CUMHURBAŞKANI’NI KANDIRAN ZEVAT!

Kandırmak çirkin bir ifade, belki “ihanet” kelimesi daha şık olurdu.
İhanet kelimesi de ağır olur belki ama daha iyi oturur gibi!
İyi de kim bu kadar cesur ve cüretkâr olabilir?
Siyasetçi, bürokrat, sivil toplum temsilcileri…
Bence hepsi!
Çünkü hepsi bir zincirin halkası.
Hepsi derken tüm siyasetçi, tüm bürokrat ve tüm sivil toplum kuruluşları demiyorum.
Bozukluk, bu sistemlerin içerisine işleyip, kısmen işletemez hale getirmiş diyorum.
Cumhurbaşkanı bir politika belirler ve bunun hayata geçirilmesini ister.
Altındakiler hemen ilgili kişilere talimatları verir.

İlgili kişiler, ilgisiz kişilere yetki ve talimat verince, işler kasar, sistem çöker, politika sorgulanır ve nihayetinde başarısızlık peyda olur. 
Bu başarısızlık cumhurda ve onun reisinde ciddi bir huzursuzluğa neden olur ama aradakiler müthiş bir haz alır. 
Lakin başarmışlardır. 
Hem cumhuru hem de onun reisini bir şekilde kendilerine geri dönüş yapmak zorunda bırakmışlardır!
Nasıl oluyor bu iş?
Cumhurbaşkanını kandırmak o kadar kolay mı?
Ona bir şey demiyorum ama birileri zorda olsa başarıyorlar işte.
İktidarının ilk yıllarında birebir kendisi ilgileniyordu. 
Görüşüyor, konuşuyor, raporlar hazırlıyordu. 
Hem partisi hem ülkesi için daha fazla mesai harcıyordu. 
Lakin şimdi durum farklı, dünya ile uğraşıyor, dünyada onunla uğraşıyor. 
Bu, büyük devlet olmanın gereği ama büyük devletler, bazen başka devletlere kendi devletlerinden daha çok zaman ayırmak zorunda kalabilir!

Bunlar yaşanırken gözün arkada olmaması gerekir. 
Bunun için de çok iyi işleyen bir çark olması gerekir.
Çark var belki ama işliyor mu biraz şüpheli!
Menfaat liyakatin önüne geçmiş.
Siyasette biri bir köşe başını aldı mı hemen yakınlarını pazarlamaya başlar. 
Siyasete, bürokrasiye ve sivil topluma angaje eder onları. 
Onlar da hemen altlarını ona göre dizayn eder. 
Bürokrasi ona göre işler, sivil toplum ona göre kişner…
Yukarıdan bakınca uyum had safhadadır. Ama bu uyumun tek çekirdekten kaynaklandığının farkında olmak gerekir.
Bunların uyum halinde verdiği karar ve raporlarda muteberdir maalesef. 
Çünkü üç ayak, tek ses çıkarırsa bu itibar edilmesi gereken bir durumdur.

Arada bu çarka çomak sokmaya çalışan, bağıran, çağıran, bürokrat, siyasetçi veya STK ise çıbanbaşı diye fişlenir, bir şekilde işlenir, sonra da dışlanır!
İsterseniz örnek ve isimler verebilirim.
Mesela eşinin bile kendisine oy vermesi şüpheli kişilerin piyasaya ve yukarıya çok büyük değer ve potansiyel diye sunulması!
Liyakat yerine itaat düsturuyla atanan bürokratların, kurumlara ve vatandaşa yaptıkları!
Sivil toplum kuruluşlarının başına, sivil olmayanlar tarafından atanan başlar!
İsterseniz en alttan yani sivil toplumdan başlayalım.
Çünkü çark onlardan başlıyor. 
Onlar siyasetçileri, siyasetçiler bürokratları belirliyor!

Özellikle devletin desteklediği veya sübvanse ettiği bazı sivil toplum kuruluşları, bazılarının arka bahçesi olmuş.
Siyaset, genel merkezde etkili olmuş, oradan istediği adamları atamış. 
Onlar da sivil toplumun değil kendisini atayanın vizyon ve misyonunun peşinden koşmuşlardır.

Zaten bu adamların çoğunun, atandıkları kuruluşun vizyon ve misyonundan haberi bile yoktur. Haberi varsa da alakası yoktur!
Ama o şahıs oranın başkanı diye pazarlanır, görüşleri dikkate alınır, adam yerine konur!
Bunların görüşü de yukarıya halkın görüşü diye gönderilir!
İşlerini çok iyi yapan sivil toplum kuruluşlarını tenzih ederim. Gerçekten canla başla bu memleket için cebelleşenler var!
Ama seçim öncesi milletvekili aday adayı olan 4 kişinin, 4 farklı ile başkan olarak atamasını kimse bana izah edemez!
Ne var bunda demeyin!
Bu kuruluş devletin destek verdiği Cumhurbaşkanının da çok yakından ilgilendiği bir kuruluş. Yani bu kuruluşun temsilcisi, cumhurbaşkanı için rakiplerinin karşısına bir sıfır önde çıkacak.
Peki, bu adamların bu kuruluşla alakası var mı?
Bu atama işleyen çarka bomba koymak olmaz mı?
Bu kuruluşun itibarını 2 paralık etmek ve üstüne samimi duygularla destek veren Cumhurbaşkanına hakaret veya ihanet olmaz mı?
Olur olur hem de bal gibi olur!
Bunu yapanda kendini sivil toplum kuruluşunun ve Cumhurbaşkanının dostu diye pazarlayan bir kişi ve bu 4 kişi de o kişinin dostu!
Hayır kuruluşunun başına atanan işi gücü mesleği olmayan zatlar veya akşam olunca kafayı çekenlere de bakmak gerekir!
Yani sistemi temelinden temizlemek gerekir!

Cumhurbaşkanı oradan bakınca burası farklı görünüyor muhtemelen. Sordukları ve sorduklarını teyit ettirdikleri kanallarda da ciddi sıkıntılar mevcut!
Bunun böyle işlemesi, birilerinin çok işine geliyor.
O birilerinin kim olduğunu hepimiz biliyoruz! 
Onların 2019 sonrası mevzileri hazırladıklarını da biliyoruz.
Lakin üzülüyoruz. Reis dünyanın en büyük Nemrutlarıyla uğraşırken, buradaki İbni Selülcüklerin onun ayağına dolanması bizi üzüyor.
Memleket için dünyaya kafa tutan adamın, kafası için memleketi feda eden adamları temizlemesi duasıyla, sağlıklı ve mutlu kalın…
Not: Yazı muhtelif zamanlarda ve gereği halinde isimler vererek devam edecek.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ