COVID–19 AŞISI DAYATMASI VE SAHTE AŞI KARTI İDDİASI!

COVID–19 AŞISI DAYATMASI VE SAHTE AŞI KARTI İDDİASI!

Bir süre önce Covid aşısı olduktan sonra bu köşede “ben corona aşısı oldum siz neden olmalısınız?” diye bir yazı yazdım.

Yani bu illet hastalığın etkisini ve gücünü zayıflatacak bir çıkar yol bulmadığım için bir bakıma korona aşısı oldum.

Korona aşısı olmuyorum diyenlerin ise bu güne kadar bilimsel hiçbir gerekçesine rastlamadım.

Bu gün normalleşme sürecine giren birçok batılı ülke bunu nüfusun çoğunluğunun aşı olmasına bağlıyor.

Yani aşı olmak şu aşamada en etkili yol ve yöntem olarak görünüyor.

Bu nedenle kurumlar, yetkililer, STK’lar sürekli ‘aşı olun’ çağrısı yapıyor.

Kamu kurumları personellerine aşı yaptırmak için her yolu deniyor.

Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) tarafından aşı konusunda toplumsal duyarlılık oluşturulması ve iş yerlerinde aşısız eleman çalıştırılmaması için tüm teşkilata yeni bir genelge gönderdi.

Aşı olmayanlar ileriki süreçte birçok haktan mahrum bırakılacak gibi görünüyor.

Aşı yaptırmayanlar işe, toplu taşıma araçlarına, sınavlara, kamusal alanlara alınmama gibi hak mahrumiyeti ile karşı karşıya kalabilir.

İkna ile yola gelmeyenlere aşı dayatması, yaptırımlarla uygulanacak.

Bence dayatma yerine bilinçlendirme ve ikna yoluna gidilmelidir.

Yeteri kadar kutuplaşmış toplumumuzu, bir de aşı olanlar ve olmak istemeyenler diye kutuplaştırmamak gerekir.

Aşı olmuş biri olarak aşı olmak istemeyene yaptırım yapılmasını ve dayatmada bulunulmasını demokratik bir yöntem olarak görmüyorum.

Evet aşı için henüz aşı olmaya ikna olmamış hatırı sayılır bir kesim nedeni ile korona halen ülkemiz ve şehrimiz için büyük bir tehlike olarak önümüzde duruyor.

Yine söylüyorum aşı olmaktan başka mantıklı bir yol bulamıyorum.

Aşı olmayanların gerekçesi ikna edici değildir.

Aşı olmayanlar aşının etkileri ile ilgili bilimsel açıklamalardan ziyade, daha çok geçmişte yapılan bazı aşıların insanlar üzerinde yarattığı olumsuz etkilerinden söz ediyorlar.

Hiçbir etkisi olmasa da aşıdan korkanlar var.

‘Aşı oldum, hiçbir ağrısını his etmemiş olmama rağmen sanki vücudumun içinde enjektörün uç kısmı kalmış gibi bir hisle dolaştım’ diyen kişileri dinledim.

‘Aşı olurken bayıldım’ diyenleri de biliyorum.

Alerjik hastalıkları olanlar var.

Hiçbir alerjik sorunu yoksa da aşıya alerjisi olanlar var.

Bunların hepsini göz ardı edemeyiz elbette.

Şayet aşı olmayanlar yaptırımlarla zorlanırsa, korkarım her yasak ve baskıcılığın sonunda ortaya çıkan sonuçla karşılaşırız.

Yanı sahtecilik ve para, işin içine girebilir.

Kısacası baskılar artarsa, bazı kişiler aşı olduklarını ispatlayacakları hileli yollara başvurabilirler.

Sahte rapor meselesinde olduğu gibi bu kez sahte aşı kartı ile ilgili birtakım iddialar dolaşmıyor değil.

Güya aşı olmadan bazı kişiler sistemde kendini aşılanmış gibi gösterebiliyorlarmış.

Umarım bu söylenti ve iddialar doğru değildir.

Bu iddialar ne kadar gerçek, ne kadar yanlış, bilemiyorum ama en doğru yöntem dayatma yapmak yerine, halkı bilinçlendirerek ve ikna etmektir.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ