllarında kavuştular. 1914 1. Dünya Savaşına, 1947 Soğuk Savaşa, 1982 İran-Irak savaşına, Sovyetlerin Afganistan’ı işgaline denk geliyor.’ BARIŞ İLHAN
Astrolojik olarak özel zamanlara tanıklık ediyoruz gökyüzünü okuyabilmek tarih boyunca insanlığa yol göstermiştir, içinde bulunduğumuz şu günlerde transit satrün yani zamanı yöneten gezegen yöneticisi olduğu kova burcuna geçiş yaptı kova burcunun klasik yöneticisi olması ve modern yöneticisinin Uranüs yani devrimin gezegeninin olması ve boğa transiti yapan uranüse sert açı yapacağı önümüzdeki üç sene özellikle ve devam eden yıllar insanlara hendek atlatacak türden değişimlerin içerisinde, kontrollerin kendileri dışında olduğunu sarsıcı bir şekilde hissettirecek. Kova burcu bireysellikten ziyade toplum bilinci ile hareket etmenin önemini ifade eder bireysel çıkarlar yerine toplumun en yüksek hayrına olacak şekilde hareket etmek , eşitliğin farkındalığı , başkalarının da ihtiyacına uygun davranma, ortak hedeflere sahip ve dayanışma içinde olan bireyler tarafından geliştrilen kolektif eylemler bu dönemin en büyük ve zor sınavı olacaktır.
Bireysel etkilerine gelince; Zaman algımızın bile değiştiği zamanlardan geçiyoruz 24 saat yerine 14.5 saat hissediyoruz hızlandırılmış bir tur içerisinde gibiyiz, dünya manyetik alanlarında kaymalar var paranın değerinin olmadığı zamanlar var önümüzde ve suyun kıymetini bilmemiz lazım! İnsanların su kaynaklarına ulaşımında ciddi zorluklar yaşayacağı zamanlar var. Bunları felaket olarak nitelememiz doğru olmaz bu şekilde bakış açısı panik ve hata yaptırır. Bildiğimiz doğrular değişiyor, kültür değişiyor, eski alışkanlıklar değişiyor meslekler değişiyor ve uzayıp gidiyor yalnızlaştırıldık ama bencilleşmemeyi diliyorum bu dönem bunun sınavı, Dünya bir kıyamın doğum sancısında umuyorum ki insanlık kendi yarattığı alet, icat ve akıllı zekâya yenik düşmez.
Gözle görünmeyen ve her yerde olabilme ihtimali olan bir virüs bir anda bütün dünyanın korkulu rüyası haline dönüştü, herkes evlerine kapatıldı ve panik halinde sisli puslu bir belirsizliğin içerisine sürükleniyor, yaşanan kriz durumu zor ve sarsıcı geçse de iyi ve faydalı olanın anlamını fark edebilmek için yaşanıyor her şeyin iyi olduğu bir dünyada yaşasaydık eğer yaşadığımız şeyin iyi olduğunu bilemeyecektik ‘her şey zıddıyla bilinir’ sözü bu gerçeği bizlere anlatıyor. Sistemimiz bu dualite üzerine inşa edildi. Bu yaşananlar; uyuyan bir toplumu uyandırabilmek için ihtar niteliği taşıyor, insanlık olarak daldığımız tüketim çılgınlığından kendi özümüze dönebilmemiz için derin anlamlar içeriyor, ne mutlu bilişsel olarak farkındalığını arttırıp uyanabilenlere, kendiyle yüzleşme cesareti gösterebilenlere…
Sahip olduğumuz bir çok konumun anlamını yitirdiği, insanların görünmez bağlarla bir birine bağlı olduğunu ve bir kelebek etkisi gibi bir birini etkilediğinin ispatıdır bu yaşananlar, insanları kendi idrak ve iradesini kullanamayacakları yanılgısıyla yönetiyorlar, ne yapabiliriz sorusuna verilebilecek çok fazla cevap var anlayan ve akleden bir toplum için en önemlisi duyarsızlaşmayıp değişime kendi içimizden başlamak ve bize dayatılan din, dil, ırk, etiket gibi ayrıştırıcı ve yalnızlaştırıcı bakış açılarından kurtulup insan olmayı hakkıyla deneyileyip bu sınavı geçebilmek. Gelen çağ Bilgi ve Sanayi devriminden sonraki en büyük devrim Dijital devrim olacaktır, bu devrime insanlığın iyiliği için yön verebilmek yeni nesilleri yetiştiren bizlerin sorumluluğunda olacak, umuyorum ki bu yetişen yeni nesil ve onların güdümündeki dijital ortam insanlığa hizmete ve dayanışmaya adanır.
Bir sonraki yazım da buluşmak üzere esen kalın.