Bu her iki siyasi kişilikler, siyasetin zirvesinde yer alıyorlar.
Cumhurbaşkanımızın siyasi hayatı Büyükşehir Belediye Başkanlığını da sayarsak yirmi küsur yılı aşkın bir zaman dilimi demektir.
Oysa dolar milyarderi Bay Trump, daha yirmi gününü bile doldurmadı.
Seçim kampanyasına odaklanmış, onu izliyordum.
Teşhisimi koymuştum.
Kafadan kontak faşist ve saldırgan bir başkan adayı diye Gazetem İstanbul’daki köşemde makale yazıp, facebookta da paylaşmıştım.
Gel zaman, git zaman kısa bir süre sonra makamına oturdu ve başladı sağa sola saldırmaya.
Öncelikle basın mensupları meslektaşlarımıza adam akıllı bir giydirdi.
“Şahsiyetsiz” dedi onlara, bu “kontak-kırık” siyasi başkan yahut başkan görünümlü psikiyatrisi vaka.
Enteresan sıra dışı kararlar almaya, dünyayı ilgilendiren ve vize konusunda set ve barajlar koymaya başladı.
Arkasına İsrail’i de almış.
Ne hikmetse, adam ABD Başkanı mı? İsrail’in emir eri mi?
Herkes görüp anlıyor ne olduğunu ve ne olmadığını.
Vampir İsrail de boş durmadı, Trump’ın desteğiyle, göz kırpmasıyla çok yakın bir geçmişte yine Gazze’ye saldırdı.
***
07.02.2017 tarihinde TV kanallarında Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın Bay Trump ile bir telefon konuşması yapılacağı haberleri kamuoyuna servis edildi.
İşte o zaman beni bir heyecan sardı adeta tavan yaptı.
Çünkü bu dengesiz başkan görünümlü Trump’ın sinirli, dengesiz ve nerede ne yapacağı bilinmeyen adamın bizim cumhurbaşkanımıza da saygısızlık yapabileceği ihtimalinin sıfır olmadığını düşünerek fazlasıyla gergin bir ruh hali yaşıyordum.
Yine haberlerde dinlediğimiz kadarıyla bu gün 08.02.2017 tarihinde yapmış oldukları telefon görüşmesinin kazasız belasız ve başarılı olumlu geçtiğini servis ettiler, rahatladım.
Biliyorum ki dengesizlik yapıp Cumhurbaşkanımıza karşı da talihsiz açıklamalar, gaf’lar yapmış olsa yahut deneseydi asla bizim Cumhurbaşkanımız alttan almayıp misliyle ve daha ağır bir tarzla karşılık verirdi.
Şükürler olsun ki bunlar yaşanmadı.
Yaşanmış olsaydı an itibariyle ekonomimiz etkilenir uluslar arası dış güçler bu kontak ve sıyrık adamın yanında yer alacaklardı.
Siyasi ve daha bir çok anlamda sıkıntılar yaşayabilirdik.
Aksine DEAŞ konusunda verdiğimiz savaşı destekliyormuş.
Suriye politikamızı beğeniyormuş.
Daha nice beğenilerini, iyi niyet ve işbirliği tekliflerinde bulunup bizimle güven tazelemek istiyormuş.
Demek ki Türkiye’yi iyi okumuşlar bizleri sıradan bir ülke statüsünde tutmadı.
CIA’nın de başkanının ilk yurt dışı gezisini Türkiye’ye yapacağına yönelik açıklaması, fazlasıyla anlamlı geldi bana.
Bu davranış bizi onura etme anlamı taşıyor olabilir yahut gözlem ve Trump’a bilgi vermek için birinci elden detay bir çalışma analiz ve daha neler neler diye düşünmek de mümkündür.
Ancak ey değerli okur lütfen bu adamı yakın takibe alın.
Pek aklıselim bir tipe benzemiyor ben halen tedirginim.
Zira davranış bozukluğu sergiliyor.
Baksanıza İran neler düşünüyor?
Face’de bana olumlu yorumlar atan İranlı Sayeh isimli bayan arkadaşıma, bu manyaktan tedirgin olduğumu ve kendisinin neler düşündüğünü sordum.
O da bana cevaben “belki bizler çıkacak bir savaşta ölebiliriz ama gelecek nesillerimiz daha onurlu yaşayacaklar” diye cevap verdi.
Halen facebok’ta o yazılar İngilizce olarak duruyor. Bay Trump “radikal İslam terörünü bitireceğiz” diyor.
Bu aklını peynir ekmekle yiyen adam yahut madam her neyse, İslam ile terörü eşdeğer görüyor.
İşte cehalette zirve bu konuyu ayrı bir makale olarak adam akıllı yazmam gerekecek.