DEPREM BİZE NEYİ ÖĞRETTİ?

Öğretti mi bilmiyorum ama ölümü iliklerimize kadar hissettirdi!

İlk defa Batmanlılar bir depremde bu kadar sarsıldı. Daha önceki depremlerde yüreği sarsılıyordu, bu kez bedenleri sarsıldı. Tabak tencere sesleri, yatak, kanepe hareketleri, dolapların dansı, hayatı film şeridi gibi geçirdi gözlerin önünden.

Bir anda ya ölürsem!

Dedi herkes.

Kimi çocuğunu aldı, kimi eşini, kimi sigara paketini…

Alan dışarı fırladı. Bazıları içeriden hiçbir şey almadan fırlamıştı. Hatta üstüne de bir şey almamıştı.

Yenge, kafasına kafasına vuruyordu, böğrü açık dışarı çıktığı için değil kendisini beklemeden dışarı fırladığı için…

Ölümün soğukluğundan, kimse havanın soğukluğunu hissetmiyordu!

Kimse ırkçılık, tefecilik, yalancılık, ahlaksızlık, namussuzluk hatta hırsızlık düşünmüyordu.

Hırsızlar bile şoka girmişti. Normalde onlar insanların şoka girdikleri anda faaliyet gösterirlerdi.

Lakin bu kez öyle değildi.

Ölüm damarların içinde dolaşmıştı.

O dolaşım sekteye uğrasa, bir anada herşey film şerdi gibi geçecek. Ama bu kez sadece onun gözlerinin önünden değil. Ümmeti Muhammed’in hatta Hz. İsa, Musa ve Adem’in ümmetlerinin gözlerinin önünden akacak yaptıkları fiiller.

Sadece hırsızların mı?

Maalesef, hepimizin, hırsları, zaafları, inatları dökülecek ortaya!

Kendinizin bile görmekten çekindiği durumlar, ulu orta dökülecek!

Eşinizin, çocuğunuzun, iş ortağı ve amcaoğlunuzun görmesini istemediklerini, Zeki Müren bile görecek.

Sistem çok basit, herkes çırılçıplak bir alana çağrılacak ve diyecekler ki bay/bayan X, melek/zebani takacak flaşh diski cihaza, koca ekran açılacak, vay anam vay…

Hazır mıyız buna?

Hazır mısınız, diye sordu mu birileri?

Hayır, sadece sarstılar. Tüm sistemler karıştı. Ölsek, o koltuklar, dolarlar, daireler, arsalar, borsadaki rakamlar bir anda anlamsızlaşacak. Belki hac, zekat, namaz, oruç borcu vardı…

Oooo bu kadar mal, mülk, makam verene, sen 5 farzı bile borç takmışsan, vay anam vayyyy!

Daha erken miydi?

Yapacak mıydın daha bunları?

Deprem yaparak sana yanlış mı yaptı Yaradan? (haşa)

Sen ufak ufak yürü karadan, gösterecekler sana yandan yandan!

Depremler İnsana Allah’ı hatırlatır, Kıyamet sahnesini.

Yarım kalmış yemek, filim, entrika, tedavi, oyun veya dersi bırakıp sadece üstündekilerle hatta bazen üstsüz, en yakın meydana toplanma durumu.

Her şey o anda bitmiş olabilir. Herşeyiniz enkaz altında kalmış olabilir, siz bile?

Size o anda yardım edecek kimse yoktur.

Cumhurbaşkanı bile gelip, üzerinize yığılan kolonun dibinde dua edip gözyaşı dökebiliyor sadece.

Yaradan bir şey hatırlatıyor sana ey gafil.

Bugün son olabilirdi!

Malın, mülkün, makamın, herşeyin bir anda harabeye dönebilirdi.

Döndüğünde, dönecek yüzün olmayabilirdi!

Ama yok, o gece korktuk, sabah 300 km uzakta deyip iki dua ile kapattık!

Olmamış gibi davrandık. Olmayacakmış gibi kendimizi inandırdık.

Ey gafiller, dibinizde, burnunuzun ucunda, belki çok daha yakınınızda.

Herkesin görmesinden hicap duyacağınız sufli fiillerinize ara verin. Telafi için size verilen şansı iyi değerlendirin.

Ölüme hazır olun.

Ölen kardeşlerinize ve geride kalanlara dua edin, destek verin, halinize şükredin.

Enkaz altındaki kardeşlerimizin enkazdan, dünyanın enkazı altında ezilen halkımızı da dünya enkazından kurtulması duasıyla, sağlıklı ve mutlu kalın...

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ