- 03-10-2019 19:15
- 17128
26.09.2019 günü saat 14.00 Silivri açıklarında 5,8 büyüklüğünde meydana gelen deprem, başta İstanbul olmak üzere bütün Marmara bölgesini etkiledi.
Depremi hisseden, yaşayan insanların kaçışlarını, panik görüntülerini TV kanallarında izledik. İnsan ölümü hissedince panik had safhada, tek yaptığı hareket bulunduğu yeri terk etmek, kapalı mekânlardan uzaklaşmak derdi ve gayreti içerisine giriyor. Birde psikolojik bunalıma sahipse, rahatsızlığı depreşiyor, dünya dar geliyor. Rahatsızlığı uzun süre devam ediyor. Toplumun birinci gündemi olan deprem, her yerde ortak mevzu haline geliyor. Deprem uzmanları sahneye çıkıyor, görüş ve düşünceleri günlerce konuşuluyor. Depreme karşı çareler üretmeye çalışılıyor.
Bunların dışında esas depremin sebebi olan, Allah (C.C) – İnsan ilişkisi gündeme gelmiyor. Kur’an-ı insanlara tebliğ etmekle görevli din alimleri ve diyanet teşkilatı Depremi Kur’an-ı bakışla değerlendirmeyerek, halkı depreme karşı bilinçlendirmiyorlar. Esas gündeme gelmesi gereken, Allah’ın Kudreti, Takdiri Ve Depremle İnsanlara vermek istediği mesaj göz ardı ediliyor. B u gün depremi hak eden insanımızın hali, yaşantısı ortadadır. İnsanımız şeytanın kulu haline gelmiştir. Kıyamete kadar baki olan Kur’an-ı kerimde; geçmişte ahlaken çöken kavimlerin başına gelenler anlatılmakta, sizde onlar gibi olmayın mesajı verilmektedir. Bunların en bariz örneği ahlaksızlıkta zirve yapan Lut kavmi; Şu’ara Suresi 160 ayetten 175. Ayete kadar ahlaksız tutumları sergilenerek ve NEML Suresi 54.55.56. ayetlerde ahlaksızlıkları anlatılarak, yok oluşlarının sebebi bildirilmektedir. Yine Yüce Rabbimiz Kaf suresi 36. Ayeti kerimede şöyle buyuruyor ‘’ Biz onlardan önce nice uygarlıkları helak etmişiz, onlar güç ve kudret olarak bunlardan çok daha ileriydiler. Fakat bir sığınak yok mu? Diye sığınacak delik aradılar. Allah (C.C) tan kaçmaya çalıştılar, başaramadılar. Şu’ara suresi 181. Ayette’’ Ölçüyü tam tutun, hak yiyenlerden olmayın. 182. Ayette’’ doğruluktan şaşmayan terazi ile tartın’’. 183.Ayette; ‘’insanları hakları olan şeylerden mahrum bırakmayın ve kötülüğü yaygınlaştırarak yeryüzünde ahlaki çürümeye meydan vermeyin’’.184.Ayette’’ Sizden önceki kuşaklarıda yaratan, O yaratıcıya karşı sorumluluk bilincinde olun’’ buyrulmaktadır.
Depremle Yüce Rabbimiz Bize; İsyankârlığımızı, gaflet ve delalet içinde olduğumuzu hatırlatıyor. Allah (C.C) ın izni olmadan hiçbir şey olmaz. Bu gün insanımızın gündeminden İslam dini ve Ahiret endişesi çıkmış. Hak ve Hakikatten uzaklaşılmış. Dünya menfaati, ahlaksızlık, edepsizlik, hayâsızlık, emanete hıyanet, yalan, gıybet, aldatma, gayri insanlık hayat tarzı haline gelmiş. Modernlikle toplumu dizayn eden, para babaları emrindeki sosyal medya toplumu istedikleri şekle sokarak kendilerine kul etmekteler.
Demokratik, Laik, Kapitalist sistemin korunması için kurulan Diyanet teşkilatından, depremin ruhunu bize bildirmesi, insanımızı Kur’an-ı bilince ulaştırması beklenemez. Bunun açık örneği; deprem sonrası camilerde Cuma vaazlarında ve hutbelerde camiler haftasından bahsedilek, toplumun birinci gündemi olan deprem ve depremi oluşturan insanların davranışları görmezlikten gelinmiştir. Yine aynı Diyanet camilerin camına Faiz illetinin bela olduğunu anlatan ayeti kerimeyi yapıştırıyor, Diğer yandan, Sayıştay’ın açıkladığına göre aynı diyanet 2 milyon 109 bin 76Tl. Faiz geliri elde ediyor. . Diyanetin kimin kulu olduğu ortada. Bu ortam ve şartlarda, her aklı başında insanımızın Kur’an Mesajıyla hem hal olması, Yüce Rabbimizin Kendisinden Emir ve yasaklarını öğrenerek, hayatını inşa etmesi ve diğer insanlara vesile olması kaçınılmaz gerçektir.
Dostlar; Deprem gibi tabii afetlere duçar olmamak için, insanımızın yaratılış gayesine uygun hayat tarzına sahip olması şarttır. Bunun için; KUR’AN-I Kerim bilincine ulaşılması, Rabbin-ı Tanıyan, Haddini bilen, Allah (c:c)ın belirttiği Sırat-ı müstakime göre hayatını idame ettiren, toplum haline gelinmesi şarttır. İnşallah deprem gerçeği bizi gerçek mutluluğu elde etme şuuruna ulaşmamıza vesile olur.
Selam ve dua ile.