- 21-01-2015 13:06
- 30
Demokratik sisteme entegre olmak, demokrasiyi tüm argümanlarıyla sindirmekle başlar. Kabullenilmeyen bir sistemin sindirilemeyen kurallarıyla hareket etmek, kendinle muhalefet etmektir!
Bu muhalefet ruhuyla alınabilecek yolsa, kör kuyularla, kör tünellere götürür insanı!
Kimse insanlara niye böyle inanmıyorsun, niye buna inanmıyorsun diyemez! Herkes istediğine istediği şekilde inanmakta özgürdür. Bu özgürlük, başkasının özgürlük sınırlarının olduğu noktaya kadar genişler, orada durur. Orayı zorladığınız anda siz artık bir suçlusuz!
Başkasının özgürlüklerini kısıtlamak, başkasının özgürlüklerine gem vurmak, keyfi sınırlar çizmek, demokratik sistemin en büyük tehditleri arasında yer alır.
Eğer ben bu sistemi kabul edip, kendimde hayata geçirmeyi kabul etmişsem, herkesle eşit şartlarda mücadele etmeyi, kimsenin tavuğuna kişt dememeyi, şiddet ve nefret söyleminden uzak durmayı kabul etmişimdir.
Hem demokrasi, özgürlük, eşitlik, hak, adalet deyip hemde birilerinin bu haklarını zorlaştırmak, kesinlikle etik değildir!
Seversin sevmezsin, ama onu ezemezsin!
Ezmekte, dövmekte, sövmekte, sandıkta olur!
Bu demokrasilerin kesin kuralıdır. Eğer bunu uygularsan sistemden verim alırsın, sisteme muhalefet eder, altındakini ezersen, üstündeki de seni ezer!
Sende şiddeti körüklediğin için, sana yapılan şiddete hömkürme hakkını kaybetmiş olursun!
Sıcak gündeme gelecek olursak,
Son günlerde ülkenin farklı yerlerinde farklı partilere saldırılar gerçekleştirildi. Bunları bekliyormuyduk tabii ki evet. Bu ülkeyi, onu sevenleri ve sevmeyenleri bilen herkes gibi bende bundan bir iki ay önce böyle saldırıların seçimler yaklaştıkça olacağını söylemiş ve köşemden paylaşmıştım.
Birileri seçimleri provoke etmek için insanları bir birine kırdıracak, bunun içinde çok kirli argümanlar kullanacaktı. Şimdi görüyor ve yaşıyoruz…
Birileri bilgisayar oyunu oynar gibi oynuyor bu milletle. Ona taş, ona Molotof, ona bıçak ona kurşun atıyor. Çok şükür millet uyanık artık, bu oyunlara gelmiyor ama birileride şanslarını çok zorluyor. Bu zorlamanın başarıya ulaşmaması içinde parti yöneticilerinin ciddi çaba sarf etmesi gerekiyor.
Bu konuda üzerinde en çok oyun oynanan ve bu oyuna gelmemekte çok ciddi bir dirayet gösteren parti MHP’dir. Bölgede olmasa da ülkede ciddi bir sokak gücüne sahip olan parti, liderinin sağduyulu yaklaşımıyla, oynanan oyunları genelde bertaraf ediyor. Bunun içinde oyun oynayıcılar şimdi liderlerini bertaraf etmek için uğraşıyorlar!
MHP’de gördüğümüz hassasiyeti BDP’de de görmek istiyoruz. Birileri onlarıda sokağa dökmek, illegaliteye itip, illegal ilan etmek ve sonrada illegaliteyle mücadele ediyoruz deyip onları içeri tıkmak istiyor. Onlarda bu oyuna kısmen geliyor.
Kısmen diyorum çünkü Selahattin Demirtaş genel olarak sağduyulu olarak bildiğimiz bir siyasetçi. Ama son Lice olaylarında bu sağduyuyu ne onda nede diğer partililerde göremedik.
BDP ve Hüdaparlıların yaptığı açıklamalara bakmaya gerek yok, herkes neyin ne olduğunu kimin ne yaptığını zaten biliyor.
Liderlerin olayı her şeye rağmen her zaman sükunetle karşılaması, şiddeti kınaması gerekirken, orası bizim kalemiz oraya gidip esnaf ziyaret emek, broşür dağıtmak, arı kovanına çomak sokmaktır demek, demokrasiyi bilmemek, inanmamak, halkı tanımamak ve ona güvenmemektir…
O zaman herkes güçlü olduğu alanlara çit çekip, kimseyi sokmasın. Sandıkta da sayım yapılmasın, kelle başı kadar oy yazılsın!
Unutmayın, seçimler kanuni bir düzlemde düzenlenir. Eğer siz bu düzlemde yer alacaksanız, kanunlar çerçevesinde hareket edeceksiniz. Seçimde propaganda özgürlüğü var mı var, sınırlarını kanun çizmiş mi çizmiş! Bu sınırları aşmak, bunu şu veya bu bahaneye dayandırmak, olayı başka noktalara çeker.
Kimsede biz onları ezdik, eziyoruz, ezeceğiz diye naralar atmasın, gücünü kuvvetini sandığa yansıtsın. Sokakta kimin kimi ezdiğini, ezebileceğini zaten halk biliyor! O manzaraları da tekrar yaşamak istemiyor!
Sizin size düşman olmanıza hiç gerek yok, zaten sizin ortak düşmanlarınız var ve sizi birbirinize kırdırmak için ikinize de bombalar atıp, kurşunlar sıkıp, taş sopa atacaklardır. Siz buna hazırlık yapıp tedbir alacağınıza, ortamı onlara hazırlarsanız, yine kaybeden Kürtler, Müslümanlar bölge ve ülke olacaktır!
Seçimlerin demokratik bir havada, huzur ve barış içerisinde geçmesi dileğiyle, sağlıklı ve mutlu kalın…